Bölüm 45: Yüce Makama Ulaşmak

70 8 107
                                    

Okna Tsahan Zam - Eejin Duun (Kalmyk Folk Song)

~DÖRDÜNCÜ KISIM~


"Adaletin en kötüsü geç tecelli edendir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür."

~ Orhan Gazi

Bölümün sonundaki açıklamalar biraz uzun, bölümün kendisi normal seviyede. Uzun gibi gelmesine aldanmayın yani fkflgkjg Bu bölüm baya içimi dökmüşüm de~~ Neyseee

Keyifli okumalar.

━━━━━━━━━━━━━━━━━

21 Mart, Ud Yılında cehennem halkı Tamu, liderleri Erlik Han ve Alkım Alp Tigin öncülüğünde, tanrıların evi Uçmağı ele geçirmiş; Sigun Han Tenşi Yabgu'yu, oğlu Veliaht Prens Selçuk Tigini ve yüz binlerce kişilik Sigun ordusunu yerle yeksan ederek tüm katları fethetmişti. Dördüncü katta, kan sel olup aktı, toprak göklerden yağan kızıl denizle ağzına kadar doydu. Sonrakı asırlarda dahi Sigun ve Erlik tarih yazırlarından, insan aleminin destanlarına kadar dillerde dehşetliği anlat anlat bitmeyecek bir cenk vuku bulmuştu.

Bu meydan savaşında öyle bir ceng, öyle bir uğraş, öyle bir tokış oldu ki, kamış gibi düz olan kalem, onu açıklamak isterken büküldü. Açık açık konuşabilen dil, anlatmaya kalkıştığında sürçtü. Hayal gücü ise, bu savaşı tarife mecal getiremedi. Savaşın kaldırdığı toz, mavi göğü öyle bir bulamıştı ki, güneş bu karanlıkta cengi seyretmekten kalmış, kuşlar gibi uçan atlara binmiş yiğitlere gökler sağır olmuştu. Ölüm melekleri ruhları derlemek için o kadar acele etmekteydiler ki, ruh cevheri cisim kalıbında yeni bir oluşum geçiriyormuşçasına, ikinci bir saniye daha kalmak imkanı bulamıyordu.¹

Lakin, Erliklerin yeşil-siyah renkli sancakların altındaki Erlik ordusu simsiyah yas kıyafetlerine bürünmüş, hepsi keder içinde ağıtlar yakmıştı. Mukan Niri Tigin'in cansız bedeni Tamuda atalarının yanına uygun bir törenle defnedilmek üzere saklandı, çığırtkanlar ordunun dört bir yanına duyurdu ve borguylar yuğ içinde çalındı.

"Öcütümüz alındı, düşman canına kıyıldı!
Mukan Niri Tigin uçtu! Ataların yanına vardı!
Od düştü bağrımıza! Şimdi erler nasıl sevine?"²

Harp çetin geçmiş ve Erlikler bitkin düşmüştü. O habis, karanlık gece pasparlak güne kavuşana değin, iyileşenler iyileşti, yitenler yitti.

Şafak vaktinde, düzen yeniden sağlandı. Bu defa Alkım Alp Tigin ve Erlik Han bindikleri Tamu atlarıyla en öndeydi. Askerler sancaklarını yükseltti, tuğlarını dik tuttu. Birkaç saatte tüm kat ele geçirildi ve ivedilikle yukarı çıkıldı.

Beşinci katta savaş tanrıları vardı ve pes etmek niyetinde değillerdi. Lakin yaklaşan kara orduyu gördüklerinde iliklerine kadar üşüdüler, kulakları tırmalayacak bir savaş müziği Erliklerin tuğ ve borguylarında yükseldi, düşmanın aklını bulandırdı.

Erlik ordusunun üstünde sağ ve solundan iki karaltı geçti, bunlar Tamunun yılanları Abra ve Yutpa³ idi.

Erlik Han'ın bir zamanlar söylediği gibi, Tamuda bir sürü değişik yaratık vardı. Bu iki canavar onlardan biriydi. Her ikisi de, Uçmağın ilk sefer ortaya çıkardığı ejderleri yutacak denli büyüktü ve keskin pullarıyla kapkaraydılar. Kuyrukları çatal biçimde ikiye ayrık ve sivri, pençeli kol ve bacakları uzun bedenlerine tezat kısaydı. Gözleri bakır renginde, parlak ve ürkütücüydü. Kanatları yoktu lakin inanılmaz biçimde havada süzülürken tüy gibi kıvrılıyorlardı. Ağızlarından dökülen siyah cehennem alevleri kilometrelerce alanı küle çeviriyordu.

Asil Kan (ᛒᚷᛒ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin