Bölüm 30

107 16 0
                                    

BÖLÜM 30

NEFES

"Uzun zamandır böyle güzel, böylesine huzurlu uyumamıştım. Ateş'in yanında olup, onun kollarında uyumak, sıcaklığını hissetmek, yaşamak istediğim hayatın ta kendisiydi.

Ateş, görmek istediğim rüyaların başkahramanı kalbimin tek hâkimiydi..."

ATEŞ

" Uyanmak istemediğim rüyalardan birini yaşamıştım dün gece... Sevmiş, sevilmiş, yeniden can bulmuştum. Mutluluk, yaşayabileceğim kadar yakınımda huzur dokunabileceğim kadar bir 'nefeslik' mesafemdeydi. Terim terine, tenim tenine karışmıştı. Hırpalanan duygularım bir bir iyileştirilmiş, müptelası olduğum gözlerde yeniden yaşamı bulmuştum. Öpmüş, öpmüş ve öpmüştüm. Özlemim içimi yakıp kavuran öfkem kadar derin, canımı ve hatta onun canını acıtacak kadar güçlüydü. Nefes, benim sebebimdi. O benim her şeyim var olmama sebebimdi...

Benden önce uyandığını kıpırdanmalarından anlıyor ama sesimi çıkarmıyordum. Beline sıkıca sarılmış olan kollarım, çıplak tenine dokunmanın verdiği hazzı iliklerime kadar hissetmeme neden olurken, onun usul usul bahar kokan saçlarını parmaklarının ucuyla omzunun üzerinden alarak, bana dönmesini izledim. Sonunda o güzel gözler, kapalı sandığı gözlerimle buluştuğunda önce şaşkınlıkla ardından da gülümsemesiyle büyümüş, beni bir kez daha büyülemişti. Belinden tutarak kendime çektim usulca, gözlerinin içinden ona olan hasretimi anlayabilmesi için uzun uzun öperken sonunda 'günaydın' diyebilmeyi akıl edebilmiş, avare aşıklar gibi iç çekmiştim.

Kıkırdaması kulaklarıma ulaşırken, parmak uçları yüzümde geziniyordu sevgiyle "Günaydın. Rahat uyuyabildin mi? Ağrın var mı?" diye sorduğunda başımı iki yana sallayıp "Hiç uyumadığım kadar iyi uyudum" deyip alnından öpmüştüm. Dudaklarım şakaklarına, yanaklarına kayarken ondan biraz bile ayrılmak istemiyordum.

Nefes "Dinlenmen gerek!"diyerek kendisini geri çekmeye çalışıyor ama onu dinlemiyordum. Benim ona, onun bana olduğundan daha fazla ihtiyacım vardı. "Biliyorum" diyerek onu bir kez daha öperken, beni itip yataktan çıkmaya çalışmış ancak çatılan kaşlarım ve bileğine yapışan elim buna izin vermemişti. "Nereye?" diye sorarken kaşları çatılmış, çıplaklığını umursamadan bileğini tutan elime bakıp duruyordu. "Dinlenmen gerek dedim komutan. Ben gidiyorum!" diyerek kendisini çekmeye çalışırken "Hiç sanmıyorum!" diyerek onu üzerime çektim.

Nefes "Ne?! Ateş, yaralısın ama?" diye huysuzlanırken onun aksine ben halimden oldukça memnundum. "İyi de..." dedim burnum boynunda dolaşırken "İlacım yanımda ve açıkçası ona bağımlıyım."

Duygularıma ve onları dile getiren halime hala inanamıyordum ancak bundan ne gariptir ki utanmıyordum da? Nefes'in bana yaşattığı her duyguya, öğrettiği her şeye şükrediyor, amenna diyordum... Nefes, sözlerim üzerine gülmeye başlayınca; kaşlarımı çatmaya çalışmış ancak gülümseyen güzel gözleri yüzünden pek de başarılı olamamıştım. Ona uyarak, muzip bir tavır takınmış "Ama olmadı şimdi Bayan Ayazoğlu!" demiştim. Tek kaşı havaya kalkarken "Ayazoğlu?" diye sormuş, kendisini geriye çekerek beni baştan aşağı süzmüştü. Ne düşündüğünü, durgunluğunun altında kaynayan volkanları o kadar merak ediyordum ki... Dayanamayıp, onu kendime çektim hızlıca. Şaşkınlıkla gözleri irileşirken, avuç içleri göğsümde duruyordu. "Tamamen benimsin Nefes! İhtiyacım olan tek şey, senin benim olduğuna dair atacağın küçücük bir imza. Ondan sonra seni kimse benden alamaz!" dediğimde itiraz etmesini ya da kızmasını bekledim. Ama hiçbirini yapmadı. Tüm bunların aksine yanağını göğsüme yaslayıp, içini çekti "Almasın da zaten" dedi. Onu görebilmek, sesini duyabilmek için iyice kendime çekerken çok değil birkaç dakika içerisinde göğsümde uyuyakalmıştı..."

HATTA AŞK VAR (ESMER SERİSİ -5)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin