34. BÖLÜM: ÖLÜMÜN SIRLARI

1.6K 180 67
                                    


34. BÖLÜM| ÖLÜMÜN SIRLARI

'Ölüm bir kaybedişti, ölüm benim mutluluğumdu aynı zamanda kaybedişimdi. '


Yakındı, her şeyin bitmesine ya da yeni bir başlangıcın başlaması çok yakındı. Yıkımlar, ölümler, savaşlar ve belki de kurtuluşlar. Her şey çok yakın aynı zamanda çok uzaktı. Ruhlarımız, bedenlerimiz, sevdiklerimiz birbiriyle yarışacak, belki de kaybedecekti.

“Z, onu hatırlamıyor musun? Yazdığı notları?” Karlain’ın sözleriyle kaşlarım çatıldı. Bu adam neyden bahsediyordu böyle?

“Hangi notlarından söz ediyorsun?” adımları duraksadı, nefesini tuttuğunu hissettim.

“Elena’nın sana verdiği notlardan söz ediyorum.” Anımsamaya çalıştım, ama notları hatırlayamadım. Elena’yı bile hatırlamakta zorlandım.
Hissettiğim farkındalıkla bedenim titrediğinde Karlain beni sakinleştirmek için saçlarımın üzerine dudaklarını bastırdı.

Ama sakinleşmedim, hafızam benimle oyun oynuyordu.

“Karlain, ben ha-“ sözüme devam edemeden sinirli sesini duydum.

“Sikeyim!” beni bir taşın ya da kayanın üzerine bıraktı, göremiyordum ama sinirlendiğini enerjisinden hissediyordum
.
“Ne oldu? Neden hatırlamıyorum?” sesimde ki hüzün onu daha da sinirlendirdi. Kendini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı, ardından iki yanıma düşen ellerimi sıkıca kavradı. Nefesini, varlığını daha net hissediyordum.

“Bak Lerona’m, beni iyi dinle.” Endişelensem de belli etmedim ve onu dinlemeye çalıştım.

“Darel’in bahsettiği kızıl büyüyü hatırlıyor musun?” başımı hafifçe salladığımda söze girdi tekrar.

“Kızıl Büyüde hedef büyü yapılacak kişinin hafızası silmek, yerine başka anılar yerleştirmektir. Böylece büyü yapılan kişiyi kullanabilir, unutulmuş anıları canlandırabilir, bir yere hapsedebilir ya da kendi taraflarına çekebilirler.” Son sözleriyle gülümsedim, masalın devamını biliyorduk.

“Darel Kızıl büyüye başlamış...” cümlenin sonunda ne ben konuştum ne o.

Kaybetmek yakındı, kazanmak uzak. Belki kazanırken kaybedecektik belki de her şeyin üstesinden gelip bu savaşı kazanacaktık.
Ellerimi sıkıca kavrayan eller beni kendime getirdi, Karlain yavaşça elimi kaldırıp öptü

“Umudunu kesme benim güzel Lerona’m. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermem.” Bir kere daha öptü parmaklarımı.

“Söz veriyorum, buradan çıktığımızda üzerinde ki bütün büyüleri kaldıracağım.” Sözlerine anında inanmam aptallık olabilirdi ama ona güveniyordum.

“Sana inanıyorum Karanlığın Lordu.” Sıcacık dudaklarını dudaklarımda hissettim, bu küçük dokunuş çok kısa sürmüş, dudaklarımızı ayırmıştı.

“Güvenini boşuna çıkartmayacağım.”

Dakikalar geçmişti, Karlain kucağında beni taşıyarak yürüyordu.

Teninden yayılan sıcaklık mayışmama sebep oluyordu ama uyumamalıydım. “Eğer uyursan yüzünü oylarım.” Karlain’ın tehditlerini tekrar duyduğumda ister istemez güldüm. “Bana kıyamazsın, kıyamazsın değil mi?” sesimde ki çocuksu ton derin bir iç çekmesine sebep oldu.

YIKIM SEREMONİSİ SERİSİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin