DÖNENCEM (Final)

126 2 3
                                    

Beni buradan takip edebilirsiniz

↓↓

liashn0

Keyifli okumalar <3

...

15 Haziran 2024, Ankara.

"Eda," Ayas bebek arabasını bırakıp kapıya eğilince ona baktım. "Hadi artık, bak geç kalacağız yemeğe."

"Ala'nın emziğini bulamıyorum!" Dedim tedirginlikle.

"Nasıl ya?" Derken içeriye giremiyordu, çocukları bıraktığı an onu vuracağımı bildiğinden cesaret edemiyor da olabilirdi.

"Bilmiyorum. En son mutfak masasına bırakmıştım sanki." Derken alnımı kaşıdım. Sonra elime Alp'in emziğini alıp ona gösterdim. "Bak, Alp'in emziği burada."

Ayas elimdeki emziğe bakıp kahkaha attı. Ardından arkasına baktı ve daha çok güldü. "Güzelim, sana kötü bir haberim var."

"Ne? Ne oldu?"

"Sanırım Ala'nın emziğinin yerini biliyorum." Dediğinde o tarafa ilerledim. Başımı uzatıp baktığımda Alp'in ağzında Ala'nın emziğini gördüm.

Kıkırdadım. "Aklım bir karış havada ya gerçekten."

"Hadi hadi, çıkalım." Derken kapının ardından anahtarı aldı. Bende vestiyerde ki çantayı alıp omzuma astım.

Ayas bebek arabasını sürmeye başladığında koluna girdim. Ankara'da bugün hava çok güzeldi. Ayas arabasını dün Yiğit'e vermişti. Gülpembe ile Yiğit bugün sabah iki günlük tatil yapmak adına İzmir'e gitmişlerdi.

Uçak ile uğraşmasınlar istemiştik. Ülkü ve Evren zorlu bir evlenme süreci içinden geçiyorlardı. Ülkü'nün babasından Ülkü'yü istemek zorlu bir dönemdi gerçekten. Fetih bey, Ülkü'nün babasını öldürmediği için çok şanslı olduğumuzu söylemişti Kuntay. Ben gidememiştim ama Ayas gitmişti. O beni bırakmak istememişti ama Evren onun çocukluğuydu ve bizim evliliğimizde her anımızdaydı. Onu yalnız bırakması iyi olmazdı.

Kuntay her geçen gün biraz daha sessizleşiyordu, bazen benim yanımda gülümsüyordu ama eski Kuntay değildi. Biliyordum. Aslan'da ekibin içinde çok sevilen birisi olmuştu. İyi çocuktu ama o da en az Kuntay kadar soğuktu hayata karşı.

Bana bir keresinde sevdiği kızdan bahsetmişti. Kanserden kaybetmiş onu daha gençken, sonra da kimseyi almamış hayatına.

Ona, "Bir başka sevgili kabul etmez misin gönlüne?" Dediğimde gülümsemişti burukça.

Ardından gülümsemiş ve şöyle demişti: "Ne demiş Atsız: Sevdiğin kız şu toprağa girdiyse, sen toprağı eskisinden fazla benimse, bil ki toprak ebediyen senin olmuştur... Bu topraklar benim Eda, benim sevgilim bu topraklar, bu vatan." Ona daha fazla soru sormamıştım o anda. Onu üzmek istemiyordum çünkü.

"Evet oğlum," diyen Ayas'ın sesi beni düşüncelerimden çıkardı. "Yine daldı gitti annen, Allah bilir nerelere gitti de kaçıncı sahnede şu anda..."

"Ne dedikodumu yapıyorsun ya?" Dedim gülümseyerek.

O da gülümsedi. "Ne dedikodu yapacağım aşkım, yanımdasın işte böyle dedikodu mu olur?"

Birlikte sohbet ederek Evrenlere doğru ilerlemeye devam ettik. Yürüyerek yarım saatlik bir mesafedeydiler. İkizler ile hastane dışında ilk defa dışarı çıkıyorduk.

KÜL KOKAN HAYALLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin