İKİ GÖĞÜS ARASI, BİR KALP YUVASI

48 5 6
                                    

10 Mayıs 2024, Ankara.

"Ama ben söylemiştim!" Diye bağırdı Deva, şok içinde ona bakıyordum. "Ben bu kadar sancısının olması normal değil demiştim!"

"Çantası nerede? LAN ÇANTA NEREDE?" Ayas'ın sesi tüm evi inletiyordu.

"Sakin ol, Eda... Nefes al, nefes ver! Derin derin!" İrileşmiş gözlerim bu sefer ona döndü. "İyiyiz abicim," yanaklarını şişirdi ve ardından saldı. "Bak, böyle nefes alacaksın."

"Çanta nerede?"

Efken ağladı, Deva onu kucağına aldı. "Anneciğim dur, Eda halan doğum yapıyor!"

"Eda, bak derin derin nefes al!"

Kapı hızla çalındığında Ülkü kapıya koştu. Evren'in, "Arabayı getirdim, hadi çıkalım! Bir an önce götürelim!" Diyen sesi tüm evin içini doldurdu.

"Çanta yok, nereye götürüyoruz?" Diye bağırdı Ayas içeriden. "Çanta nerede lan?"

"Ben ne bileyim nerede oğlum? Ne bağırıyorsun? Bir dur, sakin ol. Halletcez." Salona girdiler ve her yerde çanta aramaya başladılar.

Ve tüm bu karmaşa sadece o anda Ayas'a şaka yapmak istiyorum diye olmuştu... Ayas, "Doğum anında ben çok sakin olurum." Dediği için şaka yapıp sanki doğuracakmışım gibi davranmıştım. Ancak bütün ev halkı bir anda ayaklanıp telaşla oradan oraya hareket etmeye başladı.

"Ay bir durun!" Diye bağırdığımda hepsi dönüp bana baktı. "Niye kimse beni dinlemiyor? Delirdiniz mi ya siz? Doğum sancım falan yok, Ayas öyle iddialı iddialı konuşunca şaka yapayım dedim."

"Ulan bu nasıl bir şaka?" Diye kızdı Kor hemen. "Kalbime indi, Eda."

"Fark ettim, en son nefesini tutmaktan boğulacaktın! Delirdiniz mi ya siz? Doğum bu kadar telaşlı bir şey değil." Ayas'a döndüm. "AYRICA ÇANTA ARABADA!"

"Bana niye ekstra kızıyorsun?" Dedi kaşları çatılırken.

"Kızarım, arabaya koyma fikrini verej sendin. Ayrıca yani bu nasıl bir telaş Allah aşkına, sen çantayı bulana kadar ben burada doğum yapmış olurdum ki!"

"Haklı! Ya yalnızken sancısı tutsa, böyle mi ilgileniyorsun sen kardeşimle? Bütün nefes egzersizlerini ben yaptırdım resmen." Ben ne anlatıyordum onlar ne anlatıyordu!

"Bir sakin ol-" karnıma giren ağrıyla gözlerim irileşti. "Ah! Doğuruyorum!"

"Eda tamam anladık bize ders vermeye çalıştın, tamam yeter." Dedi Kor, kendini koltuğa bırakarak.

Elime geçen yastığı ona fırlattım. "Doğuruyorum!" Diye bağırdığımda hepsi tekrar telaşla doğruldu. "Bu sefer gerçek!" Karnıma giren sancı yavaşça kasıklarıma ve bacaklarıma doğru yayılırken güçlü bir çığlık daha kopardım. Belimi, kasıklarımı ya da bacaklarımı hissetmiyordum sanki o anda. Hissettiğim tek şey güçlü bir ağrıdan ötesi değildi.

"Karım doğuruyor!" Ayas yanıma geldi ve elimi tuttu. "Eda sakin ol, çanta arabada bak. Araba kapının önünde. Sadece aşağı inip arabayla hastaneye gideceğiz, dayanabilirsin bebeğim tamam mı? Sakin ol!" Evren'e döndü. "Yardım etsene!"

"Ulan hayatımda kaç kere doğuran insan gördüm sanki!" Diye bağırdı Ayas'a, ofladım.

"Bacaklarım!" Diye bağırdım acıyla.

"Şşş," Ayas beni kapıya doğru götürdü. "Sakin ol, geçecek."

Kor arkamdan, "Derin derin nefes al, Eda!" Diye bağırarak geliyordu. Bir kolumda Ayas bir kolumda Evren derken o merdivenleri nasıl indiğimi bilmiyordum.

KÜL KOKAN HAYALLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin