Bölüm 59: Yeni Bir Şeyler~

18 6 34
                                    

Keyifli okumalar.

━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━

"O hatunların giysilerinin başka bir şekilde dikilerek erkeklere özel de yapıldığını işitmiştim."

Duyduğu cümle sayesinde neden tekrar giyinme odasına geldiklerinin cevabını bulan Bumin Rona'ydı. Hem şaşkın hem de gittikçe meraklanır halde Alkım'a dönüp, bir dolabı kurcalarken yakalamıştı onu. "Yani benim giymemi mi istiyorsun? Nereden geldi bu uçuk fikir aklına?"

Alkım birkaç parça kıyafet seçerken sıradan bir üslupla açıkladı. "Doğrusu, o raks eden hatunlar güzel olsa da izlerken pek eğlenmemiştim. Sonra aklıma o çeşit süslü ve yırtmaçlı bir şeyi senin giyerkenki görüntün geldi birden. Ve... bunun epey hoşuma gideceğini düşündüm. Sen fark etmeden birine o kıyafetlerden bulup getirmesini emretmiştim." Kucağında bir yığın kıyafetle kendisine aval aval bakan iblise dönüp masumca başını yana eğmişti. "Teklif etseydim kabul eder miydin bilmem, o nedenle ben de seni kabul etmek zorunda bırakmaya karar verdim. Oyun oynayarak bunu kazanmak bilhassa beni hoşnut kıldı sevgili Kağan'ım."

"Sen..." Bumin Rona ciddi anlamda böylesine sivri zeka oluşuna hayret etmişti. Ancak bu kadar sinsi olması bir yandan onu daha fazla heyecanlandırıp, içindeki aşk ateşine barut ekliyordu. Boğazı şimdiden kurumuştu ki yutkunmaya çalışınca fark etti. "Sen delisin..."

"Çok kırıcı..." Alkım sahte bir üzüntüyle dudaklarını büzerken giysileri onun kucağına itmişti. "Bir dahaki sefere bana kaybetmemeye çalışasın, böylece kendini tehlikeye atmazsın-"

Derken lafını eşinin birden bire uzanıp dudaklarına aşkla dolu bir öpücük vermesi kesmişti. Rona onun sıradışı davranışlarına özellikle yükseliyor gibiydi, gözleri grinin en koyu tonuna dönmüştü. "Ne tehlikesi? Ucunda ölüm bile olsa, senin elinden gelsin, seve seve atlarım."

"...Haydi... o halde..." Alkım sersemlemiş vaziyette omuzlarından tutup giyinme bölümüne çevirmişti onu. "Karşıma en cazibeli şeklinde gelmeni istiyorum... Erlik Han'ım..."

Rona gitmeden evvel hala gömleğinin düğmeleri açık ve göğsü belirgin, erkeksi bir şekilde kurta giyen haliyle onun çenesinin altını tutup sivri dişlerini açığa çıkararak gülümsemişti. "Şüphen olmasın. Senin aklını başından alacağım."

O giyinmeye gittikten sonra, Alkım Alp Yabgu kalbinin gümleyerek çarptığını fark etti sessizliğin çökmesiyle. Rona'sını Hintli tanrılar gibi giyinirken görmek... Hayali bile şimdiden nefesini kesiyor, parmağını arzuyla ısırmasını sağlıyordu. O güzel yüzü ve baştan çıkarıcı bedeniyle, keza ateş gibi kıvılcımlı saçlarıyla gerçek bir sanat eseri şeklinde belirecekti karşısına İblis Kral.

Alkım her zaman Rona'nın cazibeli görünüşüne hayrandı, ve bir zamanlar ona sahip olmayı gerçekten düşlemişti.

Daha açık olmak gerekirse, insan olduğunu düşündüğü dönemde, Rona'ya kavuşmadan evvelki yıllarda. O zamanlar ona dokunmak, kucaklamak ve hiçbir kurala bağlı kalmadan hükmetmek istemişti. Rüyalarında, onunla yakınlaştığı anlarda, insanlığa indirgenmişken hep üstte olan kendisiydi. Sadece erkeklerin nasıl yaptığını o zamanlar bilmediği için, en çok dokunan ve yön veren kendisiydi hayallerinde. Rona ise altında ayartıcı bir ifadeyle inleyen ve kollarını boynuna dolayan taraftı.

Ancak ilk kez birlikte oldukları an, Alkım Rona'nın yaptığı şeyle bir tür aydınlanışa varmıştı. Aslında dokunmayı hayal ettiyse bile, becermeyi hiç düşünmemişti. Ayrıyeten, Rona ona baskın bir şekilde yaklaşmış ve bilgisiz benliğine yön vermişti, ona bu işin başka bir eğlenceli yanını öğretmişti. Zamanla Alkım Rona'nın kendisine ne isterse yapmasına izin vermişti. Eşine hiç aynı şekilde davranmaya çalışmamıştı. Çünkü hem beceriksizce işleri batırmaktan çekinmiş, hem de uğraş vermek yerine kendisine yapılan muameleyle zevke odaklanan taraf olmanın daha kolay olduğuna inanmıştı.

Asil Kan (ᛒᚷᛒ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin