"Şaka mı yapıyorlar?" Altay'ın şaşkın bakışları karşı masada oturan Halil, Yunus, Kerem üçlüsüne takıldı.
Ya, sizin burada ne işiniz vardı?
İrfan, onları gördüğünde selam verdi ve Masaya davet etti.
Sorgular gözlerle bakıyordum.
Yunus ellerini teslim olurcasına kaldırıp gözleriyle Kerem'i gösterdi.
Yunus: Zorla getirdi.
Yunus: Sizi yalnız bırakmazmış.
Gözlerimi devirdim. Telefonu kapatıp önüme döndüm.
"Hangi rüzgar attı sizi buraya Keremcim?" Omuz silkti. "Hiç, öylesine tatile geldik biz de."
Gözlerimi kısarak yüzüne baktım.
"Baksana şu tesadüfe, bizim olduğumuz otele geldiniz." Kerem, beni hafife almaması gerektiğini bilirdi. Muhtemelen, dün görüntülü konuşurken yatağın yanındaki amblemden hangi otelde kaldığımızı buldu.
Annesi tarafından azarlanan çocuk gibi bakıyordu yüzüme.
Altay'la girdikleri bu gereksiz rekabet aralarını bozmuştu. Böyle bi' şeyin sebebi olmak istemiyorum ben.
Gözleri yanımdaki Altay'a kaydığında Altay'ın da direkt olarak Kerem'e baktığını fark ettim.
Al işte.
Sonra her şey benim yüzümden olmuş olacaktı.
"Ben gidiyorum ya. Doydum."
Masadan uzaklaştım. Köşede ağlayan genç bi' kız gördüm. İstemsizce ona bakakaldım. Yanına gitsem, beni yanlış anlar mıydı?
"İyi misin?" Gözlerime baktı ve kafasını evet anlamında salladı.
"Emin misin? Anlatmak zorunda değilsin eğer iyi gelecekse ve yanında birinin olduğunu hissedeceksen sessizce burada oturabilirim." Kız şaşkınlıkla yüzüme baktı. Böyle bi' şeyi kimse ona teklif etmemişti muhtemelen daha önce.
Sessizliği ilk bozan o oldu.
"Kendimi kirli hissediyorum."
Gözlerim kocaman açıldı. Bu hikaye, oldukça tanıdıktı.
"Kaç yaşındasın?" sormadan edememiştim.
"14." Çok küçüktü. Çok çok küçüktü bunları yaşamak onu çok kötü etkilerdi. Nasıl insandı bunlar?
"Annemin kocası. Bana zorla do-" devam edememişti ama ben çok iyi anlamıştım. Hıçkırıklarla ağlıyordu, benim de gözlerim dolmuştu.
Onu tanımıyordum ama ona sımsıkı sarıldım. O ağladıkça ben de ağladım.
"Annen biliyor mu?" Kafasını evet anlamında salladı.
"İnanmadı bana, vücudumdaki morlukları gördü, çarpmışsındır dedi. Ne demek çarpmışsındır ya?" dediği şeye daha çok ağladım.
"Nerdesin sen! Gel çabuk gidiyoruz!" Bahsettiği adam olmalı ki bağırıyordu.
Kıza yaklaşmaya çalıştığında ayaklandım ve adamın önünde durdum.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bu kız senin malın mı istediğin yere götüreceksin." Adam şaşkın bi' şekilde yüzüme bakıyordu.
"Seni ne ilgilendirir bayan?" demişti sinirle.
"Senin gibi insanlar bu dünyada var olduğu sürece benim gibileri bu durum ilgilendirir bu birincisiydi."
Adam bi şey demek için hazırlanıyordu.
"İkincisi, henüz karşındaki insana hitap etmeyi bilmezken bence konuşmamayı tercih etmelisin. Bayan değil kadın."
Sessiz kaldı şaşırmıştı.
"Bu kızı zorla hiçbir yere götüremezsin."
Adam beni geçip kızı kollarından tuttuğunda kız bağırmaya başladı.
"İstemiyorum bırak beni nolur bırak." ağlıyordu.
Kızı adamın kollarından kurtardığımda adam bu sefer benim üzerime yürümeye başlamıştı.
"Bence beni karşına almak istemezsin." Adam alaycı bi tavırla güldü.
Adama okkalı bi tokat geçirdiğimde yanında kızın annesi olduğunu düşündüğüm kadın endişeyle kocasının kolunu tuttu.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun be kadın!" Bana bağırarak elini vurmak için hazırladığında kaldırdığı kolu tuttum.
"Aferin, hitap etmeyi öğrenmişsin. Şimdi burdan gideceksiniz ve kızı bırakacaksınız aksi takdirde polis çağıracağım." Bu sefer de kadın hiddetlenmişti.
"Sen kim oluyorsun be kadın! Seni ne ilgilendirir benim kızım? Ne saçmalıyorsun?"
"Anne olduğun senin yeni mi aklına geldi? Bu kız sessizde bu köşede ağlarken nerdeydi senin anneliğin? Anne olmak doğurmak demek değil. Senin gibiler bunu asla anlayamaz tamam mı! Kızın zor durumlardayken sen ne yaptın he? Yanında mıydın onun? Saçlarını okşayıp merak etme güzel kızım ben halledeceğim diyebildin mi?" Kadın susmuştu.
Oteldeki herkes bizi izliyordu.
"Senden ne anne olur ne de insan. Şimdi buradan çıkıp gidiyorsunuz eğer sorun çıkartırsanız emin olun benden arızasıyla karşılaşmazsınız." Kadın ve adam uzaklaştığında ağlaması şiddetlenen kıza sarıldım. "İyi misin?" Beraber yere çöktüğümüzde sessizlik vardı etrafta.
Yerden kalktım ve kızı kaldırdım. "Polise her şeyi anlatacaksın. Doktor raporu isteyecekler, üzgünüm ama o adamın hak ettiği yeri bulması için bu gerekli ve bunun nasıl hissettirdiğini bilmek istemeyeceksin biliyorum. Bu yaşadıkladın için ben senden özür dilerim." Kız bana sımsıkı sarılıp otelin güvenliğiyle karakola gitmişti.
Ben onu bıraktığım yere oturdum. Yavaş yavaş herkes dağılıyordu.
"Bu yaptığın şey çok özeldi biliyorsun değil mi?" Kafamı kaldırdım. Yanıma gelen Altay'a baktım.
"Herkesin söyleyecek bi' lafı vardır. Yaşanan şeylerin üstüne bir sürü başlık açarlar sosyal medyada vicdanlarını böyle rahatlatırlar. Belki de senin sayende bu kız çocuğundan fazlasının hayatı kurtuldu." Evet, öyleydi.
Ona sımsıkı sarıldım, neden bilmiyorum. Sadece o an, yanımda olduğu içindi belki de. Belki, onun yanımda olmasını istediğim için sarıldım, bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kanarya
Fanfiction"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım. "Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki. "Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi. "Bi...