BÖLÜM 37
Havaalanının dışında beklerken kaşları çatılmıştı adamın. Kızın aniden neden Fransa'ya gittiğini bir türlü anlayamamıştı? Yine de... Bunu sorun etmeyecekti! En azından kendisine sürekli olarak bunu söyleyip duruyordu. "Hadi!" diyen arkadaşına bakarken kaşları çatılmıştı yeniden. Omuz atarak "Böyle iyi!" derken Anıl'ın mavi gözleri kendisine dönmüştü parlayarak "Çocuk gibi davranıyorsun Ateş? Altı üstü bir gün yoktu?"
"Bana haber vermeden Fransa'ya gitmek de ne demek oluyor? Üstelik babası bugün kararını verecekken?"
Ateş'in nedenleri Anıl'ı güldürmeye yeterdi. Genç adam, çarpık bir gülümsemeyle arkadaşına bakarken "Yine söylüyorum boşuna büyütüyorsun. Nefes, gitmek zorundaydı ve gitti. Tamam mı? Kızın karşısına geçip, ona kızacak ya da kıracak sözler sarf edersen, o sözlerle seni ben kırarım!" dedi.
"Baş belasısın!" diyen Ateş, Anıl'ın omuz silkmesi üzerine başını iki yana sallayarak yasladığı yerden doğruldu. uzun boyuyla bütün insanların dikkatini çekiyordu. Yakışıklı, karizmatik ve kendisinden emin bakışlarıyla tehlikeli ama sahip olunası gözüküyordu. "Kadınların ağzını sulandırıyorsun Ateş" diyen Anıl, suyundan bir yudum alırken Ateş "Senin için ne üzücü?" diye homurdandı. Alandan içeri girip, gelen yolcu kısmına doğru yürüyorlardı. "Tipim değilsin dostum hem ben kıllı şeylerden hoşlanmıyorum!"
Ateş, ağzında bir küfür geveleyerek gülerken Anıl da bakışlarını alanın içinde dolaştırıyordu. Ateş, başını çevirip ona bakınca " Aranızdaki bağın bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum!" dedi. Anıl, sustu ve bekledi. "Yani..." diyen Ateş "Bu aile kavramı ve kapsadığı her neyse beni korkutuyor. Ben, Nefes'in sadece bana ait olmasını istiyorum ama sanırım bu sadece bir hayal"
"Seni asıl korkutan bu mu yani?" diye sordu Anıl.
"Ben korkmuyorum gerzek herif! Lafı götünden anlama!"
Anıl, sesli bir şekilde nefesini dışarı bırakırken Ateş'e baktı. "Nefes, sana ait Ateş. ister şimdi ister evlendikten sonra o sadece senin olacak. Ama iş aile olayına gelince ondan kimsesi yokmuş gibi davranmasını bekleyemezsin. İnan bana bu dostlarına yardım etmek ve onları korumakla eş değer belki daha fazlası. İnan bana dostum, sadece biz yokuz. Nefes'i hayatına dahil ettiğin anda o çok korktuğun 'ailenin' kapıları sana sonuna kadar açılacak ve içeride seni büyük bir kalabalık bekliyor olacak!" dedi.
"Ben de bundan korkuyorum ya!" dediği sırada hissettiği esinlikle başını çevirdi aniden. Etrafını sarıp sarmalayan ılık rüzgar, sanki kızın geldiğini efsunlu bir haberle genç adama duyuruyordu. Nefes, çiçek gibi açılmış gülümseyerek gözlerinin içine bakıyordu.
ATEŞ
"Ona kızgın olduğumu mu söylemiştim? Dünden beri içim içimi yemiş, onu öldürmek ve gittiği için onu mahvetmek istemiştim! Benden habersiz gittiği için aklımı kaybetmiş ve bütün bir geceyi Anıl ile Yavuz'un safsatalarını dinleyerek geçirmiştim. Ama şimdi... Allah'ım! Bu nasıl bir güzellikti? İnce askılı kırmızı elbisesinin içinde çiçekler gibiydi. Teni dupduru, bembeyazdı. Gözlerim kamaşıyordu ona bakarken. İçimdeki bütün öfke gözlerine bakmaya başladığım o ilk anda son bulurken onun gülümseyerek bana doğru yürümesini hayal meyal izledim. Nefes, benim içimdeki bütün kötülükleri sadece varlığıyla yok edebiliyordu. Ben, kollarımı açmış onu beklerken o benden önce davranıp önce ellerimden sonra da gözlerimden tutmuştu. Parmak uçlarında yükselip yanaklarıma küçük öpücükler bırakırken Anıl'a doğru uzanmış ancak buna izin vermemiştim. Elini sıkıca kavrayıp onu alanın dışına doğru sürüklerken aklımdaki düşünceler belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATTA AŞK VAR (ESMER SERİSİ -5)
RomanceÜzerine giymiş olduğu ince askılı, krem rengindeki yazlık elbisesiyle bahar gibi temiz ve cıvıl cıvıldı Nefes... Etrafındaki insanlarla konuşup, gülümserken onu izlemek en güzel görüntüyken kıskanç kalbimin beni ele geçiren tarafı tarifi imkansız bi...