zeytinyağlı börülce

2.6K 183 18
                                    

lan eskiden ithaf özelliği vardı bulamıyom neyse bh bölüm de seytantepesine ithaf etiketleyemiyommmmm

"Nuh abi..." onu böyle karamsar görmek kalbimi acıtıyordu. Tamam, çoğu zaman ciddi biriydi ama benim yanımda genelde şapşal şapşal hareketler yapardı. Bu küçüklükten kalma bir alışkanlıktı onun için. Ben en küçük şeye ağlayıp sızlandığımdan o beni mutlu etmek için şekilden şekle girerdi hep. Zaman geçtikçe ben olgunlaşsam da o bu davranışı hiç terk etmemişti, adeta karakterine katmıştı.

Arkadaşlarım konusunda da...Arkadaşlarımdan hiçbir zaman haz etmiyordu ama önceden bu kadar üstüme gelmiyordu bu konuda. Askerden önce, ne bileyim, isimlerini duyduğunda yüzünü bir buruşturur geçerdi. Hatta aynı ortama girdikleri bile olmuştu zamanında. O zamanlar hiç bu kadar dert ettiğini hissetmiyordum. Gıcık olduğunun farkındaydım sadece.

Düşüncelerimden sıyrılmam için derin bir nefes alması yetmişti. Kendini toparlamaya çalışır gibi yerinde doğruldu ve omzundaki elimi sıktı dostça. Yüzüne zoraki ama samimi bir gülümseme oturtup gözlerime baktı.

"Beni dert etme Ahmet." aklımdan geçenleri duymuş gibi mırıldandığında gözlerimi kısa bir süreliğine yumdum. Nasıl dert etmememi bekliyordu ki? Onu böyle görmeye hiç alışık değildim.

"Yarın normal olacağım, söz." koltuğa iyice sinerken gözlerini üzerimden çekmiyordu. Sanki her an kaybolabilirmişim gibi davranması endişeme endişe katarken ona inanmak için büyük bir savaş veriyordum.

"Nuh abi demeye de çok alışma..." hafifçe gülümseyip bakışlarını televizyona çevirdi. "Nuh kalmaz yarına, Görkem gelir. Yemin ederim oğlum." neşeli çıkarmaya çalıştığı sesi yutkunmama sebep olurken başımı tereddütle hafifçe salladım.

Bir süre koltukta yan yana öylece durduk. O boş gözlerle televizyonu izlemişti, ben ise düşünceli bir şekilde onu izlemiştim. Açık renkli kirpiklerinin gözlerini kırparken, hafif aralık dudaklarının soluk alıp verirken titreşmesini ve alnını kaplayan karmaşık saçlarını dikkatle incelemiştim. Saatler gibi gelen dakikaların ardından ela gözleri benim mavilerime kayınca yerinde kıpırdandı.

"Annem börülce yapmış. Köyden getirdiği zeytinyağıyla..." yanağımdan makas alıp ayağa kalktı. "Gel bakalım bücür, sen seversin."

Bana bücür demesiyle omzuna hafifçe vurup onu ittirdim ve "Nuh abi!" diye inledim. Bu gidişle Görkem adını unutacaktım artık. Sadece Nuh abi diyecektim. Sözlerime kıkırdaması kulaklarıma ulaştığında kalbimin teklemesiyle kaşlarımı çattım. Sabahtan beri bu samimi ve keyifli gülüşü yerine gerginliğine tanık olduğumdan heyecanlanmıştım sanırım.

"Nuh abin kurban olsun sana, gel hadi."

Söyledikleri kalp ritmimi biraz daha değiştirirken dediğini ikiletmeden ayağa kalktım. Garip hissediyordum. Bugün çok yorucu bir gündü gerçekten.

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin