Nişan

1.2K 98 30
                                    

Ve o gün gelip çatmıştı.. İstemeye geldikleri gün annem bir yandan, ben bir yandan bunu engellemek için çabaladık ama, hepsi geçersizdi. Bu yaşlı cadı kafasına koyduğu şeyi, yapmak için yemin etmiş gibiydi. Hayır anlamıyorum nişana ne gerek var? Akın'la Beyza'da evlenecek, hemde hamile. Onlar bile nişan yapmıyorlar, biz niye nişan yapıyoruz? Bu durum en çok Toprak'ı memnun etmişti, belkide benden alınan intikamın sevincini yaşıyordu. Tabi evlenmek için o kadar direnirken hayır demem onu fazlasıyla üzmüştü. Birde büyük annenin kararına karşı gelememem, onun zevkten dört köşe olması için yeterli bir sebepti. Asıl kötü olan kısımsa şuydu; düğün sadece 2 ay sonra yapılacaktı. Beyza hamile olduğu için daha fazla erteleyemediler, şimdiden karnı hafif belirmeye başlamıştı, tamamen büyürse hiç yapamayacaklarını söylemişlerdi. Biz niye onlara bağlı olmak zorundayız ki? Resmen sevdiğim adamla zorla evlendiriliyordum, buda ne garip bir ironi. Benim nişanlanacağımı duyan bütün akrabalar büyük bir heyecanla bu kutsal günde yanımızda olmak istediklerini söylediler. Ulan daha nişan nişan, düğün olsa tamam da, nişan için neden bu kadar seviniyorsunuz ki? Tabi kimsenin benden umudu yoktu açıkçası, herkes evde kaldığımı düşünüyordu. Hatta bir keresinde biri,

"Biz buna kız istemeye gidelim, ancak öyle evlenir bu kız." demişlerdi. O gün kadına öyle bir tepki göstermişim ki, korkusundan nişana bile gelemedi. Annem davetiye gönderdiğinde resmen davetiyeyi geri göndermişti. Buda demek oluyor ki, ölsem senin kızının nişanına adım atmam. Sanki bizde senin gelmeni çok istiyorduk. Öl daha iyi. Bu nişan hazırlığı süreci beni fazlasıyla yormuştu, günlerdir cafeye bile uğramıyordum. Arada çocuklar beni görmeye geliyorlardı ama, yinede onları fazlasıyla özlemiştim. En çokta Toprak'ı özlemiştim, bu nişan hazırlığı başladığından beri onu doğru dürüst görememiştim bile. Bu durumdan tek şikayetçi olan ben değildim,

"Yemin ediyorum pişman oldum, ben seni önceden daha çok görüyordum. Ya ben cafeden çıkıp eve gidince seni özleyen bir insandım, 1 haftadır sana hasret kaldım be. En sonunda büyük anneme gidip evlenmeyeceğim diyeceğim o olacak." bunları bile yüzüme söyleyememişti, sadece telefonla olan komuşmamızdı, zaten tam ortasında da annem gelip telefonu elimden almıştı. Neymiş efendim, nişan elbisesi beğenecekmişiz. Arkasında büyük anneyi görmeseydim eminim olay çıkarırdım, ama bu kadına olay çıkarmak yemedi. Hadi yine o gün düştüm bunların peşine elbise bakmak için, her kafadan ayrı ses çıkıyordu. Annem yine beni palyoçaya benzetmek için uğraşırken, Tuğba bir numaralı kaşar yapma derdindeydi. Tabi büyük anne Tuğba'nın elindeki elbiseyi görünce öyle bir bakış atmıştı ki, Tuğba hayatında bu kadar korkmamıştır. Yine her zaman ki gibi Beyza'nın önerdiği elbiseyi denedim. Krem rengi olan, baya uzun bir elbiseydi, daha doğrusu abiyede diyebiliriz. Sırtında su damlası şeklinde dekoltesi vardı, bu abiye Toprak'ı fazlasıyla sinir edeceği için, büyük bir zevkle o abiyenin olmasını istemiştim. Toprak büyük anneye beni görmek için yalvarsada büyük anne izin vermemişti. İşte şimdi bu kadını sevmiştim. Hadi bakalım Toprak, bu defa intikam sırası bendeydi. Abiyenin altınada aynı tonlarda yaklaşık 5 sm olan bir ayakkabıyı beğenmiştik. Ve nişan alışverişi burada sona ermişti. Büyük bir yorgunluğun ardından eve gelince kafamı yastığa bir koydum ta ki, bugün, yani nişan günü gözlerimi açtım. Herkes başımda kalkmam için yalvarıyorlardı, ama ben kimseyi dinlemek istemiyordum. O kadar yorgundum ki, bıraksalar 3 gün uyuyabilirdim. Ama nazda bir yere kadar canım, büyük annenin sesini duyduğum gibi nasıl yataktan o kadar hızlı çıkıp, hazır ola geçtim, inanın bende bilmiyorum. Ayakta gözlerim yarı açık bir vaziyette bekliyordum. Bu hâlimi gören herkes gülmeye başladı, büyük anneye baktığımda o bile gülümsüyordu. Ahhh ben bu durumlara düşecek kız mıydım? Ona baktığımızda görünce hemen kendini toparladı ve konuşmaya başladı.

"Hemen yüzünü yıka, şu üzerindekilerden kurtul ve 10 dakika içerisinde aşağıda ol! Arabada bekleyeceğim." ama insaf ya, ulan ben gelin olacağım. İnsan biraz musama gösterir ya. İstenmeyen gelin profili çiziyorum resmen.

Kahve PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin