Bölüm 12

90 18 0
                                    

BÖLÜM 12

NEFES

Bir hafta... Tam bir hafta geçmişti... Onu en son gördüğümün üzerinden koca bir hafta geçmişti ve ben ilk defa zamanın bu kadar ağır işlediğine tanık olmuştum. Canım yanıyordu ve bunun sebebini bilmiyordum. Hoşlandığım adamın abimlerin en yakın arkadaşı çıkması bir yana onun tüm sorunlarımızı bilmesi ve her şeyin ortasında olup, bize yardım etmesi... Sanırım bu kaldıramayacağım kadar ağır gelmişti... Ah, tabi bir de beni araştırması... Yani, en başından beri kim olduğumu bilmesi ve bunu bana söylememiş olmasıydı bana asıl ağır gelen. Çünkü... Çünkü onu tanımayan ve buna rağmen ona deli gibi güvenen, inanan ben olmama rağmen bütün inançlarımın dudaklarının arasından çıkan 'Araştırdım' sözüyle uf olup uçması kabul edilebilir değildi benim için. Günlerdir yataktan dışarı adım atmamıştım. Annem her seferinde gelip durumumu kontrol etse de ona bir şey belli etmemeye kararlıydım. Ateş konusunda hala bir karara varamamışken kimsenin ama hiç kimsenin ondan bahsetmesini istemiyordum... Canım bu kadar yanarken ve ben hayatımda ilk defa bir şeyi kendime ait kılmak istiyorken benden başka birinin ondan bahsetmesini istemiyordum... Buna dayanamıyordum çünkü...

Sıkıntıyla kaşlarını çatan Talu Hanım kızının nesi olduğunu öğrenebilmek için kendisiyle savaşıyordu. Dışarı çıkmıyor, konuşmuyordu. Onun yeniden içine kapanacağını bilmek ve buna an be an tanık olmak bir anne olarak o kadar zor bir duyguydu ki... Gözlerinden akan yaşlara engel olamadığında çaresizlik canını yakıyordu.

"Sultanım?"

Başını kaldırıp yanına oturan oğluna baktı Talu Hanım, onun kaşlarını çatışına, endişeyle yüzünü süzmesini adım adım izlerken "Neyin var?"diye sormasıyla derin bir nefes aldı.

"Nefes'in nesi var Poyraz? Doktorları durumunun iyi olduğunu ve bu halinin psikolojik olduğunu söylüyorlar. Kızımın nesi var?"

Genç adam, dişlerini sıkarak annesinin saçlarını sevdi. İçini çekip, ona sıcacık bakan gözlerinden sevgisini yolladığında "Biraz yorgun sadece" dedi "Merak etme düzelir"

"Korkuyorum Poyraz, Nefes'in yeniden kendi kabuğuna çekilecek olmasından çok korkuyorum" diyen annesine sıkı sıkı sarılıp, saçlarına öpücükler kondurdu genç adam "Merak etme annem Nefes iyi, sadece birazcık düşünmesi gereken konular var o kadar"

"Sen neden böyle olduğunu biliyorsun değil mi? Biliyorsun ve bana söylemiyorsun?" diye sızlanan annesinin sırtını sıvazlayıp kollarının arasında sıkıverdi bedenini "Kardeşler arasında bazı özel durumlar olabilir" dediğinde Talu Hanım "Anneniz burada meraktan ve üzüntüden ölürse çok sevinirsiniz o zaman!" diye sızlandı. Poyraz, gülerek annesine bir kez daha sarılırken bakışları duvardaki saate kaydı "Ben çıkıyorum. Akşam Senem'le yemeğe geleceğiz, zeytinyağlı kabak yemeği yapar mısın? Biliyorsun Esmer bayılır"

"Yaparım tabi"

"Sağ ol annem" deyip evden çıktığında arabasına doğru yürüdü. Bir elini cebine atıp cep telefonunu çıkardı, son aranan numaralara girip arkadaşını aradığında konuşmasına izin vermeden "Yarım saat sonra Paşa da ol!" dedi sert bir tonda. Ardından arabasına binip yola koyuldu.

***

ATEŞ

Poyraz'ın telefonun üzerinden on dakika geçmişti neredeyse ve ben günlerdir yaptığım gibi sabah geldiğim bu yerde oturmuş, bakışlarımı kapıya dikmiştim belki gelir diye... Bir haftadır yüzünü görmediğim, sesini duymadığım yetmiyormuş gibi ona ulaşmaya çalıştığım her yolun önüne bariyerler konulmuştu ve bunu abileri değil, Nefes'in kendisi yapmıştı. Bu kadar mı önemliydi ona söylememiş olmam? Bu kadar mı önemliydi abileriyle önceden tanışmam? Ah! Bir bilsem ne düşündüğünü, ne hissettiğini bir algılayabilsem... Ama yapamıyorum. Nefes, ona ulaşmama izin vermiyor. Öylesine çetin ki kabuğu kıramıyorum ve bu beni deli ediyor. Ona bu kadar geç gelmek yeteri kadar canımı sıkarken, şu son bir haftada hislerimin basit bir hoşlantıdan fazla olduğunu da anlıyorum. Nefes, bu kapıdan içeriye adımını attığı o ilk anda kalbime girmişti aslında. Başını kaldırıp etrafındakilere kaçamak bakışlar attığında, Hasan babanın elini saygıyla tutup öptüğünde ve bana merakla baktığında... Ta o zaman işlemişti içime... Yıllardır kimsenin dolduramadığı o uğursuz boşluk onun küçücük kalbiyle ve zümrüt yeşili gözlerindeki anlamla dolmuştu... Onu bırakamazdım, bırakamayacağımı biliyordum ama o istemeden de ona yaklaşamayacağımın da pek ala farkındaydım...

HATTA AŞK VAR (ESMER SERİSİ -5)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin