rüyalarımda kalmasın artık bunlar

1.8K 119 164
                                    

arkadaslae...hazir miyiz?1!2?2₺!8" bu bolumu bana fikir veren seytantepesi ne ithaf eduyorum.

"Ferit amcam, hayırlı olsun!" mekana girdiğim gibi kasada gördüğüm kır saçlı adama bir baş selamı verdikten sonra söylediğim cümleye gülümsediğini görüp ona yaklaştım.

Bana "Sağ olasın Ahmet oğlum, bu sefer olacak inşallah..." diye karşılık verdiğinde tezgâhın tam karşısına gelmiştim, yaklaşık beş dakika süren bir sohbetin ardından beni masada bekleyen üçlünün yanına gittim.

"Berko, bi' şey diyeyim mi?" dediğimde Berkant parlayan ela gözleriyle bana döndü. Gülümsedim. Aklıma başka ela gözler ve sahibi düştüğünde gülümsememi dudağımı ısırarak sebepsizce bastırdım sonra. "Tutar bu mekan abicim, akşamları bar olarak işletmek Ferit amcanın şimdiye kadar verdiği en iyi karar herhalde.

Masadaki herkesten onaylar homurtular geldiğinde kendimi bana ayrılan sandalyeye bıraktım ve Feride'nin hafiften incelmiş yüzünü incelemeye başladım. Bu bir haftayı o da zor geçirmiş gibi duruyordu.

"Akşam sen de kal Feride'm." dedim düşünceli bir ifadeyle. Yüzüne ince bir gülümseme oturtup başını salladı ve masadaki elimi sıktı.

"Kalacağım Ahmo. Benim de ihtiyacım var bu geceye gerçekten." Uzun kahverengi saçlarını kulağının arkasına ittirirken konuştu. Biliyorum Feride'm, biliyorum. Bu cümleyi sesli söylememek için kendimi zor tutarken telefonumdan gelen sesle dikkatim dağılmıştı.

"Bir saniye."

Nuh: Evet, kıskanıyorum.

Gördüğüm mesajla gözlerim kocaman olurken tepkimi kimsenin fark etmediğini umdum.

Şekercik Ahmet: Bir numara hep sensin, biliyorsun Nuh

Nuh: Nuh sana ölür Ahmo

Bu seferki mesajı tükürüğümün boğazıma kaçmasına sebep olurken şiddetli bir şekilde öksürmeye başladım. Adamın tek sözüyle beni getirdiği hal, hal değildi.

"N'oldu, canına yandığım?" Murat sırtıma kürek gibi elini birkaç kez geçirerek sorduğunda öksürüklerim azalmıştı ama bu sefer de emindim ki sırtım sakatlanmıştı. Beni ağır eliyle daha beter ettiğini belli eden bakışlarımı ona çevirdiğimde ellerini hemen sırtımdan çekti.

"Bir daha bana öyle vurursan anandan emdiğin süt burnundan oluk oluk gelir Murat." masadaki herkes söylediğime bir kahkaha patlatırken gözlerimi devirdim. Tamam, çelimsiz bir adam değildim ama şimdiye kadar düşmanlarım, sevmediklerim dahil kimseye el kaldırdığım görülmemişti. Hepsi de beni bunu bilecek kadar önceden ve yakından tanıdıklarından komik gelmişti söylediklerim onlara.

"Kesin ulan..." diye homurdandım kısaca. Bir an önce gecenin gelmesini istiyordum. Parmaklarımı masadaki peçeteliğe sürtüp üstündeki yansımamı izlerken derin bir nefes aldım. Bu dert nasıl geçecekti, nasıl terk edecekti bedenimi? Bilmiyordum.

&&&&&&&&&&&&&&&&

"Bendee zincirleree sığmayan dolu dizgin duygulardan- Berko!" çalan Sezen Aksu'ya eşlik ederken yanımdaki Berkant'ın omuzlarından kollarımı sardım. "Berko, çok fenayım kanka..." kollarımı sıkılaştırırken hüzünle mırıldandım.

"Beni bir Feride'm anlar." dudağımı büküp sandalyesinde uyuklayan Feride'ye baktım. Cidden içeceğim demişti ve içmişti kız. O an değil dertleşmek, adını sorsanız söyleyecek durumda değildi.

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin