Bölüm 56: Verilecek Kararlar, Atılacak Adımlar

33 8 55
                                    

Keyifli okumalar.

━━━━━━━━━━━━━━━━━

Kıvırcık saçlı adam sakin sakin şelalenin tepesine giden yolu çıktı. Kayın Ağacının yanından geçti ve boş ağaçlık bir araziye geldi. Lakin ileri bir adım attığında, sanki arkasındaki şeyi gizleyen tül bir perdeden geçmiş gibi gözleri önüne büyük bir malikane çıktı.

Kapıya vardığı zaman, çalmasına gerek kalmadan, zaten bekleyen biri hemen açmıştı güler yüzle. "Hoş geldin Kağan'ım." Dedi ak saçlı adam.

Bumin Rona mukabelede bulunarak aynı içten gülümseyişle başını sallamış, "Hoş bulduk Yabgu'm." demiş ve içeri girmeden evvel sevgili eşinin yanağına tatlı bir buse bırakmıştı.

En çok evin terasında oturmayı ve manzaraya karşı çay içip sohbet etmeyi seven çiftin en önde yolu gösteren Sigun Han vardı. Ona kibarca oturması için birkaç kat yumuşak yer minderini işaret etmiş, diğeri bariz bir sabırsızlıkla otururken iki bardak çay koymuştu. Sonra birini ona birini kendine alıp yanına oturdu ve kıvırcık saçlının beklentili gözlerine döndü.

"Görüşmeyeli nasılsın? Tamuda herşey yolunda mı?" Diye sordu evvela gündelik bir şekilde.

Rona hafifçe başını sallayıp gülümsemişti. "İyiyim, seni gördüm daha iyi oldum. Tamu da bildiğin gibi, her zamanki sıkıcı şeyler. Senden ne haber Yabgu?"

Alkım sakince iç çekip gülümseyişe karşılık vermiş, gözlerini yemyeşil doğaya çevirmişti. "Beni bilirsin, sürekli aşağıdaki ve yukarıdaki işlerle ilgilenirim. Son zamanlarda, baş ağrıtıcı bir şey olmasa da, üzerine düştüğüm bir mesele vardı."

"Ya?" Rona ona ilgiyle bakmıştı. "Neymiş o mesele?"

Bakışları siyah irisleri buldu, yüzünde umutla dolu, tertemiz bir ifade vardı. "Rona, sana araştırdığım fevkalade mühim bir şeyden bahsedeceğim."

Gittikçe meraklanmıştı. Bumin Rona büyük bir alakayla ona dönüp ciddiyetle dinlemeye başladı. "Kulaklarımı dört açtım, seni dinliyorum."

Alkım bugünü iple çekiyordu, ama nereden başlayacağını bilemiyordu. Nasıl bir dille anlatmalıydı? Ya Erlik Han onun hislerini anlamaz ve tahmin ettiğinin tersi çıkar, bir anda tartışmalar başlarsa?

Yıllardır bunu düşünüyordu ve artık bazı kelimelerini ezberlemişti. Bu konuşma, büyük bir dönüm noktası olacaktı. Alkım ve Rona olarak değil, Erlik Han ve Sigun Han arasında resmi bir tartışma olacaktı. Sonuçları bütün dünyanın kaderini değiştirebilirdi. Eski hoşgörüler ve yeni huzurlu günler birden tepetaklak olabilirdi.

Öyle özel, öyle ciddi ve öyle hassas bir konuşmaydı bu.

Alkım derin bir iç çekti. Rona başka bir alemin yöneticisiydi, lakin yine de, herşeyden öte sevgili aşığıydı, evlilik bağıyla bağlandığı eşiydi. En azından bu gerçek, çekintisini bir nebze azaltıyordu.

Düz bir sesle dedi ki: "Evvela, bu araştırmanın ne olduğunu söyleyeceğim sana. Herşeyi sırayla anlatacağım, lakin senden istediğim, beni sakince dinlemen ve bitirdikten sonra bir yargıya ulaşman olacaktır. Tamam mı?"

"...Tamam." Rona bu cümleyi duyduktan sonra bir şeylerin ters olduğunu hemen anlayıverdi, fakat sözlerini bitirmeden parlamamaya karar vererek uysal oldu.

"Araştırdığım şey, mahoragi-tangsuk idi." Dedi Alkım dosdoğru.

"..."

Rona'nın beklendiği gibi kaşları garipser bir tutumla kıvrılmış, gözleri daralmıştı. Fakat tek kelime etmedi, başını devam etmesini işaret ederek salladı.

Asil Kan (ᛒᚷᛒ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin