ev tutarız

1.2K 100 49
                                    

smut mmut yok!

Söylediğim şeyden sonra Nuh gözlerini kocaman açıp bana bakmaya başlamıştı. Sanırım bir tür şoktaydı. "Nuh?" onu hafifçe sarstım, gülüyordum. "Nuuuuh?" Bir süre daha bana kocaman boş gözlerle bakmayı sürdürdü. Daha sonra sanırım sarsıntıya dayanamayıp omuzlarını döven bileklerimi kavradı. Gülüşüm daha da şiddetlenirken eğilip dudağının kenarını öptüm.

"Delirtecek misin beni Şekercik?" solurcasına konuştuğunda omuz silkip bir daha güldüm.

"Deliiir..." ben boynundaki kollarımı sıkılaştırırken o da belimdeki kollarını sıkılaştırmıştı. Başı boynuma düşüp dudaklarının arasından çıkan nefesi tenimi gıdıklayınca ensesindeki saçları hafifçe çekiştirdim.

"Daha olmaz." boynumu kokumu içine çeke çeke öptü ve sırtımı okşadı. "Erken."

Neyden bahsettiğini anlamak güç değildi. Dudaklarımı büzüp omuzlarımı düşürdüğümde bana bakıp gülümsediğini fark ettim. Gülüşünün güzelliği beni hemen mayıştırınca ona daha çok sokuldum.

"Beklerim o zaman." fısıldayıp bu sefer ben onun boynuna yaslandım. Dudaklarımı oradaki deriye sürterken onun eli de benim sırtıma sürtünüyordu. Bir süre öylece durduk. Hayatımın en huzurlu dakikalarını geçirmiştim kucağında. Bir süre sonra aklıma gelenle vücudum hafifçe kasıldı.

"Nuh..."

"Söyle yavrum." Koltuğun sırtındaki arabamı alıp baş parmağımla üstünü okşarken derin bir nefes aldım.

"Sınava gireceğim, az kaldı." yutkundum.

"Sınava?" 

"KPSS'ye." boynundan uzaklaşıp gözlerine bakmaya başladım. Hafifçe gülümseyip gamzemin üstünü okşamaya başladı.

"Neden üzgün üzgün söylüyorsun Ahmet'im?" kıkırdayıp, burnunu burnuma uzatıp oraya sürttü. "Ahmet Öğretmenim diyecektim, pardon." 

"E, gideceğim ya..." dudağımı büzdüm. Yüzü düşer gibi oldu ama sonra hemen toparlanıp beni kucağında hoplattı.

"Asma güzel yüzünü, Şekercik'im benim..." boynuma eğilip kokumu içine çekerek öptü boynumu. "Sonsuza kadar kalmayacaksın ya orada."

Kaşlarımı çattım. Neden gitmemin hiçbir önemi yokmuş gibi davranıyordu? Bir sene boru değildi sonuçta.

"Öpme, bırak." deyip onu ittirmeye çalıştım. Kolları daha çok sıkılaştı ve beni daha yakına çekti.

"Ee, sen şimdiden böyle yaparsan..." başını iki yana salladı. "Ben gideceğin yere gelmeye kalktığımda ne yapacaksın acaba?" söylediği şeyle gözlerim kocaman açıldı, trip atmak için yan taraftaki kapalı televizyon ekranına döndürdüğüm başımı tekrardan ona çevirdim.

"Ne?" alnıma dökülen tutamlarımı geri ittirip derin bir nefes aldı ve uzanıp alnımı yumuşakça öptü. 

"Sana yeni kavuşmuşken-" başını hızla iki yana salladı. "I-ıh, olmaz, senden ayrı kalamam ben bir sene falan." ben söylediklerinin verdiği şoku atlatmaya çalışırken yanaklarımı kavrayıp dudaklarımızı birbirine bastırdı ve uzunca öptü.

"Benimle gelir misin cidden?" ses tonumun masumluğuna ben bile şaşırırken alınlarımızı birbirine yaslayıp gülümsedi.

"Geleyim mi?"

Sesim titreyerek cevapladım onu. "Gel." başım aşağı yukarı hızlıca hareket ederken bacaklarımı kucağından ayırmadan koltuğa uzandım ve onu da kolundan çekiştirdim yanıma uzanması için.

"Ev tutarız." dedim. İstediğimi yapıp yanıma uzanırken dediğime gülümsedi. 

"Ev tutarız yavrum." yüzündeki ışıl ışıl gülümseme kalbimi sızlatırken elimi kaldırıp sakallı yanağına götürdüm. İç geçirmeme engel olamazken yanağını okşadım usulca. Gözlerim gözlerine kenetlendiğinde başını çevirip avuç içimi öptü.


DUSUNCELR.

kimin bu saçlar? bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin