beni çok üzdün ahmet

1.8K 118 42
                                    

Görkem abi: Ahmet

Görkem abi: Gelmeyecek misin?

iletildi (19:25)

Görkem abi: Ahmet cevap versene

Görkem abi: Neredesin?

iletildi (20:21)

Görkem abi: Ulan cevap versene

Görkem abi: Bak şu telefonuna

iletildi (21:56)

Görkem abi: Korkutma beni Ahmet

iletildi (22:04)

görüldü (22:18)

Şekercik Ahmet yazıyor...

Şekercik Ahmet çevrimiçi.

Görkem abi yazıyor...

Şekercik Ahmet yazıyor...

Şekercik Ahmet: Nuh

Şekercik Ahmet: abi

Şekercik Ahmet: Sence bana bir tane daha araba yapabilir miyiz

Şekercik Ahmet: Ben çok üzüldüm

Görkem abi: Ahmet bugün neden gelmedin

Görkem abi: Evde misin şu an?

Görkem abi: Çık kapıya göreyim seni bir

Şekercik Ahmet: Murat'ın arabasındayım

Şekercik Ahmet: Soruma cevap versene

Görkem abi: Eve mi getiriyor seni?

Şekercik Ahmet: NJH ABU SORUÖA CEVAP VET

Görkem abi: Yaparız Şekercik

Görkem abi: Oldu mu?

Görkem abi: Şimdi sen bana cevap ver eve mi getiriyor seni o it

Şekercik Ahmet: Evet

görüldü (22:26)

Araba sonunda evin önünde durduğunda bir süre kapıyı açıp ellerimi dizlerime koyarak nefeslendim. Arada Berkant'ın söylediği saçma sapan şeylere kahkahayı basıyordum.

"Puşt..." kahkahamın arasında mırıldandığım sözü duyan Berkant "Düzgün konuş puşt!" diye söylediğim sözü tekrarlayarak başıma vurduğunda kahkahalarım artmıştı.

Gülmeye devam ederken üstüme aniden düşüp sokak ışığını kapatan gölgeyle kaşlarımı çatmıştım. Başımı kaldırıp bakmadan biliyordum. Nuh abim gelmişti.

"Ahmet." düz bir sesle ismimi söylediğinde gülüşlerim tamamıyla son bulmuştu, şimdi çenem titriyordu gerginlikten.

Bugün onu görmemeliydim işte, bugün olmazdı. Göğsümdeki yangının sebebini henüz kabullenmişken, kendi kendime zar zor itiraf etmişken olmazdı işte.

"E-eve gideceğim Görkem abi." isimlerin anlamını değiş tokuş etmiştim. Artık soğuk davranmak istediğimde Görkem diyecektim ona. O da bunu anlamış gibi derin bir nefes aldı ve ben oturduğum için boyuma gelmek adına dizlerinin üstüne çöktü. Kendini sakin kalmaya zorladığını sarhoş halimle bile görebiliyordum.

"Beni çok üzdün Ahmet." duyduğum sözler kalbime bir ağrının yayılmasına sebep olurken titreyen alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Ağlayacaktım neredeyse. 

Ben tam bir cevap vermek için ağzımı araladığımda Murat "Görkem, Ahmet'i sen al götür. Seni sayıklayıp durdu zaten bütün gün." diye dişlerinin arasından konuştuğunda içimden ona bin türlü küfür etmeye başlamıştım. 

Nuh abime baktığımda öfke dolu bakışlarının Murat'a yönelik olduğunu bilsem de hem alkolün verdiği duygusallık hem de bugün keşfettiğim duygular yüzünden üstüme alınmıştım o bakışları.

O "Gel Şekercik." deyip kolumu tutana kadar bu düşünceyle gözyaşlarım çoktan gözlerimi terk edip yanaklarımla buluşmuştu. Zaten zil zurna sarhoş olduğum için ağlamam çok dikkat çekmezdi, o yüzden biraz sızlanarak ağlamama devam ettim.

"B-beni sen götürme." normalde olsa söyleyemeyeceğim bu şeyi şimdi sarhoş olmanın verdiği rahatlıkla söyleyebiliyordum. "Evine git."

"Ahmet..." sinirleniyordu. Benimle konuşurken her daim yumuşak çıkan sesinin aniden soğumasıyla anlamıştım bunu.  "Kalk şuradan."

"G-git."

"Ahmet, kalk-"

"Nuh, git!"

Bizim konuşmalarımıza durmadan gülen Berkant bile benim bağırışımdan sonra susmustu. Mahalledeki tek sesin bizim seslerimiz olduğunu o an anlamıştım. Nuh abim bir süre öylece durduktan sonra hiçbir şey demeden ayağa kalktı. Gözlerime doğrudan bakmadığı, gözlerindeki hayal kırıklığını bana göstermediği için minnettardım ona o an. Yarını düşünüp tedirgin olamayacak kadar minnettardım.

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin