FİNAL 45. Bölüm

3K 141 142
                                    

6 yıl sonra
_______________________

"Seyran ya, ben aşığım ne demek? Afra daha kaç yaşında, ne aşkı?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Seyran ya, ben aşığım ne demek? Afra daha kaç yaşında, ne aşkı?"

"Aşkın yaşı yoktur Ferit. Ayrıca çok büyütülecek birşey değil. Altı üstü çocukluk aşkı, bir süre sonra geçer"

"Hayır efendim. Benim kızım kimseye aşık falan olamaz. Bulup döverim o çocuğu. Okul müdürüyle konuşup sınıfını değiştireceğim"

"Oldu Ferit, istersen kızının kalbini de sök at."

"O ne demek Seyran?"

"Şu demek; Kendi kızın da olsa kimsenin duygularına karışamayız. Afra daha çok küçük evet ama bu sadece onun için masum bir çocukluk aşkı. İstersen sınıfını değiştir ama yine de kızımızın duygularını değiştiremeyiz"

"Geçer mi diyorsun?"

"Evet geçer ama şimdilik. Çünkü ilerde Afra büyüdüğü zaman yine aşık olabilir ve bu defa gerçekten sevebilir. Benim bu söylediklerim de her zaman için geçerli değil. Mesela anne baba olarak, kızımız büyüdüğünde de onun aşkının geçmesini değil aşkına kavuşmasını bekleyeceğiz. Bunlara hazır ol"

"Hiç hazır değilim ama kızım mutlu olsun gerisi önemli değil"

"Az önce başka birşeyler söylüyordun Ferit?"

"Düşündüm de her zaman kızımızın ve oğlumuzun yanında olmalıyız, az önceki davranışım yanlıştı özür dilerim Seyran"

"Önemli değil Ferit. Ben Afra'yla konuştum çocuk elini tutunca çok sevinmiş biliyor musun?" dedim gülerek.

"Ha birde elini mi tutmuş" dedi gözlerini büyülterek.

"Hani kızımızın yanında oluyorduk Ferit?"

"Tamam sakinim yanındayız. Biz diğer anne babalar gibi kötü değiliz"

"Aynen öyle. Düş bakalım Ferit'cim peşime, çocukları da alalım yemek hazırdır "

Odamızdan çıkıp Afra'nın odasına gittik. Öncelikle kapıyı tıkladım. Gel diyince girdim.

"Kızım akşam yemeği için aşağı iniyoruz. Hadi sen de hazırlan gel"

"Tamam annecim"

Hemen ardından Mert'in odasına gittik. Aynı şekilde kapıyı tıkladık ve gel dediğinde girdik.

"Oğlum kardeşini de çağırdık hepimiz sofraya iniyoruz, hadi bakalım" dedi Ferit.

Ardından salona indik. Sofra da her zamanki yerimizde oturduk. Gözlerim 3 yıldır boş olan Halis ağanın sandalyesine takıldı. Koskoca bir mazi geride kalmıştı. Bu masaya eliyle vurduğu günler. Hediyelerle geldiği günler. Bağırdığı ve güldüğü günler. Hepsi artık yoktu. Bitmişti. Birgün hepimiz bitecektik. Arkamızda iyilik bırakmak varken neden kötülük bırakalım ki?

YALI ÇAPKINI _Alone_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin