"Gelinliği çok fena anne. Bayıldım tek kelimeyle." Oturmuştuk alışveriş dedikodusunu yapıyorduk Sevil Teyze, ben ve Gözde'yle. Gözde'nin dediği bu şeye kıkırdamıştım.
"Valla Nehir'ime her şey yakışır." Sevil Teyze beni kendine çekerek konuştuğunda kahkaha atmıştım.
"Yalnız, İrfan Altay'ı tüm gün sıkmış. Çocuğum arayamadı bile beni." dediğim şeye gülen Kahveci kadınlarıyla kıkırdadım. Neşe abla yani İrfan'ın ablası gelememişti, işleri dolayısıyla.
"Yahu tabii ki sıkacak. Kız veriyoruz sonuçta." Sevil Teyze de gülerek konuşuyordu. Kasede bitirdiğim çekirdeklerin kabuklarını çöpe boşaltıp yeni bir kase doldurmuştum.
"Damadımız da yakışıklı ama he." Gözde'de kıkırdayarak konuştuğunda kulağımı çekip masaya vurmuştum. Nazar değmesin çocuğuma.
"Vallahi öyle. Çok seviyorum ayol." dediğim şeyle bana gülümsemişlerdi.
"Kız getirsene aldıklarınızı!" Sevil Teyze'ye hâlâ göstermediğimizi fark ettim. Gözde bana otur otur dediğinde kalkıp poşetleri kendisi alıp açmaya başlamıştı.
Sıra geceliğe geldiğinde kızardığımı hissettim. Siyah saten bir gecelikti. Sevil Teyze gülerek bakıyordu. "Ya Sevil Teyze. Gülmesene."
Dediğim şeyle kahkaha atmışlardı.
"E kızım evlendikten sonra, sen ne yapacaksın o gece?" Kıpkırmızı olduğuma o kadar emindim ki.
"Yani şimdi şöyle şeyler dememek lazım. Orası Allah'ın takdirine kalmış." dediğim şeyle biraz daha gülmüşlerdi.
Yalnız bi' şey diyeceğim ego olarak algılanmasın fakat bu gecelik bana çok yakışıyordu.
•
Çok heyecanlıydım!
Sevil teyze, terziye bıraktığı kıyafetleri almak için çıktığında Naz ve annesi de bizim eve gelmişti.
"Hoşgeldiniz." Kapıda karşılaştığımda Naz'ın annesi şaşkınlıkla bakıyordu yüzüme.
"Pardon, bir şey mi oldu?" Sorduğum soruyla bakışları Naz'a döndü. "Kızım, arkadaşının bu kadar güzel olduğunu söylememiştin." dediği şeye gülümsedim ve teşekkür ettim. Onları içeri davet ettiğimde Gözde de selamlaşmıştı. Muharrem amca ve İrfan dışarıdaydılar. Rahat rahat hazırlanmamız için izin vermişlerdi.
Odaya girdiğimde Naz'ın annesi eşyalarını çıkarmıştı. Unutmuştum sahi.
"Bu arada ben Nehir." elimi uzattığımda gülümseyerek cevapladı. "Ben de Feryal."
"Memnun oldum Feryal abla." Kafasını salladı. "Ben de Nehirciğim."
Saçlarımı yaptıktan sonra makyajımı da Naz yapmıştı. Saat gelmişti ve iyice gerilmiştim.
Gözde tutturmuştu kimse girmesin diye. Yahu Sevil teyzeyi bile içeriye almıyordu.
"İsterseniz siz de bize katılın." Naz gülümsemişti.
"Biz de makyaj yapıp sonra gelsek içeri olur mu?" Feryal Abla'nın söylediği şeye gülümsedim ve kafamı salladım.
İçeriye geçtim ve beklemeye başladım.
Çalan kapıyla elim ayağıma dolandığında İrfan, Muharrem amca, Gözde ve Sevil Teyze bana gülmüştü.
Kapıyı açtığımda Altay'ın ailesi, Mert Hakan, Arda ve Ferdi içeriye girdiğinde gülümsedim. Altay'ın kucağındaki Çiçek buketini elime aldığımda şaşkınlıkla bakıyordum yüzüne.
"Beyaz lale, seversin." Severdim.
İçeriye geçtiğimizde Naz da gelmişti. Arkasından gelen annesiyle bakışlar onlara çevrilmişti.
Sevil Teyzenin gergin bakışları sözlerine döküldüğünde gözlerim kocaman açılmıştı.
"Bu kadının burada ne işi var! Sen ne hakla gelirsin buraya?"
Anlayamamıştım.
"Neler oluyor Sevil Teyze." Gözleri bana kaydığında yaşlı gözlerle bakıyordu bana.
"O kadın Nehir... Seni bırakan kadın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kanarya
Fanfiction"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım. "Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki. "Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi. "Bi...