23.BÖLÜM: ÖLÜMÜN RUHLARI

2.8K 349 347
                                    


23.BÖLÜM: ÖLÜMÜN RUHLARI!

''Kalbin ve zihnin arasında kaldığında hiç düşünme ve zihnine güven. Çünkü kalp en büyük haindir.'

Satır aralarına yorum yazmayı unutmayın.

Bir daha ki uzun bölüm için 250 oy :)

-İYİ OKUMALAR-

Bazen ölmek için tanrıya yalvarırdım, her gece tapınağa gider ve sabaha kadar ağlayarak ölmek için yalvarırdım.

Tanrı bu haykırışlarıma cevap vermedi, dileğimi kabul etmedi çünkü gelecekte nasıl birine dönüşeceğimi en iyi o biliyordu.

Acımasız bir katildim, çok kişiyi öldürdüm ama hiç biri içimde vicdanın sızlamasına sebep olmadı.

Bana o kadar acımasızca davranılmıştı ki içimde merhamete dair bir kırıntı bile yoktu.

Bunun için katillerimle aynı kefeye konuldum, onlardan sayıldım çünkü bende bir katildim, bende acımasız biriydim.

Yinede de hak etmiyordum, o kefede olmayı hak etmiyordum.

Kapının önünde merdivenlerde oturmuş kara kara düşünüyordum.

Gelecek çok çalkantılıydı ve ben bunların üstesinden nasıl gelecektim? Bugüne dek çok şeyi atlatmıştım ama bu gelecekte yaşananları da atlatacağım anlamına gelmiyordu.

Kendimi bir hiçlikte gibi hissediyordum, yapayalnız sadece karanlığın olduğu bir yerde sürükleniyor gibiydim.

Derin bir nefes aldım. Darel'in sakladığı şeyleri öğrenmek istiyordum, hem de çok. Ama bu şu an imkansız gibiydi.

Gözlerimi gökyüzünden çekip etrafta gezdirdim. Yan yana dizilmiş binlalarda tek tük işim yanıyordu ve mahalle derin bir sessizliğe Gömülmüştü.

Derin bir iç çekerken gözlerim ormana yakın olan sokağa takıldı. Gecenin zifiri karanlığa rağmen pelerinli birinin orada dikildiğini görebiliyordum.

Yerlere kadar uzanan siyah düz bir pelerin takmış adam veya kadın doğrudan bana bakıyordu. Gözlerini görmezsem de anında buraya baktığını anlamıştım.

Harika, Köken Büyücülerimiz eksikti oda oldu.

Yavaşça yerimden kalktığımda pelerinli de ormana yönelmişti. Kaçan kovalanır hesabı bende hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm.

Eğer bunu başka biri yapsaydı muhtemelen öbür tarafta yaptığı aptallığa gülerdi. Bunu yapmamam lazımdı ama kehaneti yapan bir Köken Büyücüydü, ayrıca Melani'yi tanıyor olabilirlerdi. Ve büyük olasılıkla tanıyorlardı.

Ormana girdiğimde pelerinlinin ağaçlar arasından ustaca geçtiğini görmüştüm. Beni tuzağa çekiyor olabilirdi, ama bir Ruh Bükene bulaşmak istediğini sanmıyordum.

Hele gücünü kontrol edemeyen bir Ruh Bükene.

Ne olur ne olmaz diye etrafımda bir hava akımı oluşturdum, böylece her hangi bir ok veya başka bir darbede bana zaman kazandıracaktı.

Büyücüye yaklaştığımda ormanın orta kesiminde ağaçların seyrekleştiği bir nokta da beni beklediğini gördüm. Kusursuz bir dairenin içindeydi.

"Siz köken Büyücüler ya korkaksınız ya da şov meraklısısınız. İkinci seçenek daha mantıklı, değil mi?" Alaylı sesimle Büyücü yavaşça başını yana eğdi.

YIKIM SEREMONİSİ SERİSİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin