33. BÖLÜM: CEHENNEMİN KÖR UMUTLARI!
'Lanetli bir ruhu hiç kimse sevmez.'
Müzik: Kaybettiklerimi ger ver.
-İYİ OKUMALAR-
Ölümü hissedebiliyordum, ölümü bütün benliğimle hissediyordum. Bu huzur vericiydi, ölüm artık huzur vericiydi. Kurtulmuştum, acıdan kurtulmuştum. Bedenimin acısını hissetmiyordum, bunun sebebi ölmem miydi?
Acının son bulduğunu düşündüm ama gözlerimde ki sızı uyandığımın göstergesiydi. Ölmemiştim, bedenim acı çekmeye devam ediyordu.
Ellerimi kıpırdatmaya çalıştım, elimin altında ki toprağı hissediyordum ama kalkmaya gücüm yoktu. Kemiklerimin sızısı kalkmamı engelliyordu.
Acaba ölmüş müydüm? Ya da bu bir rüya mıydı? Ölmeyi isterdim, bu acının dinmesi için ölümü bile seve seve kabul ederdim. Ama olmuyordu, ölüm beni almamak için direniyordu, acı çekmeni izliyordu. Yetmemiş miydi bu eziyet? Günahlarının bedelini ödememiş miydim?
Göremiyordum, görmeyecektim de. Göz kapaklarım kalkmamak üzere kapanmıştı. Belki iyileşirdim, belki iyileşmezdim.
"Kan kızılı saçların kana bulanmış." asla duymadığım ama aşinası olduğun ses kulaklarıma dolarken içimde tarifsiz bir rahatlama oluşmuştu. Bu sesi ilk defa duyuyordum ama bu ses beni güvende hissettirmişti. Adım sesleri duydum ardından birinin yavaşça yanıma çömeldiğini hissettim.
"Tanrı var olsa da var olmasa da işlediğimiz her kötülük dönüp dolaşıp bizi buluyor." soğuk parmakları yüzümde ki bir kaç tutam saçı itti. Bu adamı tanımıyordum, sesini duymamama rağmen çok tanıdıktı. Kendimi güvende hissediyordum.
"Geçmişin bugünün katili, bu acının sebebini başkasında arama Catherina. Bunun tek sorumlusu sensin. Karma seni bırakmaya niyetli değil." parmakları soğuk yanağımı okşadı, ruhum gibi soğuk yanaklarım dokunuşuyla ısınırken kapalı gözlerimden bir yaş süzüldü. Nedenini bilmediğim göz yaşım toprağa varmadan adamın ellerine bulaştı.
"Ağlama, geçmişi değiştiremezsin. Bugünü güzel yaşa, yaşamaya çalış. Güzel yaşa ki bir sonraki karşılaşmamızda göz yaşını silmek zorunda kalmayayım." ne demek istediğini bilmiyordum, zihnimin derinliklerine yatan bir şey bunu hissetmiş ve dizlerinin üzerine düşmüştü.
"Sana yapabileceğim iyilikler sınırlı, bir daha karşılaşmayacağız. En azından bu evrende. Belki başka bir evrende en güzel halinle seninle tekrar beraber oluruz. Geçmiş olmadan, gelecek olmadan. Belki de olmayız, belki de sonsuza kadar yok oluruz." bu sözler neden canımı yakıyordu, neden kalbimin acıyla büzüşmesine sebep oluyordu. Neden? Sadece neden...
"Geçmiş bizi sildi, geçmiş hatırları sildi. Arkama dönüp baktığımda seni onunla görmek geçmişe ihanet mi yoksa geçmişi silmek mi bilmiyorum. Ama senden nefret etmiyorum." son sözümü göğsümün üzerinden büyük bir ağırlık almış gibiydi. Sanki uzun zamandır büyük bir yük taşıyordum ve bu yük tek bir sözle omuzlarımdan inmişti.
Açık avuçlarımın arasına bir kolye ve bir hançer bıraktı.
"Bu hançeri güvendiğin birine ver. Bu hançer senin parmağını bile kesmemeli, eğer keserse işte o zaman tekrar karşılaşacağız. Bu defa ikimiz de birer ölü olacağız." parmaklarım hançeri sıkıca kavradı, onu göremiyordum ama gururla gülümsediğini hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIKIM SEREMONİSİ SERİSİ (+18)
Fantasy|+18| BİTTİKTEN SONRA DÜZENLENECEK "Çektirdiğin acıya rağmen taştan yüreğim hâlâ seni arzuluyor... ama biliyorum ki sen bana yasaklısın. Yasaklı elmanın Hava ile Adem'e yasaklı olduğu gibi sende bana yasaklısın Lilith... ve ben yasaklı olanı delice...