BÖLÜM 31
Kahkaha sesleri bulundukları yeri çınlatırken meraklı bakışlarda üzerlerindeydi. Senem, homurdanarak içeceğinden bir yudum alıyor, Nefes ise arkadaşının bu durumuna göz devirmekle yetiniyordu. Ebru ile tatilde olanları konuşurlarken Senem'in ısrarla ve yineleyerek Ateş'ten hoşlanmadığını söylemesi, Nefes'i üzüyor, kırıyordu. Önüne bırakılan içi buz dolu su bardağına bakarken, teşekkür ederek gülümsemeye devam etmiş ardından bütün dikkatini tam karşısında oturmakta olan Ebru'ya çevirmişti.
"Barıştığınıza çok sevindim Nefes. Ben ikinizin eninde sonunda bir araya geleceğine inanıyordum"
Ebru'nun en az kendisi kadar ince ve ılımlı sözlerinden ötürü genç kız, ona tebessümle baktı. Senem gibi uç noktaları yoktu Ebru'nun. Sakin ve soğuk bir yapısı vardı ve bu ister istemez genç kızı rahatlatıyordu. Senem "Çok sevinmişmiş! Adam kardeşimin canını yaktı diyorum sana burada!" diye çemkirmeye devam ederken Nefes "Ben kalkıyorum!" diyerek içi buz dolu su bardağını, dudaklarına yaklaştırıp üç adımda içiverdi. Senem "Nereye?" diye sorup kızın bileğinden tuttuğunda "Biraz yürüyeceğim, neden bu kadar agresif ve beni yaralamak için uğraştığını anlamaya çalışacağım!" diye söylendi Nefes. Çantasını boynundan geçirip, elbisesinin eteklerini düzeltirken eğilip Ebru'nun yanağına bir öpücük bıraktı "Sonra görüşürüz Ebru" deyip Senem'e küs bir bakış attıktan sonra sinirli adımlarını Paşa'dan dışarıya çevirmişti.
**
Nefes'in gidişinin ardından kalakalmıştı Senem. Bilerek söylemiyordu bazı şeyleri ama bu kadar alınacağını da düşünmemişti. Ebru'nun başını iki yana sallayarak konuşmaya başlaması üzerine, kaşları çatılmış bir halde dönüp yüzüne baktı. "Ne? Suçlu ben miyim şimdi?" diye sorarken Ebru arkasına yaslanıp, ellerini kucağında birleştirmişti. "Sadece zamanında senin aşk hayatın için elinden geleni yapan bu kız için, senin onunla bu kadar incitici bir şekilde uğraşman pek adil gelmiyor"
"Ben onu incitmiyorum! Kaldı ki doğruları söylüyorum!" diyen Senem, Ebru'nun gözlerini kısması üzerine "Yine ne oldu?" diye sordu.
"Sen Ateş'ten hoşlanmıyor olabilirsin hatta onu sevmek bile zorunda değilsin ama Nefes'e ve hislerine saygı duymak zorundasın. Aralarında senin engelleyemeyeceğin bir bağ var ve böyle yaparak, onu kendinden uzaklaştırıyorsun. Nefes'in, ne kadar zor bir karaktere sahip olduğunu benden daha iyi biliyorsun ve geçmişinizin hatırına, ilişkisine hak ettiği saygıyı göstermen gerekiyor!" diyerek kaşlarını çatarken Senem'in dudakları ince birer çizgi halini almıştı. Bakışları kısılıp, ellerini yumruk yaparken "O bizimkiler gibi değil" dedi en sonunda.
Ebru "Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?"
"Yani Poyraz gibi değil! Anıl gibi değil, Demir gibi bile değil! Bizimkilere benzemiyor. Adamın gözlerine bakarken ne kadar yakışıklı olduğunu değil ne kadar korkutucu gözüktüğünü düşünüyorum"
Ebru, güldü "Bunu Nefes'in canını yaktığı için söylüyorsun?"
"Olabilir ama her şeyden öte Ateş gerçekten çok korkutucu bir adam ve bencil! Kendi istekleri doğrultusunda hareket ediyor!" derken Ebru "Bunu nasıl bilebilirsin ki? Nefes'in canını ne kadar acıtmış olursa olsun, Nefes hala onunla birlikte olmak istiyorsa buna sen karışamazsın! Anladığım kadarıyla da bizimkilerle zaten eskiden gelen bir dostlukları var. Sence de senin dediğin gibi 'korkutucu' olsa kız kardeşlerine yaklaşmasına ya da onu bırak, Nefes kendisine yaklaşmasına izin verir miydi?" diye sordu.
Senem, sustu. Öylece durup Ebru'nun bal rengindeki güzel gözlerinin içine baktı. Kızın kaşlarını kaldırışını, bu konuşmadan sıkıldığını belli eden oflamasını, ardından uzun ve salık bıraktığı saçlarını bir elinin yardımıyla tek omzunun üzerinde toplayışını izledi bir müddet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATTA AŞK VAR (ESMER SERİSİ -5)
RomanceÜzerine giymiş olduğu ince askılı, krem rengindeki yazlık elbisesiyle bahar gibi temiz ve cıvıl cıvıldı Nefes... Etrafındaki insanlarla konuşup, gülümserken onu izlemek en güzel görüntüyken kıskanç kalbimin beni ele geçiren tarafı tarifi imkansız bi...