TATLI SORUMLULUK

38 5 2
                                    

4 Ağustos 2023, Ankara.

İnsan hayatında davranışların getirdiği ciddi sorumluluklar vardır. Ve o sorumluluklarla nasıl baş edeceğiniz sizin kararlarınızdan çok yapılması gerekenler üzerine kuruludur. Hayat anlardan oluşurdu. Ve bu, sorumluluğun gerektiği anlardandı. Ve işte tamda böyle anlardan birisinin içindeyim.

Deva hemen yanımda uzanıyordu. Dün gece geç saatte uyanıp kusmaya başladığında artık konu şüphelerimin çok ötesine geçmişti sanki. Kustuktan sonra kollarıma gelmiş, onu güzelce temizlememe izin vermişti. Ben onu temizlerken dalgın ve kızarmış gözleri yerdeydi.

"Deva," dediğimde irkilerek gözlerime bakmıştı. "İyi misin?"

"Korkuyorum." Diye fısıldadığında içim ezilmişti. Kucaklayıp odaya götürdüğümde ne yapacağımı bilmiyordum. Kollarımda uyurken izlemiştim onu. Ve şimdi saat sabah 10'a geliyordu. Hala uyanıktım çünkü beynimin içinde binlerce ses, binlerce düşünce kafamın içini yiyordu. Gözlerimi kapattığımda felaketler gözlerime doluyor, görüntüler kabuslarım oluyordu.

"Kor," Deva'nın uykulu sesi kulaklarıma dolduğunda başımı eğip gözlerine baktım. "Ne zaman uyandın?"

"Şimdi." Tebessümüm buruklaştığı anda gözlerimi kaçırdım. "İyi misin?"

"İyiyim." Elini kaldırıp yüzüme dokundu. "Sevgilim, biraz konuşabilir miyiz?"

Göz göze geldiğimizde iç çektim. "Her zaman," eğilip yanağını öptüm. "Her zaman konuşabiliriz Deva."

"Haftalardır şüphelendiğim bir durum var ve içimi yiyor," gözleri dolduğunda doğruldum ve onu da oturur pozisyona getirdim. Farkında olmadığını sanıyordum ama aptallıktı, ben bile farkına varmışken o elbette farkında olacaktı. "Bu konuyu sana açmam gerek."

"Dinliyorum güzelim."

"Ben... Ben hamile olabilirim." Gözlerimin içine bir tepki vermemi bekleyerek baktı. Ancak bir şaşkınlık görmediğinde bu sefer şaşkın olan oydu. "Sen... Nasıl?"

Gülümsedim. "Hayatın boyunca yemediğin kadar yemek yiyorsun, kusuyorsun, kokulara hassaslaştın. Geçen kollarıma bayıldın. Sence de şüphelerimin olması normal değil mi?"

"Üç kere bayıldım."

"Ne?" Korkuyla gözlerine baktığımda ellerini omzuma koydu. "Sakin ol," dedi telaşla. "Sen endişelenme diye söylemedim."

"Deva bu işin şakası yok," ayağa kalktım. "Başlarım böyle paradoksa! Umrumda değil hiçbir şey, hastaneye gidiyoruz."

"Dur bir, sakin ol," kolumu tuttu. "Önce test yapayım."

"Testte olumsuz sonuç çıkarsa bile senin üç kere bayılman normal bir şey değil, Deva. Her türlü hastaneye gideceğiz." İçimde kendime büyük bir öfke büyüyordu. Ben bunu nasıl fark etmemiştim?

"Tamam ama karnımda bir bebek varsa eğer," gözleri karnına döndüğünde benim gözlerimde onunkileri takip etti. "Ne yapacağız?"

"Sen ne yapmak istiyorsun?" Tedirginlik tüm vücudumdaydı. Ya istemezse?

"Ben bilmiyorum. Bir bebeğe sahip olma fikri bana ne hissettiriyor emin olamıyorum. Basit bir sorumluluk değil. Altından kalkabileceğim konusunda emin değilim. Yanlış bir şey yapmak istemiyorum." Gözlerinden yaşlar akmaya başladığında uzanıp gözyaşlarını sildim. Alnını öptüm. İçim gidiyordu gözünden akan her bir yaşa.

"Bebeğim benim, alacağın her karara saygı duyacağımı bilmeni isterim. Çünkü bu konu oldukça hassas bir konu. Ancak bilmelisin ki yalnız değilsin, ben varım. Bu işin altından birlikte kalkacağız. Kendini kötü hissetmeni, korkuların sebebiyle yanlış kararlar almanı istemem. İzinde vermem."

KÜL KOKAN HAYALLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin