"Nasıl kanıtlayayım oğlum? Açıp göstereyim mi?"
Eğer aç derse herkese yaptığım gibi 'gay misin oğlum?' derdim. Sonuçta bu zamana kadar böyle şeyler başıma çok fazla gelmişti. Aslında insanlarda haklı, bende aynaya baktığımda kız mıyım erkek miyim ayırt edemiyorum. Kız olmak için fazla çirkin, erkek olmak içinde fazla güzeldim. Abi ben neyim böyle lan? Kafam iyice karıştı şimdi. Eğer erkekken güzelsem neden çirkin bir kız olayım? Allah'ım yine saçmalamanın doruklarındayım. Allah'tan Selim konuştuda saçmalamaktan ölmeden önce kendime gelebildim.
"Meleğim görüyor musun senin yanında nasılda pis pis konuşuyor. Ben böyle miyim?"
"Sen sus lan yavşak. Kızın gözüne gireceğim diye girmediğin şekil kalmadı."
"Sen ne kadar kaba bir insansın böyle, meleğimin yanında benimle ne biçim konuşuyorsun?"
"Şimdi senide meleğinide..."
"Tamam Deniz'cim kendine gel. Hem sende Selim bak gördün sevgilimi, hadi şimdi git ve bir dahada beni rahatsız etme! Yoksa sevgilime seni dövmesini söyleyeceğim."
Tuğba araya girmeseydi ana avrat dümdüz ilerleyecektim. Bende bazen fazla küfür ediyorum galiba. Ama ne yapayım etrafımda küfür etmemem için hiçbir neden yok ki. Bu arada Selim yavşağıda yine beni süzmeye başladı. Abi bu gerçekten gay olmasın. Ama o zaman Tuğba'yla işi ne? Mal şimdide kendini süzüyor. Heralde hangimiz daha çok erkeğe benziyoruz onu bulmaya çalışıyor. Abi yemin ederim mal bu çocuk.
"Lan sen ne ikide bir beni süzüp duruyorsun, gay misin?"
"Bu çelimsiz kız erkek karışımı olan çocuğa mı beni dövdüreceksin meleğim? Sen benim kaslarımı görmüyor musun?"
Hele hele egoya bakın hele. Sende kas varsa bendede tekvando var oğlum. Seni ezer geçerim haberin yok.
"Oğlum sen kendinle beni eşleştirmeyi bırak artık bir zahmet. Ben seni yer yutarım haberin yok."
Heyt be. Bende oooo ne güzel konuştum. Ama doğru bu yarım akıllıyla kendimi bir mi tutayım?
"Tuğba hadi açlıktan midem belime yapıştı, yemeğe gidelim."
"Tamam aşkitoşkum."
O nedir lan? O nece bi hakarettir? Hayatımda böyle saçma bir aşk seslenişi görmemiştim.
"Meleğim bana bu zamana kadar aşkım bile demedin. Nasıl ona aşkitoşkum dersin?"
Susun lan şu kelimeyi bir daha demeyin. Yemin ederim kusacağım şimdi.
"Tabi ki sana aşkitoşkum demeyeceğim. Benim aslanlar gibi aşkitoşkum var burda." İyice yaklaşıp kolunu belime doladı Tuğba.
"Hadi aşkitoşkum gidelim." bunun üzerine kulağına eğilip;
"Bir daha bana aşkitoşkum dersen yemin ederim uyurken o ağzı açık hayvanlara benzediğin halinin fotoğrafını çekip Twitter, Facebook, İnstagram, bütün sosyal medya hesaplarında paylaşır seni rezil ederim." dedim.
Ağzı açık beni dinledi. Bir an kalbine indi sanıp büyük bir çimdik attım. Bunu yapınca öyle bir çığlık attı ki gören etini kopardık sanar. Tuğba çığlık atınca bizim yavşak yine girdi araya.
"Meleğim iyi misin? Ne oldu, bu kaba şey sana birşey mi yaptı? Hem neden o seni yemeğe çıkarıyor, ben daha bir defa bile çıkaramadım."
"Lan bir sus be. Susta motorun soğusun."dedim.
"Ben seninle mi konuşuyorum da sen araya giriyorsun? Ben meleğimle konuşuyorum burda." dedi.
Yaw ne meleğimmiş. Biz evde kıza hayvan gibi davranıyoruz, bu mal meleğim meleğim diye diye bir hal oldu. Bu Tuğba'da sorunlu hee çocuk ölüyor bunun için, daha ne istiyorsa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Prensi
MizahBabasını 14 yaşında kaybeden ve o günden sonra kendini evin reisi olarak gören bir kız çocuğu. Kızların aşık olduğu aptal bir yakışıklı. Ama o yıllardır kuzeninin eski sevgilisine aşık olan bir adam. Tek derdi sadece düzenli bir işte çalışmak, tam...