FERİT'ten
Kimsesizliğin ortasında kalakalmıştık. Kısacık zamanda güzel anılar biriktirdiğimiz bu park, bize çok zor dakikalar ve kötü anlar yaşatmıştı.
Benim çok sevdiğim, saçlarını koklamaya kıyamadığım, yeşil gözlerini ilk gördüğüm andan itibaren, her bakışımda gözlerimi yaşartan, sarılmak için fırsat kolladığım, ama ona dokunmak için sabırla beklediğim, bir tanecik karımı,ne idiği belirsiz bir pislik herifin teki kollarından tutmuş götürüyordu.Engel olamıyordum çünkü Seyran bana yalvarmıştı, ben karımı hiç bir zaman hayal kırıklığına uğratmadım. Bu yüzden şimdi onun için gözümü kırpmadan canımı vermek istesem de, yalvarışlarını göz ardı edemezdim.
"Ferit benim için ölmene değil, yaşamana ihtiyacım var, kıpırdama, yalvarırım gelme..." diye feryad eden karımın bensiz kalmak istemeyişine sessiz kalamazdım. Benim peki? Benim yalvarışlarım ne olacaktı? Sesim kısılana kadar bağırdım. Ağladım, sinir tüm hücrelerimi ele geçirdi.
Aslında tam vaktinde gelen, ama bizim onu beklerken yıllar geçirmişiz hissini yakaladığımız polis ne mutlu ki gelmişti. Az önce kıyametimizi koparan pislik herif ve azılı adamı polise teslim oldu. Emniyete gidip onlardan şikayetçi olacaktık, polisler arabaya şerefsizleri attığında, arkamızdan gelip ifade verin dediler. Tüm herkes bizi parkta yalnız bıraktığında, gözlerim Seyran'ı buldu, ağlıyor, ayakta zor duruyor ve sadece bana bakıyordu. İkimizde dünyadan soyutlanmış gözlerimizde kaybolmuştuk. Sonsuza dek kaybolmayı ümit ettim. Az önce onu kaybetmenin eşiğine gelmiş ve canımı verecek raddeye gelmiştim. Şuan karşımda kanlı canlı durduğu ve bana baktığı için şükrettim. Karıma kavuşmanın verdiği sonsuz mutlulukla, duygu karmaşası içinde seslendim adını... "Seyran" dedim sadece Seyran döküldü ağzımdan. Kollarımın arasına aldım biricik Antep fıstığımı, dudaklarına yaklaştım,
"Seni seviyorum Seyran, bunu söylemek için böyle bir an yaşamak istemezdim ama seni ilk gördüğüm andan itibaren aşık olduğumu yeni anlıyorum, bilmediğim ve tatmadığım bir duygu. Bu kadar geç itiraf edebildiğim için affet beni. Hayatımda senden başka hiç bir kadını istemiyorum, bana bir tek sen iyi geliyorsun. Bana aşkı öğreten sensin..."
SEYRAN'dan
Ondan önce hayatımda huzur kelimesinin hiç bir anlam ifade etmediği, mutluluğun küçücük anlardan ibaret olduğunu sandığım ve bana aslında, bir insanın hayat boyu mutlu olabileceği ve huzuru her an hissedebileceğini öğreten kocam, benim isim veremediğim duygulardan, emin olmuş ve itiraf etmişti. Bana sarıldı, dudaklarıma yaklaştığında yapacağı şeyi kestiremiyordum. Gözlerime onay alırcasına baktı, kaşının üzerinde küçük bir yarık ve azıcık kan vardı, dudaklarıma kapandı. Hayatımda ilk defa yaşadığım bu duygu, tarif edilemezdi. Öpüşüne karşılık vermeye çalıştım, inanılmaz güzel öpüyordu.
Zaman durmuş bu defa gerçekten akmayı unutmuştu. Öyle yumuşak ve öyle hafif öpüyordu ki daha fazlasına ihtiyacım varmış gibi hissediyordum. Bir elimi ensesine diğer elimi saçlarına yerleştirdim, güç aldım yoksa şuraya bayılacaktım. Büyülü ve sonsuzluğa uzamasını istediğim bu öpüş, bu dokunuş ayaklarımı yerden kesmiş ve beni soyutlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALI ÇAPKINI _Alone_
FanfictionTek isteğim okumak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı. Bu hayali kurmuş olmak hata mıydı yoksa? Herşey tek gecede değişebilir mi? Değişebilir daha güzel olacaksa neden olmasın ...