keşke o güne sıkışıp kalsaydık

2.7K 196 16
                                    

valla okumadim ins normaldir her seyJDLSKDLS

Berkant'ın yanından ayrıldıktan sonra Görkem abinin dükkanına gidip rahatlıkla içeri geçmiştim. Zaten çok yakındık, o yokken bile dükkanda takılmama bir şey demezdi. Deri koltuğa kendimi atıp koltuğun kolunda duran kumandayı aldım ve televizyonu açtım. O gelene kadar biraz televizyon izleyebilirdim.

Birkaç dakika sonra ben çift kişilik koltuğa iyice yayılmışken kapı yavaşça açıldı ve kumral saçlarını karıştırarak içeri Görkem abim girdi. İyi bir berber olmasına rağmen kendi saçları hep karmakarışıktı. Bildiğin kuş yuvası gibi saçları vardı ama yine de ona çok yakıştığı için bu durumu eleştiremiyordum bile.

"Hoş geldin abi." yerimden doğrulup ona kısa bir gülüş gönderdim ve televizyonun sesini kıstım. Bakışlarını üstümde gezdirdiğini fark ettiğimde beni kısa bir sağlık kontrolünden geçirdiğini anladım. Bunun farkına vardığımda gözlerimi devirmeme engel olamamıştım. Sabrımı sınıyordu bu adam.

"İyiyim, abi. Merak etme. Gel otur yanıma." yanımı patpatlayıp gelmesini bekledim sakince. Arkadaşlarımla derdinin ne olduğu temalı sorularımı dilimin ucundan boğazıma ittirip bu birkaç kelimeyi çıkarabilmiştim.

"Çay ister misin?" bana bakmadan sessizce sorduğunda oflamamak için kendimi zor tuttum. Berkantlarla her görüştüğümde böyle mi olacaktı?

"İstemiyorum, senin keyfin yerine gelsin istiyorum sadece Nuh abi." Nuh dediğimde omuzlarının kasıldığını fark etmiştim, ona genelde gergin anlarda böyle seslendiğimden tedirgin olmuştu muhtemelen.

"Sen o elemanlarla takılırken ömrümden ömür gidiyor be Şekercik..." koltukta geri yaslanıp baygın bakışlarını bana çevirdi. Cidden tükenmiş görünüyordu.

Elini yavaşça kaldırıp kendi dokunuşlarının hakim olduğu kısa saçlarımı gelişigüzel karıştırdı. Saçlarımı karıştırdığı anlar istisnasız yaşadığımız en samimi anlardı.

Kendini toparlamaya çalışır gibi boğazını temizledi ve elini yavaşça çekip kucağına bıraktı. Neden onlarla olan arkadaşlığımı bu kadar dert ettiğini bir türlü anlayamıyordum. Ama o istemediği sürece öğrenemeyeceğimin de farkındaydım. Bu yüzden düşündükçe kurgulayacağımın bilincinde olup düşüncelerimi susturmakta gecikmedim.

Askerden kısa bir süre önce başlamıştım bu akşamları dükkana gelip televizyon izleme işine. Mezun olduğumdan beri babam evde terör estiriyordu. Bir an önce atanıp işime girmem gerektiğini ben de biliyordum ama elimden bir şey gelmezdi ki, hiçbir zaman anlayamadığım gibi şimdi de neden bana kızdığını anlayamıyordum. Ben de anlamlandırmak yerine soluğu Görkem abimin yanında almayı seçiyordum her akşam.

"Koca adam oldum Nuh abi." nefes verir gibi konuşarak koltukta ona biraz daha yaklaştım. "Beni o çocuklardan kurtardığın gün çok geride kaldı, sen de biliyorsun..."

Elaları duyduğu sözlerin üzerine yüzümde gezinmeye başladığında yutkundum. Neydi bu bakış böyle? Hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu. Söylediğim sözde onda hayal kırıklığı yaratacak ne vardı ki?

"Keşke o güne sıkışıp kalsaydık Ahmet." burukça güldüğünde elimi omzuna götürüp sıktım istemsizce.

"Küçükken her şey daha güzeldi."

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin