Gözlerine gururla baktığım kocam, herkesi hayran bırakan konuşması bittiğinde, alkışlar eşliğinde masamıza dönmüştü. Tüm aile mutluyduk. Halis Ağa'nın davetiyle benim ailemde buradaydı ve Ferit'in konuşmasını onlarda hayranlıkla izlemişlerdi. Babam, damadının bu işlerle ilgilenip yükselmesini ve bol paraya sahip olmasını hayal ettiği için onu da mutlu etmişti. Para neredeyse Kazım ağa oradaydı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ben Ferit'in arkadaşlarıyla tanışmıştım. Hepsi tarafından sevilmiştim. Ferit ise beni tanıştırmış olduğu için gülen yüzüyle muhabbet ediyordu. Neşeli ve eğlenceli olan bu insanlar. İçten içe asla belli etmesem de hüzünlenmeme sebep olmuştu. Doğup büyüdüğüm Antep'te, birçok kez arkadaşım olma şansına sahip olsam da babam yüzünden arkadaşlarımla da görüşemiyordum. Okulda gayet iyi anlaştığım arkadaşlarım vardı ama sadece okulda. Çünkü araya tatil girdiğinde veya okul çıkışı vakitleri onlarla birlikte gezen, görüşen veya telefonda mesajlaşan biri olamadığım için, samimiyetimiz çok ilerlemiyordu. Okul bitince görüşmemiz son buluyordu. Öyle mahallede oynamak gibi bir lüksüm olmadığı için de, ablamla parkta gizlice oynadığımız dakikalarda bir çevre kuramıyorduk. Arkadaşsızdım. Tek arkadaşım ablamdı, onun da ben.
Masada edilen muhabbet arasında ablamı bir köşede Abidin abiyle konuşurken gördüm. Gözlerim babamı bulduğunda, farklı birşeyle meşguldü, ablamı görmediği için rahatlamıştım ama, yanlarına gitmeliydim. "Müsaadenizle" diyerek masadan kalktım. Yavaşça ablamın yanına gittiğimde, Abidin abi de yanından ayrılmıştı. Sessizce yaklaştım.
"Abla babam seni görebilir. Neden annemlerin yanında değilsin?"
"Seyran, lavaboya gittim. Sonra da Abidin bey beni durdurup, senin ablan olduğum için halimi hatırımı sordu."
"Korktum abla, ya babam görseydi?"
"Korkma, tamam görmedi. Daha dikkatli olurum"
Kol kola girdik ve annemlerin yanına gittik. Herkes toparlanmaya başlamıştı. İlk önce köşkten ayrılan Halis Ağa oldu. Ablamla ve annemle vedalaşıp eve doğru yola çıkmıştık.
Vardığımızda, herkese iyi geceler dedikten sonra, odamıza geçtik. Ferit dinmeyen heyecanıyla, dans ediyordu. Kendi ismini sayıklayarak şarkı yapmıştı. Bende eşlik ettim. İkimizde "Fe-fe-ferit Ko-korhan, Ferit Korhan" diye mırıldanıp dans ediyorduk.
"Seyran, saçmalıyoruz" dediğinde güldüm, kahkahalarımız odada yankılandı. "Müzik açmaya ne dersin?"
"Daha akıllıca birşey duymamıştım karıcığım"
Hareketli bir müzik açtık ve karşılıklı dans ettik. Kısa bir süre sonra Ferit duygusal bir aşk şarkısı açtı ve bana dans teklif etti. Elini uzatıp
"Güzel kız, rica etsem bu dansı bana lütfeder misiniz?" dedi. Elimi uzattım ve "Elbette ukala genç, elbette sizinle dans ederim" dedim. Gülüşlerimiz arasından dans ettik. Bir elimi Ferit'in omuzuna yerleştirdim, diğer elimi ise onun eliyle birleştirdim. Onun bir eli benim belimdeydi. Yüzümüz birbirine gayet yakın durumdaydık. Gözlerimizi ayırmadan bakışıyorduk. Ben bazen fazla yoğun bakışlar arasında utanıyor, gözlerimi kaçırıyordum. Yanağıma ufak buseler konduruyordu. Büyüsüne kapıldığımız bu an şarkının son bulmasıyla bitmişti. Yavaşça ayrıldık birbirimizden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALI ÇAPKINI _Alone_
FanfictionTek isteğim okumak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı. Bu hayali kurmuş olmak hata mıydı yoksa? Herşey tek gecede değişebilir mi? Değişebilir daha güzel olacaksa neden olmasın ...