30 Nisan 2023, Ankara.
Bir ay sonra ilk defa Ayas'ı tekrar göreve göndermiştim. Ve üzerinden tam yedi gün geçmişti. Yedi gün, bir haftaya tekabül ediyordu ama bana bir asır gibi gelmişti. İşime geri dönmek, aldığım en iyi kararlardan olmuştu. Ankara'da bulunan şubede tekrar mesleğime kavuşmuştum. Ve bu beni oyalıyordu. Ayas'ı özlediğim anlar hiç eksikmiyordu belki ama işim kendimi oyalayacak şeyler bulmam konusunda bana oldukça yardımcı oluyordu. Eskiden evde öylece oturmak ve hiçbir şey yapmamak daha kötüydü gerçekten.
Ve şimdi iş çıkışındaydım. Bütün gün yemek yemediğim için bir yere oturmuştum ve sipariş vermiştim. Şirkete oldukça yakın olan restoranda otururken telefonum çaldı. Deva arıyordu. "Alo?"
"Selam, neredesin?"
"Yemek yiyeceğim, sen?"
"Benim evdeyim. Ezgi dışarı çıkmak istemişti de belki sen müsaitsen birlikte dışarı çıkalım diyecektim."
"Bana uyar." Dedim. "İsterseniz konum atayım, buraya gelin. Galiba sizin oraya çok uzak değil."
"Olur. Bekliyorum."
"Tamam." Telefonu kapattım ve ardından konum atıp beklemeye başladım. Siparişim gelince hızla telefonumu çıkardım ve fotoğrafını çekip attım. Daha sonra ses kaydını başlattım. "Bugün öğlen işe daldığım için yemek yiyemedim ancak endişe etme, şimdi yiyorum, sevgilim." Ses kaydını gönderdikten sonra yemeğe baktım. Cidden acıkmıştım. Ayas, uzun zamandır yemek yemediğim için çok endişeliydi. Giderken, her gün yediğin yemeklerin fotoğraflarını bana atıyorsun, diyerek beni tembihlemişti. Ve öyle de yapmıştım.
Bir hafta boyunca sadece bir kere telefonla konuşma fırsatı bulmuştuk ve o da 5 dakikaydı. Söz dinlediğim için dönünce bana yemek yapacağını söylemişti. Onun yaptığı yemekleri yemeyi sevdiğimi çok iyi biliyordu.
Telefonum çaldı. Hızla uzanıp açtım. "Yeri bulamadınız mı?"
"Kim nereyi bulamadı?" Ayas'ın sesiyle gözlerim irice açıldı.
"Ayas!" Dedim heyecanla. "Seni Deva sandım."
"Deva mı? Kızlarla mı buluşacaktın?"
"Ezgi dışarı çıkmak istemiş, bende yemek yemeye gelince yanıma davet ettim." Diye açıkladım. "Boşver onları şimdi sen, nasılsın?"
"Gayet iyiyim. Sen?"
Sorusunu görmezden geldim. "Hiç yaralanmadın, değil mi?"
"Yaralanmadım." Diyen sesi gülüyordu.
"Diğerleri nasıl?"
"Gayet iyiler, hiçbiri yaralanmadı." Dedi sakince. Rahatlayarak nefesimi verdim. "Neden bu kadar geç yemek yedin? Tüm günü tek öğün ile geçirmeyeceksin umarım."
"Akşam oldu Ayas, bir öğünden fazlasını yiyemem."
"Bundan sonra her gün en az iki öğün kuralı koyacağım." Diye homurdandı. "Neyse. Çok vaktim yok güzelim, öyle bir sesini duymak için aradım. Şimdi kapatmam gerekiyor. Dikkat et kendine, olur mu?"
"Olur." Dedim. "Kısa zamanda sapasağlam gel bana sende, olur mu?"
Gülüşü şenlendirdi kulaklarımı. "Olur, sevgilim. Görüşürüz."
"Görüşürüz." Telefonu kapattığında iç çektim. Keşke daha uzun konuşabilmek mümkün olsaydı. Omuz silktim. "Buna da şükür Eda. Bir haftada iki telefon görüşmesi bence şu an için gayet iyi bir ilerleme." Kendimi teselli ettikten sonra yemeğime odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL KOKAN HAYALLER
Mystery / ThrillerSahi büyümek neydi? Büyümek; Bir çocuk kırılganlığında kurulmuş hayaller, temizlenmesi gereken ruhlar, sönmesi gereken yangınlar ve umut adına yapılmış fedalardı. Öyleyse yangınlar, hayallerinden kurtulması gereken bir çocuğa mı aitti; yoksa umudun...