BÖLÜM 21
NEFES
"Titriyordum... O'nun yanından ayrıldığım andan itibaren deli gibi titriyordum. Üşümek gibi değildi bu... Heyecanlanmaktan değil... Kalbimin bin parçaya bölünüp, çaresizce toparlamaya çalışmamdandı titreyişim. Arabadan hızla dışarı çıkıp, çantamı önüme aldım. Delirmiş gibi bahçe kapısını ardına kadar, açarak içeri girerken güvenlik görevlilerinin beni izlediklerinin bilincindeydim. Buğulu gözlerimden ötürü, anahtarlarımı göremiyordum. Neredeydiler? Kalbim gibi onları da mı kaybetmiştim yoksa? Dudaklarımı dişleyerek başımı yukarı kaldırdım. Yıldızlı gökyüzüne bakarken, gözlerimi yakıp geçen acıyı yok saymaya çalıştım ama nafileydi. İçime doldurduğum titrek nefeslerim, gözyaşlarımın akarak yanlardan aşağı doğru süzülmesine neden olurken, tutunacak bir dal arıyordum ilk defa. Bir elimle yüzümü silip, sonunda bulduğum anahtarlarımla kapıyı açıp içeri girdiğimde, ilk defa evde birilerinin olmadığına sevindim. İlk defa kendimle baş başa kalabileceğim için mutlu oldum. Çantamı sıkıca tutarak, hızla merdivenlere yöneldim. Hızlı nefesler alıp veriyor, boğazımdan yukarı yükselen hıçkırığı tutmaya çalıştıkça kasılıyordum. Tökezledim, dizimi çarptım, düştüm ve yeniden kalktım. Tenimde ki sızı nedense kalbimde ki sızı kadar canımı yakmıyordu. Elimdeki çantayı odadan içeri girer girmez, bir köşeye fırlatıp attıktan sonra hızla üzerimdekilerden kurtulmaya başladım. Bedenim bile bana fazla gelirken, üzerimdeki birkaç kumaş parçasının hafif ağırlığı altında ezilmek istemiyordum. Yere düşen her parçada gözyaşlarımda artıyordu. Sonunda çıplak ayaklarımla soğuk fayansların üzerine basa basa banyoya girerek, kabinin içine girdim. Çevirdiğim musluğun soğuk tarafından üzerime boşalan su, içimde hissettiğim ateşi söndürmek yerine daha da alevlendiriyordu. Başımı kaldırıp, yüzümü soyarcasına yıkadım. Elime aldığım lifle birlikte geçen gece onun dokunduğu her bir noktama kese yapmaya başladım. Etlerim kızarana kadar, canım yanana, hatta kanayana dek bunu yapmaya devam ettim. Sonra aptal gibi tenime burnumu değdirip, kokusu gitmiş mi diye baktım? Gitmemişti! Hala orada duruyordu! O kadar derinden kazınmıştı benliğime ne yaparsam yapayım çıkmıyordu. Bileğimin üzerini yüzerken ve çıkan kandan canım yanarken, hiçbir şey onun sözleri kadar ağır gelmiyordu bana.
"Sonuçta Mustafa ile değil benimle yattın!"
Sırtımı fayansa yaslayarak yere oturup, bacaklarımı kendime çektim. Hıçkırarak ağlarken, suçlayıcı bakışlarının, dokunuşlarının, sözlerinin beni nasıl yok ettiğini düşünüp durdum. Ben hazırdım oysa... Her şeyi sakince anlatmaya, bana inanmasına... Boğazıma kadar gelen kusma isteğini bastırıp, derin bir nefes alırken zihnim sürekli o sözleri hatırlatıp duruyor ve bu gücüme gidiyordu. Ben kimseyi istememiştim ki hayatımda? Ailemden başka kimseyi sevmek istememiştim! Hep korumuştum kendimi başkalarından? Başkalarını da kendimden... O yapmıştı! O girmişti dünyama! Ve tek bir sözüyle beni mahvetmişti...
"Annecim!" diye hıçkırarak ağlarken dayanamıyordum. Nasıl geçecekti bu? Dudaklarımı büzüp, bedenim suyun altında ezilene kadar oturdum. Ne ara banyodan çıktığımı, ne ara çırılçıplak bir halde yatağa uzandığımı hatırlamıyordum. Uyuşmuş, bez bir bebek gibiydim. Boş gözlerle camdan dışarıya bakarken bile, onu görüyor ve her şeye rağmen onu istiyordum. Gücüme gidiyordu böyle hissetmek ama istiyordum işte..."
Arabadan indiklerinde, ikisi de oldukça keyifliydi. Geceleri o kadar güzel geçmişti ki başka hiçbir şeyi düşünmüyorlardı. Poyraz, Senem'in elini tutup evlerinin yolunu tutarken kızın aklı başında değil gibiydi.Çok eğlenmişlerdi.Gittikleri gece kulübünde doksanlardan kalma şarkılardan çalınmış ve bu da Senem'in deli gibi dans edip Poyraz'la harika bir gece geçirmelerine neden olmuştu.. Sonunda eve gelen ikili kapıdan içeri girdiklerinde bile gülüyorlardı... Ayakkabılarını çıkarmaya çalışan Senem başarılı olamayınca Poyraz ayaklarına eğilmiş, usulca şişen ayaklarından ayakkabılarını çıkartıyordu. Dokunuşuyla irkilen Senem, kendisine aşkla bakan yeşil gözlere bakıp gülümsüyor ve onu kendisine yaklaşması için davet ediyordu. Poyraz, usulca kalktığı yerden doğrulup Senem'i duvara yapıştırmış en başından beri yapmak istediği şeyi yapmaya başlamıştı. O kadar güzeldi ki Senemi öpmek... Her şeyiyle kendisine ait olduğunu bilmek... Kızın elleri ellerinden omuzlarına kayarken boğuk bir kahkaha duyuldu Poyraz'ın gırtlağından... Hem kışkırtan hem güldüren... Senem, bir an nerede olduklarını hatırlayınca gülerek Poyrazı durdurmaya çalışmış ve "Şşşt! Nefes evde olabilir?" demiş ve Poyrazın çapkın gülüşüyle karşı karşıya kalmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATTA AŞK VAR (ESMER SERİSİ -5)
RomanceÜzerine giymiş olduğu ince askılı, krem rengindeki yazlık elbisesiyle bahar gibi temiz ve cıvıl cıvıldı Nefes... Etrafındaki insanlarla konuşup, gülümserken onu izlemek en güzel görüntüyken kıskanç kalbimin beni ele geçiren tarafı tarifi imkansız bi...