10 Mayıs 2023, Ankara.
"Evren," Sesimle gözleri bana döndü. Uykulu gözlerini ovuşturdu ve ardından elini bana uzattı. Ona gitmeyince duraksadı. "Gelemem."
"Niye?"
"Evren altıma bir şey vermemişsin," dedim ve bir bacağını ortaya çıkardım. "Tişörte bak." Kalçamı bile kapatmıyordu tişört. Açıkta kalan bacaklarıma ve ardından bana kaşlarını çatarak baktı.
"Ülkü sen o kadar uzun musun bebeğim?"
"Evren bizim aramızda en fazla on santim vardır." Dedim boş bakan gözlerime üzerine dikerek. Bu adam beni çıldırtmak mı istiyordu?
"Doğru," dedi ve ayağa kalkıp dolabına ilerledi. "Bugün burada kalman iyi oldu. Hazır amcamda yok. Ev bize kaldı." Göz kırptığında güldüm. Bugün beni davet edince utanmıştım çünkü amcası vardı ama sonra şehir dışında olacağını öğrendik ve Evren bunu değerlendirmezsek her an ölebilirim dediği için buradaydık.
Birlikte birazdan film izleyip uyuyacaktık. Üstelik ona limonata yapmıştım. Ve çok sevmişti. Birlikte mısır patlatmış ve benim için cips almıştık. Evren cips asla sevmiyordu. Bense bayılırdım. Bu bilgi onu çok şaşırtmıştı.
Yanıma gelip beni kucağına alınca şaşkınca ona baktım. Beni tek koluyla tutarken uzanıp banyonun ışığını kapattı ve beni krem çarşafların içine adeta fırlattı. Bana deli diyebilirsiniz ama bu beni güldürdü. O da gülüşüme bakıp kahkaha attı. "Bundan hoşlanman harika bir özellik bence." Diyerek benimle uğraşırken bacaklarımdan tuttu ve sporcu şortunu bana giydirdi.
"Çocuğun muyum ben senin?" Dedim şaşkınca. Böyle bir ilgiye hiç alışık değildim. Sert duruşu, sert bakışları olan birisiydim ve hep birilerinin çıkar oyuncağı olmaktan öteye geçmemiştim. Ancak Evren tüm bunları yaşayan ben değilmişim ve küçük bir kız çocuğuymuşum gibi davranıyordu bana. Beni bebeği gibi seviyordu.
Bacağımın içine bir öpücük bıraktı ve yatağa girip beni kendine çekti. Kenarda duran tepsiyi ve aburcuburları da kucağımıza aldı. "İstersen 90 yaşına gel Ülkü, sen benim hep bebeğim olacaksın. Küçük, tatlı bebeğim. Biraz agresif, istediği olmayınca oyuncaklarını kafama fırlatan türden ama olsun." Güldü. "Ya da vezgeçtim. Ben senin oyuncağın olayım beni savur oradan oraya."
Kahkaha attım. "Saçma sapan konuşma Beyazıt." Burnunu öptüm. "Oyuncağım olursan sana sarılıp her gün uyurum."
"Ayı mı dedin sen bana daha demin?"
"Oyuncak kamyonet dememi mi isterdin?"
"Senden gelen her şeye razıyım ya ben," dedi kararlılıkla. "Valla bak, kulun köpeğin olayım istersen."
"Kafanı kırarım senin."
"Sustum." Deyip önüne döndü. Başımı iki yana salladım ve bende önüme dönüp cips yemeye başladım. Birlikte korku filmi açıp onu izliyorduk.
"Evren?"
"Hmm,"
"Bu gülyabaniye benzeyen yaratık bence önce şu yakışıklı çocuğu yiyecek! Esmer, kaslı olanı bak! Görüyor musun? Yalnız gözlük çocukta ayrı bir karizma duruyor!"
"Bende de durur." Dediğinde şaşkınca ona baktım. "Daha iyi durur hem de. Esmermiş, hah?"
"Yok artık."
"Ne yani durmaz mı?"
"Evren adamla niye kendini kıyaslıyorsun?"
"Kıyaslamıyorum. Ben daha yakışıklıyım." Dudakları öne doğru büzüldü. Gözleri kısıldı ve bir anda kumandayı alıp filmi kapattı. "Ben hiç sevmedim bu filmi, hep erkek var! Hiç kız yok. Nerede kızlar?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL KOKAN HAYALLER
Mystery / ThrillerSahi büyümek neydi? Büyümek; Bir çocuk kırılganlığında kurulmuş hayaller, temizlenmesi gereken ruhlar, sönmesi gereken yangınlar ve umut adına yapılmış fedalardı. Öyleyse yangınlar, hayallerinden kurtulması gereken bir çocuğa mı aitti; yoksa umudun...