9- Bodrum Kat

177 10 2
                                    

Bugün Dora ve Uraz ile konuşmayı düşünüyordum. Geceleri korkumdan doğru düzgün uyku çekemiyordum. Göz altlarım kötü bir hale gelmişti. Yemeğimi yedikten sonra odama çıktım. Dolabımdan üstü küçük çiçeklerle dolu olan bileğime yakın bir yer biten derin olmasa da yırtmaca sahip eteği giydim. Üzerime uzun kollu, kısa ve dar bir beyaz üst geçirmiştim. Beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Saklama kabına koyduğum kurabiyelerimi alıp evden çıktım. Yürümeye başladım. Bu yer çok güzeldi. Doğayla iç içe haldeydiler.  Geldiğimi belli eden nöbetçiler yine farklılardı.

"Leyla'nın torunuyum. Dora ile görüşmek için gelmiştim." Önümden çekildi. Arkasından ilerlemeye başladım. Bir süre yürüdükten sonra bir sahaya gelmiştik. Dora bir sürü idman yapan kurtlara talimatlar veriyordu. Sesini yüksek ve otoriter tutmaya çalışıyordu. Nöbetçi geri yerine döndü. Dora'nın yanına gittim. Beni gördüğünde gülümseyerek yanıma geldi.

"Uzun bir süre yanıma gelmeyince beni unuttun zannettim." Ona uyarak bende gülümsedim. Elimdeki kurabiyeleri gösterdiğimde arzusu gözlerine yansımıştı.

"İdmana devam edin! Birazdan dönerim!" Birden bağırmasıyla korkmuştum. Geçen geldiğimiz eve gelmiştik. İki bardak portakal suyu getirdi. Kurabiyeleri açıp ortaya koydum.  Dora oturduğunda kendimi rahatsız hissederek konuştum.

"Seni işindan alıkoymak istemezdim." Kurabiyelerden bir tane alıp ısırdı. Ağzı dolu olduğu için eliyle boş ver işareti yaptı.

"Günlük işler. Orada sadece eğlence için durduğum bile söylenebilir." Rahatlamıştım. Derin bir nefes aldım. Konuşmaya başlasam iyi olacaktı. Olanları anlatmam gerekiyordu.

"Dora ben-" o sırada arkamızdan yabancı bir erkek sesi bağırdı.

"Dora!" Dora hızla ayağa kalktı. Gözleri mutlulukla parladı.

"Ulaş!" Koşarak oraya doğru gitti. Ayağa kalktım. Çiftin birbirine sevgiyle sarılışını izledim. Dora elinden tutup buraya çekiştirdi. Beraber oturduklarında bende oturmuştum.

"Ulaş benim nişanlım." Bana bakarak konuşmuştu. Ardından Ulaş'a döndü. "Miray, arkadaşım. Leyla'nın torunu." Ulaş elini uzattı.

"Tanıştığıma memnun oldum. Seninde annen gibi insan olmanı bekliyorduk. Sürpriz oldu." Gülümsedim.

"Bana da öyle." Bu alemi görmeye başladığım yetmiyormuş gibi çok tuhaf şeyler yaşamıştım. Bunları Dora'ya anlatmak istiyordum. Ama Ulaş varken olmazdı. Ne kadar az insanı tehlikeye atarsam o kadar iyiydi. Ejderha ırkları şimdilik tehdit etmiyordu. Ama sadece şimdilik...

"Uraz nerede?" Dora nişanlısını bekletmeden cevapladı.

"Görev başında. Bu akşam döner. Ailecek bir yemek yiyelim. Uzun zamandır yapmıyoruz." Ulaş başıyla onayladı. Ayağa kalktım.

"Ben gitsem iyi olur. Sonra görüşürüz Dora." Dora hemen ayağa kalktı.

"Akşam tekrar gel. Bu evde oluruz." Gülümsedim. Ailecek yemek yiyeceklerdi.

"Kesin bir şey söyleyemem. Gelmeye çalışırım. Dora kaşlarını çattı.

"İtiraz istemiyorum." Otoriter sesine güldüm. Başımı salladığımda memnun olmuş gibiydi. Bana sarıldı. O an şok olmuştum. Ellerimi yavaşça sırtına koydum. Bende ona sarıldım.

Bu his güzeldi. İyi hissettiriyordu. Güvende hissettiriyordu. Birine sarılmak verebileceğiniz çok güzel bir hediye bence. Ben bu sarılmayı doğum günü hediyem olarak kabul etmiştim. Doğum günüm dündü. Geçmişti ama bu his geçmeyecekti. Dora farkında olmadan benim için çok güzel bir şey yapmıştı.

Yasak CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin