11. Bölüm

3.7K 120 58
                                    

Ferit'le birbirimize sözler verdiğimiz bu büyülü dakikalarda, zaman durmuş ve akmayı unutmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ferit'le birbirimize sözler verdiğimiz bu büyülü dakikalarda, zaman durmuş ve akmayı unutmuştu. Gözlerinde her defasında aynı şekilde kaybolduğum adam, yüzümü ellerinin arasına almış ve alnını alnıma yaslamıştı. Ellerinin sıcaklığını yine en derinden hissediyordum, birbirimize bu kadar yakın mesafede olduğumuzdan dolayı, Ferit'in kokusunu doyasıya duyabiliyordum. Gözlerimi kapattım, bu anda böylece kalmak istiyor ve ne ileri ne geri hiçbir yere gitmek istemiyordum.

Bir anda odamızın kapısı tıklandı. Birbirimizden hızlıca ayrılıp, toparlandık. Ferit benden onay alırcasına bakınca, kapıyı açmasını işaret ettim. Gelen, Gülgün annemdi. Bakışları bi hayli endişeliydi.

"Anne ne oldu"

"Ferit oğlum, benim Seyran'a birşey söylemem lazım, önemli." dedikten sonra Gülgün annem bakışlarını bana çevirdi.

"Seyran, kızım, sakin ol tamam mı yani baştan söyliyim, durumu gayet iyi tamam mı"

"Gülgün anne, birine birşey mi oldu?" dedim telaşlı bir şekilde. Annemle ablama dün ulaşamamış olduğum için bir üzüntü çöktü içime. Ben daha yanlarından ayrılır ayrılmaz birşey mi olmuştu? Gözlerimden yaşlar süzüldü, ayakta durmakta zorlandım, Gülgün annenin ağzından çıkacak tek bir sözle yere yığılıp kalacak gibi hissediyordum. Konuştu

"Baban, Kazım ağa vurulmuş, hastaneye kaldırmışlar ama durumu iyiymiş, korkma canım kızım, zaten bugün ilk uçakla Antep'e gideceksiniz Ferit'le, göreceksin babanı korkma olur mu?"

Ne hissetmem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Öylece kalakalmıştım, üzülmeli miydim? Yoksa sevinmeli mi? Ben babamı sevmiyordum ve hiç bir zaman bize yaptıklarını affetmezdim. Ama bu güne kadar ona birşey olacağı aklımın ucundan dahi geçmedi. Bu evde benden başka kimse babamı sevmediğimi bilmiyordu, eğer şuan hiç bir şey hissetmiyorum dersem yanlış anlaşılırdım. Elbette babamı merak etmiştim ama en çok annem için endişelendim babamı yaptığı herşeye rağmen suçlamıyor, ona isyan etmiyor, ağamdır, atamdır yapar diyordu. Şimdi de eminim yoktan yere üzülmüştür. Annem de suçlu muydu yani? Hayır tabiki, annem böyle yetiştirilmiş böyle görmüştü, aksini düşünmesi çok zordu. Ama elbet bu yapılanın doğru olmadığını biliyordu. Sadece ses çıkaramıyordu, cesareti yoktu.

"Gülgün anne, babam iyiymiş dedin değil mi ?"

"Evet kızım benim korkma gerçekten iyiymiş hastanede gözetim altında tutuluyormuş." dedi yanıma gelip sarıldı bana. Gerçekten şefkatli bir anneydi. Keşke birazda cesareti olsaydı ki Ferit'e küçüklüğünde sahip çıksaydı.

"Ferit'le Antep'e gideceğimizden Halis Ağa'nın haberi var mı? İzin verir mi?"

"Evet kızım, haberi alır almaz, gitsinler, Seyran merak eder hem geçmiş olsun demek lazım ayıptır dedi. Siz hazırlanın birkaç gün kalırsınız, baban iyi olunca dönersiniz." dedikten sonra Ferit annesine sorusunu yöneltti.

YALI ÇAPKINI _Alone_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin