Tek isteğim okumak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı. Bu hayali kurmuş olmak hata mıydı yoksa? Herşey tek gecede değişebilir mi? Değişebilir daha güzel olacaksa neden olmasın ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
FERİT'ten
Seyran ve ben, annemlerle öğle yemeği yedikten sonra onlardan ayrılıp, birlikte gezmeye devam etmiştik. Bi hayli durgun görünüyordu. Ona iyi olup olmadığını sorduğumda, bana kendini anlatmak için fırsat kolluyor gibiydi. Benimle evlenmek istemediğini söylemişti. Ona hayallerinden vazgeçmek zorunda olmadığını anlatmaya çalıştım ama, o daha farklı bir sebepten bahsediyordu. Evlilik hayatının içinde olan şeylere kendini hazır hissetmediğini, yani anladığım kadarıyla birliktelik için doğru bir yaşta olmadığını ima ediyordu. Konunun, benimle bir alakası var mıydı? sordum. Birgün böyle bir şey yaşayacak olduğunda, o kişinin ben olmasını ister miydin dedim. Benim için önemli olan, sorunun ben olup olmadığını bilmemdi. Cevabımı aldım , sorun ben değildim. İşte o zaman Seyran'dan vazgeçmem için hiç bir sebep yoktu, çünkü ben bir an önce yuva kurayım, karımla aynı yastığa baş koyayım ve çoluk çocuğum olsun hayali kurmuyordum. Evet Seyran'la birlikte olmayı tabi ki isterdim ama , istemediği sürece asla dokunmazdım. Ona, bunu söylediğimde. Başını öne eğdi, bu konuyu konuşmaya bile, o kadar uzaktı ki, bazen hayret ediyordum.
"Bana neden böyle bir fedakarlığı yapacaksın ki?" diye sormuştu.
"Seyran, bu bir fedakarlık değil. Sen de biliyorsun ki, ikimizde ailelerimizin isteğiyle evleniyoruz. Yani gece gündüz evlilik hayali kuran, çok mutlu iki nişanlı olmadığımızın farkındayım. Bu yüzden seni böyle bir konu için rahatsız etmem. Bu evlilikte, bu konu üzerine, bana istediğin gibi davranabilirsin. İstediğin zaman sınırlar koyar ama istersen o sınırlarını aşabilirsin. Çünkü ben, evlenmek üzere olduğum kişiden, senden eminim."
SEYRAN'dan
Ferit'le olan konuşmamız sonrasında, daha iyiydim. Artık aramızda konuşulması gereken çok birşey kalmamıştı. Yürürken önümüzden bir dondurmacı geçti. Bu sıcak yaz gününde içimizi serinletebilirdi. Çok uzun zamandır dondurma yememiştim. Ferit'le birlikte bir güzel anı daha biriktirmiştik. Benim için böyle ufak şeyler bile çok büyüktü. Artık hayatım boyunca hatırlayıp gülümseyebileceğim bir anı. Belki de zor bir zamanımda, olmak istemediğim bir durumda, bu ana tutunup hayatta kalabilecek kadar büyük bir anı. Biz dondurmamızı yerken Ferit'in telefonu çaldı . Arayan şoförü Abidin bey'di.
"Efendim Abi" telefonun ardındaki sesi duymadığım için sadece Ferit'in ağzından çıkanlarla yetiniyordum. "Ne dediler, anladım,tamam Abi haber verdiğin için sağol" dedi. Telefon kapanır kapanmaz, merakla beni ilgilendiren birşey olup olmadığını düşünüyordum ki Ferit bana bakıp ne öğrendiğini söyledi.
"Nikah tarihi netleşmiş, yarın"
"Anladım" dedim mahçup bir şekilde.
"Biz aramızda konuşulması gereken şeyleri konuştuk, ben Ferit Korhan'ım, biraz relax olur musun, her şey yolunda Antep fıstığı, dondurmamızı yiyoruz ve sonraaa tık diyoruz doğdu güneşimiz. Moodumuzu yakalıyoruz, Okey ?" Güldüm, gülmekler yetmedi. Bu adam daha önce de düşündüğüm gibi ömür uzatıcı etkiye sahipti. Küçük kahkahalarım arasından "Okey, Ferit Korhan" dedim. İkimizde yarınımız yokmuş gibi gülüyorduk.