Seni Seviyorum

2.2K 148 16
                                    

@SumeyyeAnar adlı kişiye ithafen

Deniz'in Ağzından

Açmak için zorlandığım hatta savaş verdiğim göz kapaklarım.. Ulan neden uyanamıyorum? Kaç gündür uyuyamıyordum bile, bu uykuda neyin nesiydi böyle? Birinin yatağımda hunharca zıplamasıyla hatta, tepinmesiyle istemsiz bir şekilde göz kapaklarım uykuma ihanet edip kendilerini belli ettiler. Gözlerimi açmamla, Tuğba'ın tepemde zıplamasına şahit oldum. Höst, ne oluyor lan?

"Lan, ne deli danalar gibi tepemde tepiniyorsun?" bana psikopat bir bakış atıp konuşmaya başladı.

"Demek patron kılıklı adam seni gece eve bıraktı? Bunu bana açıklar mısın, yoksa ben kendi yöntemlerimle konuşturayım mı?" ana, beni gece Toprak bıraktı, lan biz barıştık ya, ulan bu şimdi mi söylenir? O anki heyecanla nasıl oldu bilmiyorum ama, kendimi Tuğba'yla zıplarken buldum.

"Kız ben unutmuşum, biz barıştık ya lan." bunu diyip Tuğba'ya kocaman bir öpücük gönderdim. Hızla yanaklarını silip,

"Abla şimdide bana hâllenme, nasıl oldu onu anlat sen." dedi heyecanla, harbiden nasıl olmuştu? Kafamda düne dâir hiç bişi yoktu. Biraz hafızamı zorlayayım dedim ama, yatağın üzerinde tepinirken beyin çorba gibi oldu, böylede hafıza zorlanmaz ki. Zorda olsa kendimi durdurup, oturur pozisyona geçtim. Ardımdan Tuğba'da oturup merakla beni dinlemeye başladı. Daha ben bilmiyorum ne olduğunu, biraz hafızamı zorladım ve sonunda neler olduğunu hatırlayabilmiştim. Heyecanla anlatmaya başladım.

"Dün gece onunla konuşmak için, evine gittim, ama evde yoktu. Hani zaman geçsin diye kestane soyuyordum ya, işte bisikletin arkasında bir poşet kestane var. O evde olmayınca mecbur eve geri dönecektim, biraz ilerledikten sonra bisikletin  arkasına bir baktım, kestaneler dökülmüş, mecbur bisikleti bırakıp, kestaneleri toplamaya başladım. İşte biraz daha ilerleyince bir ayakla karşılaştım, kafamı bir kaldırdım Toprak. Tabi ben şok, ilk etapta biraz azarladı kestaneleri düşürdüm diye ama sonra konuşmak istedi. Neyse ilk başta, cafeden açtı konuyu ve cafeye dönmemi istedi, Ahmet amcada ayrılmış herhalde. Sonra konu bize geldi tabi ben yine dayanamadım ve ağlamaya başladım. Sanırım bu defa ağlamama dayanamadı ve bir anda başını omzuma yasladı, beni görmen lazım kalbim götümde atıyor o derece. İşte en son 'iyi ki kızsın' dedi, bu şekilde başladık işte." hiç nefes almadan bunları anlattığım için, fazlasıyla yorulmuştum, Tuğba ise, gözlerini fal taşı gibi açmış, heyecanla beni dinliyordu.

"Abla, şimdi benim zengin bir eniştem mi olacak?" senin beyninin çalışma seviyesine sıçayım, ben ne anlatıyorum, kızın algıladığı şeye bak?

"Bu demek oluyor ki, bana pahalı çantalar,  ayakkabılar hatta araba bile alacak." hemen kafasına bir tane vurup,

"Sus kız, ben istemiyorum sana ne oluyor?"

"Valla seni bilemem abla, ben zengin enişte talihini sonuna kadar kullanacağım." dedi ve benim ikinci hamleme izin vermeden odadan çıktı. Bende daha fazla yatakta durmadan aynanın karşısına geçtim, bugün ikinci defa kız olarak cafeye gidecektim heyecan dorukta. Kız olsam bile yinede asla Tuğba gibi bir sürtük olmazdım,  yine en sade hâlimle gidecektim, dar kotumu alıp, üzerinede siyah tşörtümü giydim. Daha fazla aynaya bakmak istemediğim için direk aşağıya indim. Bugün en mutlu günümdü, nasıl bir heyecan varsa artık üzerimde bir anda annemin üzerine atladım.

"Anneeee, anneee, anneeeem." diyerek hem öpüyor hem sarılıyordum.

"Kız öldürcen mi beni, nefes alamıyom." diyip beni itmeye çalıştı ama ben daha sıkı sarıp,

"Zehra sultan, çok mutluyum be." diyip sarılmaya devam ediyordum. Tuğba'da yanımıza gelip, annemi gıdıklamaya başladı, bende hemen ona katılıp, ikimiz birden annemi gıdıklamaya başladık.

Kahve PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin