Beyza'nın Ağzından
İki hafta olmuştu, iki haftadır Akın ne yanıma gelmiş, nede beni aramıştı. Bana en son bu defa tamamen yok olurum dediğinde onu ciddiye almamıştım ve yine giden taraf ben olmuştum. Biliyordum çünkü o bensiz dayanamazdı, ne olursa olsun tekrar gelen taraf o olurdu. Ama bu defa gelen taraf o olmadı, bende gitmedim belki ama Akın'da gelmedi. Onu özlemiştim hemde fazlasıyla.. Deniz'i sorun yapıp ayrılmıştım ama şuan Deniz ve Toprak gayet iyi bir ilişki yaşıyorlardı.. Buradan gitmeyi düşünmüştüm ama şöyle bir gerçek vardı. Bende Akın olmadan devam edemiyordum. Bu kadar ayrılık benimde aklımı başıma getirmişti, biz biz olmadan yapamazdık bunu anlamış olmuştum. Bazı şeyleri düzeltmek sanırım bu defa benim üzerime kalmıştı. Ani bir kararla kendimi gardırobum önünde buldum. Tüm eşyalarımı toplayıp Akın'ın evine yerleşecektim. Önce dolabın alt kısmından bavulumu alıp kapağını açtım. Rahatça yetişebileceğim şekilde yanıma koyup ilk olarak iç çamaşırlarımı yerleştirdim. Ardından pantolonlarımı ve bluzları alıp bavula koydum. İki çift spor ayakkabıları ve bir kaç tane çorap alıp dolaptaki işimi bitirmiştim. Şimdilik bu kadar kıyafet yeterli olurdu, daha sonrasında gelip tüm eşyalarımı Akın'ın evine taşıyabilirdim. Şuanda saat ikindi sıraları olduğu için büyük ihtimale Akın stüdyoda olmalıydı. Ama sorun değildi, eve gidip biraz yalnız başıma zaman geçirebilirdim. Bavulumun kapağını kapatıp, fermuarını çektim. Çok fazla eşya almadığım için ağır değildi, taşıması zor olmayacaktı. Ayakabılıktan spor ayakkabılarımı alıp giydikten sonra portmantoda asılı arabanın anahtarlarını alıp bavuluda alıp evden çıkmıştım. Nedense içimde büyük bir heyecan vardı, sanki Akın'ı ilk defa görecek gibiydim. Beni görünce nasıl bir tepki vereceğini merak ediyordum doğrusu. Arabanın yanına gelince bagajı açıp bavulumu yerleştirdim, ardından şoför koltuğunda yerimi alarak Akın'ın evine gitmek üzere yola koyulmuştum. Yaklaşık 20 dakika içerisinde Akın'ın evine ulaşmıştım. Arabadan inip bagajdan bavulumu çıkardım, ardından arabayı kitleyip evin bahçesine girdim. Herzamanki gibi anahtarı kapının yanındaki saksının altındaydı, anahtarı bulmanın sevinciyle yüzümde samimi bir gülüş meydana gelmişti. Ciddi anlamda içimde heyecan vardı, elimin titremesinden anahtarı deliğine denk getirmiyordum. Büyük bir çabanın ardından anahtarı deliğiyle kavuşturmuş ve kapıyı açmayı başarmıştım. Kapıyı açtığım gibi Akın'ın kokusu sarmıştı burnumu ve ben şuan anlamıştım ki, en çok bu kokuyu özlemiştim. Bavulumuda alarak içeriye girip kapıyı kapatmıştım, ilk işim mutfağa gitmek oldu. Sert bir kahve iyi gelebilirdi. Kahvemi yaptıktan sonra biraz evi gezdim, herşey bıraktığım gibiydi. Zaten iki haftada ne değişebilirdi ki? Birazda kitap okuyarak zamanımı geçirmiştim, zaten akşamda olmuştu, Akın heran gelebilirdi. Yukarıya çıkıp yatak odasına girdim, kitap okumak uykumu getirmişti, en azından Akın gelene kadar biraz uyuyabilirdim. Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım ve uykunun kollarına teslim olmuştum.
***
Üzerimde bir ağırlık vardı, bu ağırlıkla beraber burnuma beni sarhoş eden bir koku geliyordu. Yavaşça gözlerimi araladığımda bu ağırlığın bir kol olduğunu idrak edebilmiştim. Arkamda biri vardı ve bana sarılmıştı. Korkarak arkama baktığımda Akın olduğunu ancak o zaman idrak edebilmiştim. Ahhhh cidden korkmuştum, duvardaki saate baktığımda sabah olduğunu anladım. Demekki dün geceden beri uyuyordum. Akın'sa benim yanımda. Yavaşça kolunu üzerimden kaldırıp, onu uyandırmamaya özen göstererek yanından kalktım. Dünden beri hiç bişi yemiyordum, cidden açlıktan ölebilirdim. Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamak için dolabı açtığımda dolabın bomboş olduğunu gördüm, cidden yiyecek hiç bişi yok muydu? Anlaşılan alışverişe gitmek bana kalmıştı, arabanın anahtarlarını alıp, ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Arabaya binerek en yakın markete geldim, kahvaltı reyonuna gidip yiyebileceğimiz ne varsa sepete doldurmaya başladım. İhtiyacımız olan herşeyi aldıktan sonra kasayı gittim ve aldıklarımın parasını ödeyip aldığım poşetlerle marketten çıktım. Zorlu bir uğraşın ardından poşetleri bagaja yerleştirip tekrar eve döndüm. Kapıyı açtığım an Akın'ı korkmuş bir vaziyette bulmayı beklemiyordum. Beni görür görmez koşarak yanıma gelip sımsıkı sarıldı. Bu tepkisi beni korkutmuştu,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Prensi
MizahBabasını 14 yaşında kaybeden ve o günden sonra kendini evin reisi olarak gören bir kız çocuğu. Kızların aşık olduğu aptal bir yakışıklı. Ama o yıllardır kuzeninin eski sevgilisine aşık olan bir adam. Tek derdi sadece düzenli bir işte çalışmak, tam...