Tek isteğim okumak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı. Bu hayali kurmuş olmak hata mıydı yoksa? Herşey tek gecede değişebilir mi? Değişebilir daha güzel olacaksa neden olmasın ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
FERİT'ten
Seyran'la nişanlı olduğumuz ilk günde, evlilik başvurusu yapmak için işlemleri birlikte halletmiştik. Sonrasında, baş başa bir restoranda yemek yedik. O yemekte Seyran'a bilmesi gereken herşeyi anlatmıştım. Eğer annemlerin bulduğu, evliliğe kendini hazırlamış taliplerini arayan bir kızla evlenecek olsaydım, ona herşeyi anlatmak zahmetinde bulunmazdım ama Seyran evlenmek istemiyordu, başka hayalleri vardı okumak istiyordu. Bende evlenmek zorundaydım ve Seyran'dan başkasıyla da evlenmek düşüncesini çoktan unutmuştum. Ona gerçekleri söylersem bu evliliğe daha sıcak bakar diye düşündüm. Aramızda en baştan yalan olsun istemedim.
Benim söylediklerimden sonra biraz rahatlamışa benziyordu. Gözlerimi hiç ayırmadan yemek yiyişini izliyordum, belki de bu hayatta bir tek ona böyle hayran bakıyordum. Bir kere baktığımda gözlerimi geri çevirmek gibi bir kavram kalmıyordu aklımda. Bu kıza karşı, kendime hala tarif edemediğim şeyler hissediyordum. Bir süre bu hislerin ne olduğunu çözmektense anı yaşamaya kararlıydım. Bende, kendine dair merak uyandırıyordu. Onunla en ufak temasımızda hemen geri çekiliyor, uzaklaşıyordu. Daha önce benden uzaklaşan bir kızla karşılaşmadığım için bu durumda bocalamıştım. Biz birbirimiz için yaratılmış olmalıydık.
Seyran'ı evine bıraktığım sırada, arabadan inip konaktaki ailesine, onu eve benim bıraktığıma dair, iyi akşamlar demeye karar vermiştim. Seyran benim ineceğimi düşünmemişti çünkü arabada vedalaşmıştık. Kapıya gitmek bir anda benim aklımda belirmişti. O, konağın kapısını çaldığı anda, babası kapıyı açmış, bağırarak nerede kaldığını sormuştu. O anda arabadan inmekle ne kadar doğru bir karar verdiğimi düşündüm. Ve yakın zamanda bir Korhan olacak, nişanlımın yanına geçtim . Kazım ağa beni gördüğü anda sus pus olmuştu. Sakince çıkıştım.
"Bir sorun mu var Kazım bey ?"
"Yok damat, ne sorun olacak, saat geç olduydu ,merak ettik ha"
"Peki , bizimde işimiz bitti, evlilik için başvurumuzu yaptık bir sorun çıkmadı"
"Ne güzel , ne güzel , iyi oldu damat"
"İyi akşamlar Kazım bey, iyi akşamlar Seyran"diyerek nişanlımın gözlerine bakıp iyi olduğuna emin olduğumda arabama yöneldim .
SEYRAN'dan
Konağa geldiğimde, babam kapıyı öfkeyle açmıştı. Ferit beni yolculamak için arabadan inip yanımda durmasaydı, belki de neler karıştırdın diye babamdan dayak yerdim. Şuan Ferit'e karşı müteşekkirdim. Ama kendime dair, tarihin tozlu sayfalarında kaybolmasını ve asla geri gelmesini istemediğim bu şiddet konusunu Ferit'e söylemeyi düşünmüyordum. Zaten hâlâ geçmişte değildi ama olsun. Her gün yeni bir sayfa, yeni bir umut.
Kendimi bildim bileli, bu evde yaşadığımız kötülüklerin bitmesi için dua ederdim. Edilen her bir dua , eğer gerçekten içten ,inanarak edildiyse kabul olurdu. Er yada geç, bu veya diğer dünyada ,bizim bile en iyisi dediğimiz halinden katbekat daha iyi haliyle bir gün kesinlikle gerçekleşecekti. Belki de isteklerimin gerçekleşmemesinin ardında , yaşamam gereken, o iyi şeyin gelişi için mücadele veriyordum. Belki de öyle birşey olacaktı ki, bu yaşadığım kötülüklerden eser bile kalmayacaktı. Ya benim diğer dünyam daha iyiyse,ya orada çok mutluysam. Benim gözümde,büyük ya da küçük, ulaşılması zor veya kolay olan her istek, bu dünyanın ve hatta evrenin her zerresinden ,insanüstü bir şekilde haberi olan yaratıcının ,Allah'ın ol demesi kadar kolaydı. Ferit'in beni merak ettiği ve hayatıma dair birşeyler öğrenmeyi ,gerçekten istediğini hissettiğim zaman ona yaşadıklarımı belki de anlatabilirdim. Eve geldiğimden beri odamda dinleniyordum. Birden odama halam girdi. Elindeki telefonu "Ferit telefonda , söyleyecekleri varmış, al konuş, çokta uzatma !" diye tutuşturdu elime . Sonrada odadan çıktı. Elim ayağıma karışmıştı, bir anda, damdan düşercesine olmazdı ki böyle !