Deniz'in Ağzından
Toprak'la alışverişimizden sonra cafeye geri döndük, beraber geldiğimizi gören Poyraz bana garip garip bakmaya başladı, en sonunda yakasına yapışıp;
"Ne diye bana öyle imâlı bakıyorsun?" dedim bunun üzerine,
"Birbirinizden hoşlanıyorsunuz dimi?" dedi, o böyle diyince hemen elimle ağzını kapatıp,
"Ne yaptığını sanıyorsun sen, nasıl bu kadar bağırarak konuşabilirsin? Hem o beni erkek olarak biliyor, neden bir oğlandan hoşlansın ki?" dedim sessizce.
"Ama sen kızsın. Hem birinden etkilenmek için illa karşı cinste olması gerekmez ki."
"Beni tehdit ediyorsun dimi, temizliğe geleceğimi söylemiştim sana."
"Ama gelmedin, ne zaman geleceksen bende ona göre ağzımı kapalı tutacağım."
"Ahhh sen cidden çok adisin, tamam bugün çıkışta Tuğba'yı ve Selim'i alıp geleceğim." dedim.
"Kimi getirmek istersen getirebilirsin, senin için daha kolay olacaktır, ev cidden berbat çünkü." dedi bende daha fazla konuşmadan yanından ayrıldım.
***
Cafeden çıkıp Tuğba'yı evden almıştım, Selim'de zaten Tuğba'nın geldiğini duyunca direk sazan gibi atladı. Ama lanet olsun ki şuan keşke gelmeseydik diye ağıt yakabilirdim. Ulan bu ev ne olmuş böyle, uzun zamandır gelmiyordum buraya bildiğin Ahmet amca evi sikmiş yani. Buraya hayvan bağlasan durmaz, birde 3 kişi burada yaşıyorlar, açıkçası Poyraz'a hak vermiştim. Bende böyle bir evde yaşasam herhalde bende tehdit ederdim. Şuan hepimiz bir araya toplanmış neyi nereden ne zaman temizleyeceğimizi hesaplamaya çalışıyorduk, en sonunda hepimiz ayrı yerlere dağılıp temizliğe başlamaya karar vermiştik. Tuğba'da Poyraz'ın yakasına yapışmıştı, çocuğun arkasından bir saniye bile ayrılmıyordu. Selim'de mal gibi Tuğba'nın peşinden ayrılmıyordu. Şuan tam bir aşk üçgeni oluşmuştu. Poyraz'ın sevdiği biri var mıydı acaba? Tuğba Poyraz'ın etrafında öylesine temizlik yaparken Selim gelip onu durdurdu.
"Meleğim sen neden yapıyorsun bırak ben yapayım." dedi, Tuğba'da,
"Al bu çamaşırları yıka, burayı ben hallederim." diyip eline Poyraz'ın kıyafetlerini tutuşturdu. Geri zekalı Selim'de,
"Tamam meleğim hemen hallediyorum." diyip çamaşırları yıkamaya gitti. O sırada Ahmet amca Poyraz'ın başına dikilip elinde ki gazeteyle kafasına vurmaya başladı, bu hareketi hepimizi şaşkına çevirdi, şuan Eren yanımızda olsaydı kimbilir nasıl tepki verirdi.
"Deniz'i tehtid ettin değil mi? Bir sırrı saklayamadın mı yani? Çok zayıfça." diyip bahçeye çıktı. Bu adamda cidden bazen çok garip olabiliyordu, iyi ki Eren yoktu burada yoksa o zaman gerçekten biterdim. Daha fazla oyalanmadan artık hızla temizliğe koyulduk, hepimiz beraber işe girince daha kolay görünmeye başladı, tabi Poyraz meymenetsizi bir boka elini sürmedi. Evin ışıklarına kadar temizledik resmen, ve ilk geldiğimde hiç bu evin bu şekilde görülebileceğini hayal bile edememiştim. Selim elinde ki çamaşırlarla Tuğba'nın yanına gidip;
"Meleğim, meleğim, bak bitirdim hepsini." diyip elinde ki çamaşırları gösterdi. Tuğba'da,
"Başka birşey kalmadı mı yani?" dedi, Selim'de,
"Sadece bulaşıklar kaldı," dedi. Tuğba'da,
"Git bulaşıkları yıka o zaman, Poyraz'ın kıyafetlerini ben hallederim." diyip Selim'i gönderdi. Cidden birinin bu kıza artık dur demesi gerekiyordu. Tam olaya müdahale edecekken, Poyraz konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Prensi
HumorBabasını 14 yaşında kaybeden ve o günden sonra kendini evin reisi olarak gören bir kız çocuğu. Kızların aşık olduğu aptal bir yakışıklı. Ama o yıllardır kuzeninin eski sevgilisine aşık olan bir adam. Tek derdi sadece düzenli bir işte çalışmak, tam...