Bölüm 5: Hakikat

167 27 131
                                    

Keyifli okumalar.

━━━━━━━━━━━━━━━━

Gözlerini bitkin bir halde açtığında bütün bedenin üzerinden bir at sürüsü geçmiş gibi tarif edilmez bir acı hissetti. Yataktan kalkmak bir yana parmağını oynatmak bile büyük bir çileydi. Bu kadar halsiz hissetmesi normal miydi? Üstelik başı da feci şekilde zonkluyordu.

İnleyerek kalkmaya çalışsa da boşunaydı. Sadece başındaki kafasını rahatsız eden börkü bir yana fırlattı ve yatakta yuvarlanıp sırt üstü döndü. Bu nasıl bir vaziyetti böyle? Eğer biraz daha Rona'nın yanında kalsaydı durumu ne olacaktı? İkisinin konuşmak için o efsunlu yerde buluşmaktan başka çareleri yok muydu ki?

Rona diyince, güçlükle elini göğsüne kaldırdı, parmakları gömleğinin içine sızdı ve o manidar kolyeyi tutup gözleri önüne serdi. Kaşları mahmurca büzülürken baklava biçimindeki taşa parmakları sürtündü. Onun orada olduğu gerçeği alışamayacağı kadar garip, üzücü ve bir yandan da rahatlatıcıydı.

Dün hiçbir şeyden habersiz ortalıkta koşturmuş, hala normal sayılan hayatının keyfekeder meşgalesine dalmıştı. Ve gözlerini uykuya kapatıp açtığında dünya artık eskiden sandığı gibi bir yer değildi. Bu kolye değişimin asıl nedeniydi. Hem öfke hem de yakınlık duyacağı bir şey olacağını hiç düşünmemişti. Bu andan itibaren, hayatı pahasına koruyacağı, herkesten sakınacağı şeyi dün satmaya kalktığı için kendine inanamıyordu. Kaderin cilvesine bakın ki o kuyumcu o gün kapalıydı. Eğer açık olsaydı, herşey bitmişti.

Sesli bir şekilde iç çekti. Tekrar Rona'yı görmesi için tek yapması gereken uyumaktı, sonunda böyle bitkin hissetse de buna kesinlikle değerdi. Onun asla yüzünden silinmeyen, içini ısıtan gülümsemesi, nazik bakışlı gözleri... Ona dokunabilmek ve sarılabilmek, bunlara yeniden sahip olmak kelimelerle anlatılamayacak kadar değerli bir hazineydi onun nazarında. Şu anda onu dinleyip dinlemediğini bilmiyordu, lakin orada olduğunu bildiği için tuhaf bir saadet duyuyordu.

Yatakta yan dönmüş, giderek ağırlaşan göz kapaklarını yavaşça yummuş ve ellerinde tuttuğu hazinesini dudaklarına bastırmıştı.

༻✦༺  ༻✧༺ ༻✦༺

Avucunda birden bire ılık bir sıcaklık hissettiğinde ne kadardır uyuduğundan emin değildi. Gözlerini açıp uyandığı için rahatsız olmuş bir ifadeyle eline baktığı vakit, avucunun içindeki kolyenin ağır ağır parlayıp söndüğünü ve tatlı bir sıcaklık yaydığı fark etmişti.

Gözlerine yansıyan morumsu ışıkla hafifçe kirpikleri titredi ve ayılmaya başladı. Gerçekliğe dönünce ise gözleri korkuyla genişleyiverdi! Neden böyle yapıyordu?! Rona'ya bir şey mi oluyordu yoksa?!

Ancak bununla ilgilenmesine müsaade edilmedi. Gözlerinin bakışı ihtiyatla keskinleşmiş, hızla nefeslerini düzenli hale getirirken, yavaş, özenli hareketlerde kolyeyi göğsünden içeri gizlemişti. Burada biri var!

Arkasında birinin varlığını hissettiği su götürmez bir gerçekti. Ancak kim veya ne olduğundan emin olamamıştı. Bir anda her şeyden şüphelenen, tetikte bir kuşa dönüşüvermekte hakkı vardı. Üzerinde olağanüstü bir yük taşıyordu nihayetinde.

Uyuyor numarasını sürdürürken, eli usulca yorganın altına, oradan potasına asılı hançerinin sapına ulaştı. Arkasındaki kişi ise bir takım sesler çıkarmaya başlamıştı. Eşyalarımı mı kurcalıyor?!

Belki de alçak bir hırsızdı. Eğer öyleyse bile, bu gitmesine izin vermemesi için yeterli bir sebepti. Kim olursa olsun, şu anda yaptığı şüpheli davranışlarıyla iyi bir niyeti olmadığı belliydi. Ben o paraları kazanmak için nasıl bir işkence çekiyorum haberin var mı lan?!

Asil Kan (ᛒᚷᛒ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin