ahmet'in rüyası

1.9K 122 35
                                    

tovbeeeeeee😀😀😀

"Nuh..." ellerim Nuh abimin omuzlarını sıkıca kavramışken bakışlarımı yüzündeki ifadede gezdiriyordum. Bana öyle bir bakıyordu ki ölecektim sanki. Uzun zamandır göğsüme hakim olan yangın hissini şimdi de kasıklarımda hissetmem beni utandırsa da dünyanın en doğru şeyiymiş gibi hissediyordum. Onun dokunuşunun altında kasıklarım yanmalıydı. Bunun için yaratılmışım gibi, yanmalıydım.

"Ahmet..." fısıltısını kulağımın altında hissederken yanan kasıklarımı onunkilere ittirdim yavaşça. Bu hamleyle ikimizin de boğazından boğuk bir inleme sesi gelip odada saniyelik asılı kalmıştı.

"Lütfen dokun bana." dudaklarını boynumda hissettiğimde karnım istekle, yok, ihtiyaçla kasılmıştı. Ona ihtiyacım vardı, muhtaçtım hatta ona.

"Kendini benim yapmayı bu kadar mı çok istiyorsun Ahmet?" sesine bariz bir zevk hakimken kelimeleri birbirine girmiş gibiydi. Başını boynumdan kaldırıp sorusuna cevap vermemi beklediğini fark ettiğimde dudaklarımı yalayıp yine alt tarafımı kaldırıp ona sürttüm.

"İstiyorum ya da istemiyorum...Zaten seninim ben Nuh." dudaklarım isteğim dışında hareketlenip sözleri ağzımdan ittirdiğinde bakışlarımı kaçırdım. Küçücük iltifatla bile yüzü kıpkırmızı olan ben nasıl böyle davranıp böyle konuşur olmuştum bir anda?

"Bana Nuh demeni seviyorum." üzerime eğilip bacaklarımı baldırlarından yakaladı ve kendine çekip kasıklarımızın sürekli temas ettiğinden emin oldu. Vücudunun altında daha ten bile hissetmememe rağmen kasılırken omuzlarını yine sıkıca kavradım. Parmaklarım bir süre sonra hayran olduğum sert kollarına inince bir elini kaldırıp çeneme dokundu.

"Ahmet, çok güzelsin." sözleri nefesimi kesmeye yeterken çenemi çekiştirip dudaklarımı aralamasıyla kendimi ona durmadan sürtmeye başlamıştım bu sefer. Tek seferlik sürtünmeler yetmemeye başlamıştı. "Siktir- izin ver, öpeyim seni..." Çenemdeki baş parmağını önce alt dudağıma sürtüp daha sonra ağzımdan içeri ittirdiğinde gözlerimi sıkıca yumdum. Bu gece ölmezsem bir daha ölmezdim ben herhalde.

"Ö-öp...Öp Nuh, yalvarırım..." kendimi durmadan sürttüğüm için vücudumun hareketleriyle orantılı bir şekilde sesim dalgalanıyordu.

Yumuşacık dudakları benim aralık dudaklarıma değdiğinde nefesini içeri vermişti. Beni öpmesini beklerken nefesini solumanın ne kadar özel hissettirdiğini düşünüyor, gözlerimi kapatmadan onun göz altlarına inmiş kirpiklerine biraz daha bakmak için savaş veriyordum.

Sonunda dudakları dudaklarımı kavradığında yenilmiştim, göz kapaklarım anında düşerken kollarım da boynuna gitmişti, onu kendime bastırmıştım.

Ensesindeki saçları sıkarken sürekli küçük küçük inliyordum. Altında kıvranmanın beni utandırması gerektiğini bilsem de tam aksine ait olduğum tek yer onun bedeninin altıymış gibi hissediyordum. Bana dokunmasını isteyerek kendimi onun yapmıyordum, ben zaten onun olarak doğmuştum.

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin