9.BÖLÜM:YEMİN +18

9.2K 502 443
                                    

9.BÖLÜM: YEMİN +18

Yazar Notu: Bölümün Devamında cinsellik bulunmakta, rahatsız olacaklar atlayabilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazar Notu: Bölümün Devamında cinsellik bulunmakta, rahatsız olacaklar atlayabilir.

Bölüm Müziği: Under The Influence

-İYİ OKUMALAR!-

Ayağımın altında ezilen çimenlerin yumuşaklığı ayak tabanlarımı gıdıkladı, kızıl saçlarım rüzgarın etkisiyle dalgalanırken parlayan güneş bütün ihtişamıyla gökyüzündeydi. Üzerimdeki beyaz elbisenin etekleri yerde sürünüyordu, bu hiç görmediğim ormanda tek başıma yürüyordum.

Ormanın bütün ağaçları ölüydü, tek birinde yaprak bile yoktu. Neredeydim ben? Burası neresiydi hiç fikrim yoktu ama bir şeyden eminsem bedenim burada huzurluydu. Sanki üzerimdeki bütün yük hepsi bir anda kalkmıştı omuzlarımdan.

Ormanda amaçsızca yürürken bir kahkaha sesi kulaklarıma ilişti, bir kızın kahkahası. Küçük bir kızın kahkahası...

Tanıdık bir kahkahaydı, özlemini çektiğim gülüştü o. Kardeşimin gülüşü, adını bile hatırlamadığım kardeşimin gülüşü. Sarışınımın gülüşüydü.

Gözlerimin içi yanmaya başladı, gözlerim unutulmuş kardeşimin gülüşü yüzünden cayır cayır yanıyordu. Gülüşü ormanın her yanını sararken buzullarımdan bir damla yaş düştü.

Kıyafetin eteklerinden tutup koşmaya başladım. Sarışınım kahkahası ormanı sararken onu görebilme umuduyla koştum. Ölüydü, biliyordum ama onu görebilirdim. Ölü bile olsa ben sarışınımı görmek istiyordum. 

Daha hızlı koşarken kahkaha sesleri daha da yakından duyuluyordu. Kardeşim mutluydu, o kadar mutluydu ki beraber yaşadığımız bir kaç yılda atmadığı kahkahaları şimdi atabiliyordu...

Bir yokuşun tepesinde durduğumda şaşkınlıkla karşımdaki manzaraya baktım, gözlerim irileşmişti, elbisemin eteklerini bırakırken yutkundum.

"Abla, neden beni arıyorsun? Neden gülüşümün peşinden bu kadar ısrarla koşuyorsun?" 

Durdu, ardından elini bana doğru uzattı. Elleri kar gibi beyazdı, oysa benim kardeşim buğday tenliydi.

"Gel abla, ölü kardeşin sana sarılmak istiyor. Ruhumun ızdırabını dindir, dindir ki bundan sonra babamın benden aldığı gülüşümü tekrar kazanabileyim."  Gözlerinde yine umut vardı, tıpkı bir gün babamız bizi sevecek dediğimde gözünde gördüğüm o umut kırıntıları şimdi tekrar karşımdaydı.

Elbisemin eteklerinden tuttum ve ona doğru bir adım attım, dudaklarında kocaman bir gülümseme oluştu. Gözlerindeki umut kırıntıları dağ gibi büyürken gözlerinin sislendiğini gördüm.

YIKIM SEREMONİSİ SERİSİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin