Toprak'ın Ağzından
Bugünü büyükannem için ayırmıştım, benimle vakit geçirmeye bayılır her ne kadar sürekli beni ezmeye çalışsa da. Şuan Deniz ve büyükannemin atışmalarını izliyordum, ciddi anlamda ikisi birbirlerini çok sevmişlerdi. Büyükannem buz yemek istemişti ve hasta olduğu için Deniz onu vazgeçirmeye çalışıyordu, ama galip gelen taraf tabi ki büyükannemdi.
"Büyükanne hastasın sen, neden buz yemekte ısrar ediyorsun?"
"Ahhh Toprak şu serseriye birşey söyle artık beni rahat bıraksın, ben buz yemek istiyorum."
"Dur büyükanne yeme şimdi," dedi ve garsondan şal istedi.
"Bu şalı midene saralım böylece üşümemiş olursun." şalı büyükannemin beline sardı. Ben bile bu kadar ilgilenmezdim büyükannemle. Büyükannemin ise bu hareketleri hoşuna gidiyordu. Büyükannem buzundan bir kaşık alınca soğuktan ağzı buruşmaya başladı bu görüntü cidden komikti. Deniz bu halini görünce;
"Büyükanne dur iki dakika yeme hemen geliyorum." dedi ve aceleyle masadan kalktı. Nereye gitmişti şimdi bu? Büyükanneme baktığımda gülüyordu.
"Bir oğlan nasıl bu kadar tatlı olabilir?" dedi.
"Cidden çok sempatik, kendini herkese sevdirebiliyor." ve devam ettim.
"Onu kendime kardeş olarak alsam mı?"
Bu söylediğimi hiç takmadı bile, sonra aklında ki soruyu sordu.
"Cafede işler nasıl, hâlâ battığına dair haberleri duymadım."
Büyükannem yine bana laf sokmuştu.
"Aksine işler şuan çok iyi gidiyor, geçen aya oranla kat kat satış yaptık."
"Hmm bu beklemediğim birşeydi."
Zaten birinizde bana güvenseniz hatrım kalırdı. O sırada Deniz yanımıza elinde bir bardak çayla geldi. Büyükannemin yanına oturup;
"Eğer buzun üzerine bunu içersen hiç bişi olmaz, biri soğuk biri sıcak."
"Delirdin mi sen, buzun üzerine çay içildiği nerede görülmüş?"
"Olur büyükanne hem biz ilkleri deneyeceğiz, hadi bir kerecik dene."
Dedi ve bir kaşık buzu kendi elleriyle yedirdi, ardından yavaşça çayı içirdi.
"Hmm cidden lezzetli oldu." dedi büyükannem, vayyy be ilk defa bir şeyi beğendi. Bende şuanı kaydetmek için telefonumu çıkardım.
"Büyükanne bana bakın." dedim ve ikiside kameraya bakıp gülümsediler, ikiside çok tatlıydı.
***
"Son günlerde beni çok fazla korkutuyorsun büyükanne. Deniz sana o buzu yememeni söylemişti."
Buzu yedikten sonra büyükannem nöbet geçirmişti, ve bizide fazlasıyla korkutmuştu. Şimdi evdeydik ve büyükannem cidden çok kötü görünüyordu.
"Ölmeden önce birçok nöbet geçireceğim, buna alışmalısın." bu dediğinin üzerine hiçbir yorum yapmadım. Yavaşça yanına gidip;
"Bugün iyi bir çocuk olacağım." dedim ve yanına uzandım, kolumuda başının altına alıp;
"Büyükbabam haricinde kimse kolunu yastık olarak vermemişti sana değil mi?" bu dediğime zorda olsa gülümsedi. Çok yorgun görünüyordu bu yüzden konuşturmadım. Bende başımı büyükannemin göğsüne yaslayıp düşünmeye başladım. Kendimi bir çıkmazın içinde tutsak kalmış gibi hissediyordum. Deniz gelince aklıma yüzümdeki sırıtışa engel olamıyordum. Hele o yaptığı itiraftan sonra, bu serserinin ruhumu emmeye başladığını düşünmeye başlamıştım. Bu yaptığım şey bir çılgınlıktı, ben nasıl bir erkekten hoşlanabilirdim, bu zamana kadar Beyza'ya aşık olan ben, Beyza'dan alamadığım huzuru Deniz'den alır olmuştum. Bu işe bir çare bulmam lazımdı ama uzak durmaya çalıştıkça dahada ona kapılır olmuştum. Allah'ım ben ne yapıyorum böyle? Büyükanneme baktığımda uyuduğunu gördüm. Bende onu rahatsız etmeden yanından kalktım. Anneme hiç görünmeden gitmeyi planlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Prensi
HumorBabasını 14 yaşında kaybeden ve o günden sonra kendini evin reisi olarak gören bir kız çocuğu. Kızların aşık olduğu aptal bir yakışıklı. Ama o yıllardır kuzeninin eski sevgilisine aşık olan bir adam. Tek derdi sadece düzenli bir işte çalışmak, tam...