2|2.BÖLÜM: CEHENNEMİN VAADİ

762 77 79
                                    

2|CEHENNEMİN VAADİ

2|CEHENNEMİN VAADİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-İYİ OKUMALAR-

Ben Lilith, Cehennemin Tanrıçası, Azazel'in karısı Lilith. Kötülüğün annesi, şeytanın karısı Lilith...

Yeşilin en şeytani tonunu taşıyan gözlerim büyük bir zevkle karşısındaki manzarayı izledi. Darel'in iç çekişlerinin sesi duyuluyordu. Varis ölü gelinini kollarının arasına almış, artık yok olmaya yüz tutmuş kokusunu içine çekiyordu. Bir eli sevdiği kadının vücudunu kendine bastırıyor, bir eli ise artık yaşamayan, cehenneme tutsak edilmiş bebeğinin üzerindeydi.

Buna sebep olmak beni mutlu etmişti. Bu manzaranın sebebi olmak benim için gururdu çünkü bu adam benim hayatımı elimden almış, kadınlık gururumu yerle bir etmişti. Kollarındaki kadın ise benim baş düşmanım, aynı zamanda bir zamanlar kız kardeşimdi.

O ölümü hak etmişti, o ölmeye tutsaktı. Tıpkı ben acı çekmeye tutsak olduğum gibi oda ölmeye tutsaktı.

"Melani..." Darel'in titreyen sesiyle daldığım yerden yıkılmış adama baktım. Bir zamanlar bana sarılan kolları şimdi sevdiği kadının bedenine sarılmıştı. Gözlerinin altı morarmış, gözleri kan çanağına dönmüştü. Saatlerdir burada, aynı yerde sevdiği kadının cesedine sarılıyordu. Bütün misafirler gitmişti, Karlain Varisini acısıyla yalnız bırakmıştı. Herkes gittikten sonra bende gösterinin zevkini çıkartmak için buraya gelmiş, gördüğüm manzara ile kahkahalarla gülmüştüm ama bunu ne Darel duydu ne de ölü gelini.

"Neden yaptın bunu kendine?" sesi öyle bir acıyla çıkıyordu ki sırıtmadan edemedim. Biricik düşmanımın bu denli acı çekişi beni mutlu ediyordu. Sonuçta bir zamanlar oda bana az acı çektirmemişti.

"Seninle bebeğimizi büyütecektik," dedi iç çekişlerinin arasında.

"Onun odasını kendi ellerimizle inşa edecektik. Sen bana umut verdin Melani, sen bana mutluluğun umudunu verdin ve şimdi küçük bir hançerle o umutları parçaladın." alnını kadının boyun girintisine yerleştirirken dudaklarından bir hıçkırık koptu.

"Madem gidecektin, madem bebeğimizin canını alacaktın neden benimle hayaller kurdun? Neden bebeğimiz ile geçireceğimiz hayallerin vaadini verdin?" kızıyor gibiydi, ölmüş gelinine isyan ediyordu.

"Sen ablanı sevmezsin ki, onun adını bile anmak istemezdin. Ama şimdi, şimdi..." devam edemedi, sesi boğazında takılıp kaldı.

Derin bir nefes aldım. Melani ölmüştü ama onu tekrar diriltecektim, o ve çocuğunu diriltip dünyaya gönderecek ve bebeğin büyümesini sağlayacaktım. Bunlar benim için çocuk oyuncağıydı. O gün geldiğinde Darel ölmek için ayaklarıma kapanacak ama ben onun üstünden geçecektim.

"Sana kızamıyorum bile..." Darel'in mırıldanışını duyduğumda yavaşça ona doğru yürüdüm. Şu an beni göremiyordu ama varlığımı hissettiğini biliyordum.

YIKIM SEREMONİSİ SERİSİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin