şekercik'in arabası

2.8K 185 45
                                    

bu bölümü seytantepesi bebegime ithaf ediyorum ask parcam umarim begenirsin.

Şekercikle bugün konuşmamaya karar vermiştim. Onun yerine bahsettiği o büyük ve daha eğlenceli arkadaşlarıyla tanışacaktım. Belki onlarla arkadaş olursam Şekercik de benimle arkadaş olmayı kabul ederdi.

Küçük adımlarımı o çocukların her gün hırçın bir şekilde futbol oynadığı yere yönlendirdiğimde yol boyunca geri ittiğim heyecan kendini terleyen avuç içlerimde göstermişti. Onlar büyük ve güçlülerdi, ben nasıl uyacaktım onlara?

Omuzlarımı dikleştirip görüş açıma giren çocukların yanına yaklaştım. Bazılarının bakışları bana dönerken geri kalanı ortaklaşa aldıkları topu kimin eve götüreceğiyle ilgili tartışmakla meşguldü.

Top oynamayı sevmiyordum, istemiyordum da zaten ama evde tüm gün yalnız vakit geçirmek beni çok üzüyordu. Görkem abiye arabamı göstermek istiyordum sadece. Sahi, neredeydi benim arabam? Onu kaybetmiş olabileceğim ihtimali dudaklarımı bir miktar büzmeme sebep olurken karşımdaki abilere güçlü görünmem gerektiğini hatırlayıp kendimi hemen toparladım.

"Oyun oynayalım mı?" nasıl abi gibi konuşulur bilmediğimden kalın çıkarmaya çalıştığım sesimle kendimi güçlü göstermeye çalıştım. Umarım beni aralarına alırlardı.

Aralarından biri beni duyduğunda hafifçe gülmüştü.

"Senin etin ne budun ne be?"  boyu benden kocaman olan abi yanıma gelip kolumu tuttuğunda titremeye başlamıştım. Ne demiştim ki? Sadece oyun oynamak istemiştim işte.

Ayakkabımın ucunu toprağa sürterken alt dudağımı emiyordum. Bana öyle bağırdıktan sonra bir şey diyememiştim. Babam da bana böyle sesini yükseltirdi ve o zaman da aynı böyle sessiz sessiz yere bakardım konuşması bitene kadar.

"Bücüre bak sen, oyun oynayacakmış bizimle?" bana doğru eğilip çenemi tuttuğunda benim mavilerimin aksine cam gibi, neredeyse gözünün beyazıyla bütünleşmiş olan mavi gözlerini gözlerime dikmişti. Gözleri çok korkutucuydu. Hitap şekli tanıdık gelirken hemen dibimde duran abinin ürkütücü gözlerine bakmamaya çalışarak dudaklarımı büzdüm. Güçlü rolüm buraya kadardı demek. Gözlerimi kaçırma girişimim sırasında bakışlarım bir çift ela göze takılınca duraksadım. Şekercik gelmişti, ilk geldiğimde yoktu ve hızla inip kalkan göğsü yeni geldiğini, koşarak geldiğini gösteriyordu.

"Bırak onu, Muhammet." benden bahsettiğini bilmenin rahatlığıyla titrek bir nefes verdim. Gözlerimden boşalan yaşları da anca fark etmiştim.

"Çocuğu bırak, komşum o benim-" bize yaklaşıp beni adının Muhammet olduğunu öğrendiğim korkunç abiden kurtardığında hemen arkasına sığınmıştım. Üstündeki polar kazağı iki elimle sıkıca kavrarken gözlerimi yumdum.

İkisi aralarında tartışırken ben sadece Şekercik'in yanında ne kadar güvende hissettiğimi düşünüyordum. Ona da bir araba yapmak için nereden malzeme bulabileceğimi bir de.

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin