24 Aralık 2022, Hatay.
"Işığımı güneş bile kıskanır! Bi' bakışıma ortalık alev alır. Göz göze gelen negatiflerinden arınır!" Kalçamı sallayarak buz dolabından mutfak tezgahına doğru yürüdüm. "Açılır kapılar, önüme halı atılır!"
Krepimi tavadan alıp tabağa bıraktım. Üç tane Ayas'a, üç tane de kendime yapmıştım. Onlar hazırdı ama yan daireye de götürmem gerekiyordu. Kokusu onlara giderse üzülürdüm. Onlara toplam beş krep yapmıştım. Altıncıyı yapıp götürecektim. Bir yandan da enerjimi dinç tutmaya çalışıyordum. "Aura meselesi şekerim, tutarım, istediğim anda hâlâ tekelim! Ben tekim ve hepinize yeterim!" Bir kez daha kalçamı gülerek salladım. "Gerektiğinde beterim!"
"Ayeda saat sabahın dokuzu!" Ayas'ın sesiyle durdum ve kapıda bana şaşkın bakışlar atan adama baktım.
"Günaydın!" Dedim neşeli bir sesle. "Gel bak krep yaptım bize!"
"Bizden kastın umarım sadece sen ve bensindir." Dedi bir anlık korkuyla. Güldüm. Bu gülümseme ona yetmiş olmalı ki oflayarak tavana baktı.
"Bu kadar yabani olma, çocuklara da verelim işte."
"Neden mesela?" Dedi. "Yani kendi elleri ayakları yok mu bu adamların? Neden biz her kahvaltımızda bunları çekiyoruz?"
"Onlar olmadan yaptığımız da oldu."
"Bir kere."
"Yetmez mi?"
"Yetmez. Ayrıca niye onlara kişi başı üç tane yapıyorsun? Ben daha fazla yemek istiyorum."
"Ayas çocuk musun sen ya?" Dedim büyük bir şaşkınlıkla. "Herkese üç tane yaptım işte." Son kalan krepi alıp tabağa bıraktım.
"Ayeda lütfen onlar iki tane yesin, diğerleri bizim olsun." Çocuk gibi başını yana eğdi. "Göz hakkı diye neden bizimle aynı yiyorlar?"
"Bak vallahi karşı daireye geçer sonra Kuntay'ı buraya şutlarım! Orada sabah kahvaltısı hazırlayınca bende geleyim mi diye yalvarırsın!"
"Ne yani benim için değil mi bu kahvaltılar? Karşıya gitsende yapar mısın? Kırıldım, darıldım."
Onun içindi ama bu bilgiyi bilmese de olurdu. "Ne münasebet?"
"Gerçekten mi kız?" Dedi bunu beklemiyormuş gibi. Onu umursamadan ufak tefek bulaşıkları kenara koydum ve bardak çıkarmaya başladım. Hızla yanıma geldi ve yüzümü incelemeye başladı. "Eda şaka yapıyorum de bana lütfen."
"Şaka yapıyorum." Dedim gülerek. Derin bir nefes aldı.
"Bir an kendimi çok kötü hissettim." Dediğinde duraksadım ve ona döndüm. Kahvaltı onun için bu kadar önemli miydi gerçekten?
"Ayas," dedim bardakları bir kenara bırakıp ona dönerek. "Sana her kahvaltı hazırladığımda çok mutlu oluyorsun. Neden?"
Gözleri gözlerime kenetlendiğinde aklıma bir ihtimal geliyordu ama öyle olmamasını diledim. "Babam dışında kimse benimle kahvaltı yapmadı, Eda. Babam kahvaltı bile hazırlamayı bilmezdi ben çocukken, önüme ekmek ve peynir koyar bazende dün akşamdan kalma yemekleri ısıtır koyardı. Çay demlemeye zamanı olmadığı için hep portakal suyu içerdim. Sonra alıştım portakal suyuna, kahvaltı yaparken en sevdiğim içecek oldu."
Yüzüm asıldı. Annesi ona hiç kahvaltı hazırlamamış mıydı gerçekten? "Ben özür dilerim," dedim. "Sana bunları hatırlatmak istemedim."
"Unutsaydım hatırlatmanda sakınca olurdu. Sıkma güzel canını." Yanağımı sıktıktan sonra krep tabaklarını aldı ve salona ilerledi. "Ne zaman gelecek bu adamlar? Acıktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL KOKAN HAYALLER
Mystery / ThrillerSahi büyümek neydi? Büyümek; Bir çocuk kırılganlığında kurulmuş hayaller, temizlenmesi gereken ruhlar, sönmesi gereken yangınlar ve umut adına yapılmış fedalardı. Öyleyse yangınlar, hayallerinden kurtulması gereken bir çocuğa mı aitti; yoksa umudun...