SENİN GÜLÜŞÜN BANA ÖTÜKEN

125 10 0
                                    

19 Ocak 2023, Ankara.

Kimisi için hayat yaşamaya değer bir yer. Dostlukların, ailenin, sevdiğin insanın sana katdığı şeylerle geçinmeye devam edebileceğin, bir şekilde sürdürebileceğin bir yer. Kimisi içinse tam tersi. Benim gibiler için. Benim gibiler hayatlarını sadece başkaları için devam ettirirler. Kendilerine hiçbir şey kalmaz.

Benim ailem vardı. Şu günlerde biraz daha genişlemiş olan ailem. Ben onlar için yaşardım. Hep böyleydi ancak yıllar önce buna dur demişken bugünlerde yine aynı kişi beni o noktaya taşıyordu. Oysa kendimden vazgeçişlerim bile onun gidişleriyle oluşmuştu. Bir insan bir insandan kaç kez gidebilirdi?

Bakışlarım başka bir yöne döndü. "Çok içiyorsun." Dedi Ayas oflayarak. "Eve sarhoş girdiğinde evden benimle çıktığın için Tuğrul komutanımdan azar yiyeceğim."

"Sus." Dedim ona ters ters bakarak. "Yanımda biri olmasa babam asıl o zaman sorun çıkarırdı."

"Bakıcın mıyım ya ben senin? Ne diye peşinden sürüklendim?"

"Kardeşimin yanında durup sinirimi bozma diye."

Bıkkınca nefesini verdi. "Beni ne zaman rahat bırakacaksın acaba." Diye dertli dertli etrafa baktı. "Ayrıca bu tarz mekanlardan nefret ediyorum. Sevgilim beni gece kulübüne getirdiğini bilseydi kıçına çoktan bir tekme atmıştı."

"Kardeşimin üzülmeyeceğini bilsem seni tam şu anda seni birinin koynuna atıp onun senden ayrılmasına sebep olabilirdim. Ama görüyorsun ki mükemmel bir abiyim ve onun için sana katlanıyorum."

"Tam bir baş belasısın."

"Biliyorum." Bir bardak daha içtiğim sırada oflayarak önümdeki içkiyi alıp benden uzaklaştırdı. "Kor, git ve konuş onunla."

"Sen karışma."

"Yarım saattir onu uzaktan izleyince eline ne geçti?" Dedi gözlerini benim baktığım kişiye çevirerek. Deva buradaydı. Mekana geleli bir saat oluyordu ve ilk başta o burada değildi. Daha sonra iki arkadaşı ile gelmişti. Geldiği andan beri onu izliyordum ve açıkçası o buraya gelmeden önce sadece bir bardak içmiştim. Ancak onun geldiği andan beri kontrolümü kaybetmiştim.

"Sana karışmamanı söyledim."

"İnadın hiç geçmeyecek, değil mi?" Homurdanarak önüne döndü. Ben ise az ileride beyaz elbisesiyle gözlerimin önünde dans eden kıza baktım. O ne zaman beyaz giyse sadece acı hissediyordum kalbimde. Eskiden öyle değildi oysa. Eskiden ona beyaz çok güzel olurdu. Hayallerimde de gerçekte de...

"Beyaz giymiş. Neden Beyaz giymiş? Üzerine de bir şey almamış zaten. Üşüyecek aptal kız." Gözlerimi ondan biraz olsun ayıramıyordum. "Piyale dün bana onun benden rahatsız olduğunu söyledi. Ona bakıyorum, baktığımı görüyor ama hiçbir şey söylemiyor. Bu nasıl rahatsız olmak?"

"Rahatsız olmuyor. Sadece sana karşı biraz mahçup."

"Yaptığı hatayı bilmesi ona bir telafi hakkı sunar mı? En azından deneme hakkı?" Dedim Ayas'a dönerek.

"Sebeplere göre değişir."

"Anladım." Dedim ağır ağır başımı sallayarak. Bir garson gelip masaya su bırakınca Ayas ona teşekkür etti ve ardından suyu açıp önüme bıraktı.

"İç şunu." Dediğinde göz devirdim ama başım ağrısın istemediğimden dediğini yaparak içtim suyun bir kısmını. Şişeyi bırakınca yarısını içtiğimi fark ettim ve kaşlarımı çattım anında.

"İçim yanmış." Dedim. Ardından söylediğim şeye bir kahkaha attım. "İçim yanmış. İçim. Yanmış." Daha büyük güldüm. "İçim," dedim acıyla. "Yanmış!"

KÜL KOKAN HAYALLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin