42

1.2K 70 16
                                    

Bir yanımız küçük Can beye bakmakla geçerken diğer yanımız düğün hazırlıkları için koşturmakla geçiyordu.

"Ya çok yoruldum!" söylene söylene hareket ediyordum bu da Gözde'nin gözlerini devirmesine sebep olmuştu.

Arda'yı da yanımıza almış düğün alışverişi yapıyorduk. Güçlü kollarıyla yardımcı olacaktı aslan kardeşim benim. E tabi bazı kızsal şeyler için her mağazaya sokmuyorduk. Orası da aydı meseleydi.

"Ne kaldı geriye Allah rızası için biraz oturalım." Arda'nın söylediği şeye kafamı salladım. Heyecanla Gözde'ye baktığımızda Gözde kıkırdadı. Eşyaları arabaya bıraktıktan sonra bir cafeye girmiştik.

"Yemin ederim, evlenmek çok masraflı çok yorucu bir işmiş. Aklında bulunsun Ardacığım." Göz kırparak söylediğim şeye kıkırdamıştı.

Çalan telefonumla beraber yavaşça masadan kalktım.

"Efendim bebeğim?" Altay da benim gibi yorulmuş olacak ki yorucu bir ses tonuyla cevap verdi.

"Ne yapıyorsunuz diye aradım güzelim. Sesin yorgun geliyor." O görmese de kafamı sallamıştım. Konuşmaya mecalim kalmamıştı ki.

"Altay çok yoruldum ya. Gözde bırakmıyor bizi." dediğim şeyle Altay'ın kahkahasını işitmiştim.

"İrfan da aynı şekilde! Ulan bi de benim yakın arkadaşım olması dışında senin manevi abin. Durumumu düşünebilir misin güzelim?" İrfan muhtemelen Altay'ın canına okumuştu.

"Sadece gelinlik kaldı." dedim gülümseyerek.

Sesi keyifli geliyordu. "Hmm yani gelinliğin dışında her şeyi aldınız." sesindeki imayla gözlerim kocaman açıldı.

"Sen sapık oldun iyice." dediğim şeye kahkaha atmıştı. "Nehirciğim evleniyoruz güzelim, farkındasın değil mi?" Ben de güldüm.

"Evet... Gelinlik dışında her şeyi aldım Altaycım." ben de keyifle konuştuğumda onun da istediği tavır buydu.

"Her şeyin rengi nedir ?"

"Her şeyin rengi, siyah." dediğimde kıkırdadı.

"E süper... Siyah severiz." biliyorum.

Masaya döndüğümde Gözde ve Arda çoktan kendilerine yiyecek bir şeyler söylemişlerdi. Ben yiyemiyor muyum?

"Hani bana?" Gözlerim yemeğimi aradığında Gözde gülüyordu.

"Kızım bir dur. Telefonla konuşuyorsun diye sipariş vermedim." Ben de siparişimi verdiğimde aşırı yorucu bir günün ödülünü bekliyordum.

Düğüne az bir vakit vardı. Hem de çok az. Heyecanlı mıyım? Yok ayol. Altı üstü evleniyoruz.

Yunus ve Kerem içeriye girdiğinde şaşkınlıkla onlara baktım. E tabi.. Onlarla karşılaşmayı beklemiyordum.

Yunus beni gördüğünde adımlarını bana doğru çevirmişti. Kerem de kapıda birini bekliyordu. İçeriye giren Sarışın kızın elini tuttuğunda gülümsedim. O da kendisi için en uygun olanını yapıp hayatına devam etmişti ve şimdi çok güzel bir ilişkisi vardı.

"Nasılsınız Gelin Hanım?" Yunus'un gülerek sorduğu soruya eh der gibi salladım elimi. E heyecanlıyım ayol.

"Çok yoruldum Yunus. Yemin ederim çok yoruldum. Ayaklarıma kara sular indi yani. Bu arada merhaba, Nehir ben." Elimi Kerem'in yanındaki sarışın kıza uzattım. Kız samimiyetle elimi sıktığında gülümsedim. "Naz."

"Bu arada, tebrikler. Evlilik için." Kafamı sallayıp samimi bir şekilde gülümsemiştim.

"Eğer bir yardımı olursa, annemin kuaförü var. Nişantaşı taraflarında, Düğün için yardımcı olabiliriz." Heyecanla kafamı salladım. Gözde'ye baktığımda tamam bunu da hallettik der gibi bakıyordu etrafa.

"Numaranı alabilir miyim?" dediğim şeyle numarasını verdi ve ben de kaydetmiştim.

Sevil Teyze bana sıkı sıkıya sarıldığında gülümsedim. İsteme için hazırlıklar tamamlanıyordu neredeyse. Sevil Teyze ve Muharrem Amca da gelmişti e nihayetinde.

Gözde bana bakıp konuşmaya başladı. "Nehir, Naz'ın annesini isteme için bize çağırsak ayıp olur mu? Hani Nişantaşı'na kadar git gel bozulur. Ne diyorsun?" Kafamı salladım.

"Arıyorum."

Telefonumu alıp biraz uzaklaştığımda telefonu açmasını bekledim.

"Naz merhaba, Nehir ben. Ya bizim yarın isteme var da, acaba anneni bizim eve çağırsak? Yani mümkün mü?"

"Ay kızım saçmalama. Tabii ki gelir. Konum atman yeterli." Gülümsemiştim. "Teşekkür ederim." Konumu attıktan sonra beni çağıran Muharrem Amcanın yanına gittim.

"Gel bakalım güzel kızım."

Bana baktığında gerici bir konuşma yapacağımızı hissetmiştim.

"Eminsin değil mi?" Baba misali bakıyordu bana. Her babanın istemeden önce yaptığı bu konuşma duygulanmama sebep olmuştu.

Kafamı salladığımda bana gülümsedi ve sıkı sıkı sarıldı.

Altay: Selam güzellik.

Altay: Sevgilin var mı?

Nehir: Evliyim.

Altay: Kimmiş bu şanslı adam.

Nehir: Yuh kocamı tanımıyor musun?

Nehir: Ünlü kaleci.

Nehir: Altay Bayındır.

Altay: Tüh be.

Altay: Kaçırdık desene.

Nehir: Öyle oldu.

Nehir: elxöwpxöpeözps

Nehir: Hayırdır niye yazdın?

Altay: Yazamaz mıyım kızım.

Altay: Özledim işte

Altay: İrfan başımda duruyor.

Altay: Görüşemiyoruz bile ya.

Altay: Özledim kızım.

Nehir: Aşıksın bana

Altay: Sen aşıksın asıl.

Nehir: 😽😽

Altay:😘😘

Küçük Kanarya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin