epiphany

38

Gece yarısına kadar Wooyoung uyuyamayacağını anladı.

Ya da yapabilirdi, ama şüphesiz onun için diğer zamanlardan çok daha zor olurdu. Sadece sağ bacağına kramp girdiği için ya da yanındaki alfayı uyandırmaktan korktuğu için değil, aynı zamanda içinde dönüp duran çok fazla duygu ve fikir olduğu için.

Neredeyse başarısız olan kan testi ve tıbbi randevuda olanlardan, öğleden sonra boyunca onu alt eden duygulara ve San'ın kısa bir süre sonra patlayan kıskançlığına kadar, o gün olan her şeyi karıştıran tuhaf bir düşünce
karmaşası.

Bu kadar az saat içinde uğraşılacak o kadar çok şey var ki. Wooyoung, bakışları soluna gitmeden önce küçük bir iç çekti. Saatingeçmesine rağmen, hâlâ yatağın arkasına dayalı yastıkların yanında yarı oturuyordu ve bu ona solunda uyuyan alfayı iyi bir şekilde gösteriyordu.

San yan yatmış, bu durumda sahip olduğu tüm güçle küçüğün vücuduna yapışmıştı. Nefesi saatler öncesine göre çok daha sakindi, ama yine de uykusunda inter, hafifçe kıpırdanır, kokusunu almak ve böylece kendini güvende hissetmek için yüzünü umutsuzca vücuduna yaslardı,

Omega bir an onu izledi ve onu biraz sakinleştirmek için son birkaç saattir uyguladığı yumuşak okşamalarına devam etti. adamı saran kolundaki eli siyah saçlanının arasından geçirdi ve onu uyandırmamak için dünyanın bütün inceliklerini kullanmaya özen gösterdi.

San uykuya dalmayı başaralı çok uzun zaman olmamıştı, bunu ancak kızışmasının
İlk dalgası sona erdiğinde yapabilirdi. O zamana kadar, öğleden sonra
boyunca ona asıl işkence eden ağrı ve ateş olmuştu.

WooYoung, farklılıklardan çok benzerlikleri paylaştıklar için alfaların sıcaklığının kendi sınıfınınkinden çok da farklı olmadığını keşfediyordu. Dalgalar halinde tezahür etmesi benzerliklerden biriydi çünkü onlar da günün belirli saatlerinde veya anlarında ısının daha yoğun hale geldiği dönemlerden geçiyordu.

Semptomlar yoğunlaşır ve başka biriyle yatma arzusu artar, bu sıcaklık biraz yatışana kadar birkaç saat kendini gösteren bir şeydi. Doğal süreç tamamen bitene kadar kendini tekrar ettiği görülen yeni bir dalga ortaya çıkmadan önce birkaç saat dinleneceklerdi.

O anlarda San, vücudunun kendisine birkaç saat ateşkes verdiği dinlenme dönemindeydi. Omega, sanki vücudu her küçük ve en küçük ayrıntıyı düşünmüş gibi, anatomilerinin tam olarak nasıl hareket ettiğini her zaman merak ettiğini itiraf etmek zorundaydı. Pekala, okuldaki derslerinden hatırladığına göre, sıcakta meydana gelen bu duraklamalar, içgüdülerine tekrar boyun eğmek zorunda kalmadan önce, dinlenip düzgün yemek yiyebilmeleri, böylece aşırı yorgunluktan veya susuzluktan kaçınmaları için doğal bir mekanizmaydi.

Gerçekten merak ediyor. Hiç şüphe yok ki Ay her şeyi düşünmüştü.

Wooyoung, San'ın saçını okşamaya devam ederken, bakışları onda kayboldu. Bunu itiraf etmekten biraz utanmıştı ama son kızgınlığında üç dalgaya maruz kaldığını gayet iyi hatırlıyordu. Biri diğerinden daha yoğun ve
acı vericiydi, her acı çektiğinde alfanın ona gösterdiği okşama ve ilgiyle
yatıştırılıyordu.

Ortalama olarak 2 ile 4 gün arasında süren ve arada birkaç dalga olan bir omeganin normal ısısı için çok kısa bir süreydi. Ancak, bu sıcaklık sona erme belirtileri göstermeye başladığında, sadece bir günden biraz daha fazla zaman geçti.

Bunu düşünmek onu hâlâ meraklandırıyordu ama belki de bedeni bir şekilde döllenmenin çoktan gerçekleştiğini algılamıştı. Ve bu nedenle, bu doğal süreci bitirmeye karar verdi çünkü zaten istediğini elde etmişti: gelecekteki bir hamilelik.