Deniz 'in ağzından
Müzik adamla yemeğimizin üzerinden tam 2 saat geçmişti. Onunla baya eğlenmiştik, yemekten sonra Body'le yerde yuvarlanmış, müzik adamda bize gülmüştü. Müzik adama baktığım zaman, gözlerinde bir hüzün görmüştüm. Belkide müzik adama beni çeken şey buydu. 2 saattir müzik adamı düşünüyordum, nedenini bilmiyorum ama aklımdan bir türlü çıkaramıyordum. Ne oluyor lan bana? Ben bunları düşünecek bir kız mıyım? En mantıklısı düşünmemekti, yoksa kafayı yiyebilirdim. Gören de yıllardır düşünüyorum sanacak. Kafamdan bunları atmaya çalışırken, ilerde bir serserinin kadının çantasına yapıştığını gördüm. Kadında baya dişliydi, çantayı bırakmaya niyeti yoktu. Ama en sonunda çocuk çantayı büyük bir zorlukla almayı başarabilmişti ve kadını fena itip kaçtı. Pezevenke bak sen, ben bırakır mıyım o çantayı sana?
Allah'tan motosikletin üzerindeydim, gaza bastığım gibi hızla ilerledim, çok fazla ilerlemeden serserinin sağ bacağına çarpıp, düşmesini sağladım. Ama bana bu kadar hava fazlaydı, çünkü kendimde düşüp, çocuktan daha fazla hasar almıştım. Ama bunu çok fazla önemsemeyerek gidip çocuğun yakasına yapıştım.
"Utanmıyor musun lan sen, milletin çantasını çalmaya?"
Bunları söylerken yüzündeki maskeyi çıkardım, ve görmüş olduğum yüz beni cidden şaşırttı.
"Selim oğlan?"
Lan bu nasıl olur, bu selim oğlan hırsızın teki miydi?
"Lan sen nasıl yaparsın bunu?"
"Ne olur bırak beni. Ben meleğim için yaptım bunu."
"Meleğin sana hırsızlık yap mı dedi lan?"
"Hayır, okul taksitini ödeyememiş, benden istedi bende banka soyamayacağıma göre bunu yapmaya karar verdim. Bak görüyor musun? Bana daha çok güveniyor, benden yardım istedi senden değil."
Okul taksiti mi? Ben geçen hafta vermemişmiydim ona. Bu kız ne haltlar çeviriyor, bu salak oğlanıda kullanıyor. Hemen telaşla konuşmaya başladım.
"Tamam siktiret şimdi meleğini. Kalk hemen bana vur ve kaç, yakalamasınlar seni."
Afallayarak yüzüme baktı. Yemin ederim mal ya.
"Oğlum hadisene vur bir tane, kalk siktirgit şurdan. " yine mal mal yüzüme bakıyordu, kızın sevgilisi de bize yaklaşmaya başlamıştı.
"Lan mal mısın? Yakalanmak mı istiyorsun? Bana vurmuş gibi yap, bende yere düşeyim seni yakalayamayayım. Bastı mı o kuş beynin?"
Bu kez salak salak sırıtmaya başladı, anladı sanırım gerizekalı. Ağaya kalkıp bana yumruğu geçirdi. Amk senin, yüzümü siktin. Ben de acıyla yere düştüm.
Selim oğlan da hemen kaçtı. Bende yalandan arkasından bağırdım.
"Dur lan yavşak, kaçma lan. Ahhhhh."
İyi oyuncuydum valla. Bu Selim oğlan Tuğba için böyle birşeyi yapmıyor olsaydı bok izin verirdim kaçmasına. Arkadan bu kızın sevgilisi bağırmaya başladı.
"Lan sen nasıl kaçarsın? Seni bulacağım oğlum, gör bak sen?"
Bu kez bana bakıp bağırmaya başladı.
"Sen nasıl izin verirsin kaçmasına?"
Şuna bak lan, birde bana bağırıyor. Ben bunlara yardım edeyim, birde azar işiteyim. Tam ağzımı açmış sövecektim ki, sevgilisi geldi yanıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Prensi
HumorBabasını 14 yaşında kaybeden ve o günden sonra kendini evin reisi olarak gören bir kız çocuğu. Kızların aşık olduğu aptal bir yakışıklı. Ama o yıllardır kuzeninin eski sevgilisine aşık olan bir adam. Tek derdi sadece düzenli bir işte çalışmak, tam...