3- Yeni Bir Dost

267 14 2
                                    

Derin bir nefes aldım. Bir sonraki harekete geçip yaptım. Uzun bir süredir bu hareketlerle uğraşıyordum. Yeni hareketimi tekrarlayıp daha iyi yapmaya çalıştım. Biraz zorlansam da açılan vücudum rahatlık sağlıyordu. Hastalığım hafif bir boğaz ağrısına bırakmıştı kendini. Bunu fırsat bilerek dövüş sanatlarına başlamıştım. Kitabın başında ısınma hareketleri vardı. Başta onları bile yapmakta zorlanıyordum. Geçen zamanla beraber ısınma hareketlerini kolayca yapmaya başlamıştım. Çalışabileceğim bir boks torbası fena olmazdı. Tahsin amca yarından sonraki gün gelecekti. Önceki geldiğinde sipariş verdiğim ilaçlarımı da getirecekti.

Bir kaç hareket daha çalıştım. Bu spora başladığımda iki saatten önce bırakamıyordum. Kaslarımın şimdiden geliştiğini çok net hissedebiliyordum. En sonunda durdum. Havluyla terlerimi sildim. Papatya çayı yapmaya başladım.

Vücudumu rahatlatıyordu. Ve şu an kasılan vücudum için papatya çayı birebirdi. Hazır olduğunda kupamla birlikte dışarı çıktım. Salıncağıma oturup bir yudum aldım.

Hayallerim aklıma geldi. 18 yaş hayallerim. Her kız gibi benimde 18 yaşımla ilgili hayallerim vardı. Babam üniversiteye gitmeme engel olmadan önceki hayallerimdi bunlar. Üniversitede gezip eğlenecektim. 18 yaşımda arkadaşlarım olacaktı etrafımda. Doğum günümü kutlayacaktık hep beraber. Eğer çok şanslı olursam hayatımın aşkıyla tanışacaktım. Babamın anneme duyduğu sadıklığı bana hissettirecekti. Gözümden bir damla yaş düştü. Babamın annemi hiç sevmediği gibi sevecekti belki beni. Alt dudağımı dişlerim arasına aldım. Gözlerimi kapattım. Sakinleşmeye çalışıyordum.

Babamla ilgili bulduğum tek iyi özellikte kötülüğe dönüşmüştü. Babam annemi aldatmıştı. Babam anneme ihanet etmişti. Birbirlerine tutunmalarını sağlayan tek bir bağ bırakmamıştı anneme. Gözlerimi açtığımda etraf bulanıklaşmıştı. Gözlerimden çıkmak için uğraşan yaşları öylece bırakmıştım. Düşünmemeye çalıştım. Ağlamak istemiyordum. Bulanık orman geri netliğini kazandı. Çayımdan bir yudum aldım.

Babama o gün bağırmam belki de bundandı. Hayallerimi yıkmasındandı. Hayaller basit değildi. Olamazdı. Hayaller ihtiyaçtı. Onları yıkmaya kimsenin hakkı olmamalıydı.

Bu haksızlık olurdu hayallere...

Niye bu dünya hep haksızlık yapıyordu?

Ben annemle babamı çok sevmiştim. Yakıştıramamıştım onlara bana yaptıkları ihanetleri. Sürekli yok saymıştım. İçimde hep bir umut vardı. Düzeleceğimize dair bir inancım vardı. İçimde yeşerip duruyordu. Ama olamıyordu. O inanç hiç gerçek olamıyordu.

Buna inat yıllarca beklemiştim. Sonra bir şeyler oldu. Babam tek dayanağımı yok etti. Anneme ihanet etti. Bu düzelebilir bir şey miydi? İhanetin affı olur muydu? Ben bana yaptıkları ihanetleri affetmiştim. Kapatmıştım gözlerimi. Görmemiştim yaptıklarını. Ellerimi sımsıkı bastırmıştım kulaklarıma. Duymamıştım söylediği kötü sözleri. Bana yapılan tüm ihanetlere göz yummuştum. Tenimde olan sızılara bile sessizce ağlamıştım. Ama anneme yapılan bir ihaneti affedememiştim.

Bir hafta yasını tuttuğum salıncağımın hesabını bile sormazken, anneme yapılan ihanetin hesabını sormuştum. Babama bağırarak onu hiç affetmeyeceğimi söylemiştim. Ama unuttuğum bir gerçek vardı. Annem her hatasında onu düşünmeden affederdi. Burukça gülümsedim. Benim savaşım annem içinse çok boşaydı.

Islak yanaklarımı sildim. Fincanımda soğumaya yüz tutmuş çayımı peş peşe içtim. Sıcak olsa da babamla annemin yaktığı kadar yakmazdı ki canımı...

Derin bir nefes aldım. Hava soğumuştu. Tenim buz gibi olmuştu. Kupamı kenara bıraktım. Elimle buz gibi olan kolumu ovuşturdum. Boş olan kupamı da alıp eve girdim. Mutfağa girip kupamı makineye yerleştirdim. Ardından çalıştırdım. Buzdolabından salata için yeşillikler çıkardım. Hepsini yıkadım. Bıçak yardımıyla doğradım. Doğradığım sebzeleri bir tabağa koydum. İçine yağ, tuz ve gerekli malzemeleri katıp karıştırdım. Çatalımı alıp tabureye oturdum. Salatamı yemeye başladım.

Yasak CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin