Bitmiş miydi herşey?, Bu yaşıma kadar yaşadığım onca acı, keder, zorluk sona mı ermişti. Babam dediğim adam artık bize kötülük yapamayacak mıydı?
Bir insan öz babasını şikayet ettiğinde çok farklı şeyler hissediyor, çünkü yaptığı kötülüklerin en kötü halinde bile bir umut, her zaman bir umut benim babam da düzelecek, birgün pişman olacak, kızlarının, karısının değerini bilecek diyordum. Diğer çocukların babaları iyiyken benimki kötüydü, hep hayal kurdum. Bir gün babam pişman olacaktı ve bizden özür dileyecekti. Ben de hiçbir şey yokmuş gibi unutacaktım herşeyi, öyle istemiştim. Hayalim buydu benim, birgün ailemle mutlu olmak...
Tanımadığımız bir insanı şikayet etmek, öz babamı şikayet etmekten daha kolaydır. Umutlanmazsın kötü bir yabancının iyi olacağına, baban değildir çünkü...
Yaşadığım duygu karmaşalarıyla babamı şikayet etmiştim. Suçluydu ama suçlu hisseden bendim. Üzülen bendim ve iyi değildim. Yorucu bir günün sonuna geldiğimizde, yatağa yatmış, başımı yastığa koymuştum. Halis Ağa babamı rezidanstan yaka paça adamlarıyla göndermişti. Kapılarına koruma dikmişti. Ablamda hastaneden aldığı darp raporunu benim gibi şikayet gerekçesi olarak kullandı. Yoğunluğun arasından kendimi sonunda hatırlamıştım. Benim kanayan yaralarım vardı, içmem gereken ilaçlarım ve etmem gereken bir istirahatim vardı. Öncelikle tüm yaşadığım pisliklerden, bana kalkan pis ellerin izinden kurtulmalıydım. Ferit dedesinin yanındaydı. Odamızda tek başımaydım.
Banyoya gittim ve kendimi zor ayakta tutarak kıyafetlerimi çıkardım. Suyun altına kendimi attığımda kapattığım gözlerimin önüne tüm yaşadıklarım geldi. Geri açtım göz kapaklarımı, kapatmadım. Düşünmek istemedim, hatırlamak istemedim. Kafamın acımadan, duvara vurulduğu o anları tekrar etmek istemedim. Gözüme giren su damlaları her ne kadar acıtsa, yaksa da sonuna kadar açtım gözlerimi. Kapattım, hatırlamamayı umarak. Bu defa başka şeyler düşündüm, bir çocuğum olmuş, saçlarını seviyorum. Asla dövmüyorum ve öpüyorum sevimli yanaklarını, annem diyor bana, babam diyor Ferit'e, seviyoruz onu. Bu dünyaya gelmesine sebep olduğumuz çocuğumuzu seviyoruz, dövmüyoruz asla, el kaldırmıyoruz. İnsan sevdiğine el kaldırmaz ki zaten.
Kendimi düşünmemek için aklıma ilk gelen ve hiç düşünmeden sarıldığım hayalim Ferit'leydi onunlaydı. Olsaydı ya bir çocuğumuz, tüm dünyaya duyursaydık; hey millet bakın, dövülmeden de insan yetişir. Saygılı olur, sevgili olur. Biz deseydik ve anlasalardı. Babama da gösterseydim. Bak benim çocuğum dövmüyorum onu, kendi kararlarını verirken bana söylüyor ben de ona yol gösteriyorum, yardımcı oluyorum deseydim. Ben sen değilim ve olmayacağım, bu benim evladım deseydim...
Duştan çıktığımda, kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı havludan çıkardım ve ayakta durmakta zorlandığım için saçlarımla ilgilenmeye mecalim kalmadı. Odaya geçtim. Kendimi yatağa bıraktım. Ferit odaya geldiğinde, benim uyuyup uyumadığımı uzaktan kontrol etti.
Kafamı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALI ÇAPKINI _Alone_
FanfictionTek isteğim okumak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı. Bu hayali kurmuş olmak hata mıydı yoksa? Herşey tek gecede değişebilir mi? Değişebilir daha güzel olacaksa neden olmasın ...