"Ondan sonra yanından çekip gittim. O kendini ne zannediyor da benim kıyafetime karışıyor?!" Hülya yeni biriyle konuşmaya başlamıştı. İkinci buluşmalarında ise çocuğun kıyafetine karışması üzerine bitirmişti. Bunu şimdi bana anlatıyordu. Dora eğleneceğimizi söyleyerek zorla beni dışarı çıkarmıştı. Derin hasta olduğu için gelememiş. Hülya öyle demişti. Dora ise eğitim yapan öğrencilerde ufak bir sıkıntı çıktığı için gitmişti. Hülya ise aşk hayatını anlatıyordu.
"Sevdiği için kıskanmıştır belki?" Hülya yanlış bir şey söylemişim gibi bana baktı. Elini sallayarak konuşmaya başladı.
"Benim kararlarıma karşı saygı duyarak kıskanmalı! Daha ikinci buluşmadan o ne öyle canım?" Tiksintiyle yüzünü buruşturdu. "Beni düzgünü bulmaz ki! Haksız mıyım?" En son karşı çıkıp fikrimi savunduğu da hiç iyi bitmemişti. Ne olursa olsun haklı çıkmadan durmuyordu.
"Haklısın bencede Hülya." Düşünmeden direk cevap verdim. Bu onunda hoşuna gitmiş gibiydi.
"Aramızda kalsın ama seninle Dora'dan daha çok sarıyor sohbet. Arada yapalım bunu!" Gülümsemeye çalıştım. Sonunda kurtarıcım Dora'nın sesini duydum.
"Hülya kızı çok sıkmasaydın." Dora gülerek konuştu. Ardından oturdu.
"O da sohbetten keyif aldı. O hissi yakalamasam ağzımı açmam. Biliyorsun beni Dora." Dora başını salladı.
"Biliyorum tabi canım." İmalı konuşması üzerine Hülya gözlerini kıstı. Cevap da vermemişti ama. Dora'ya çok karşı çıkmayı sevmiyordu anlaşılan.
"Arel sana bir şey söyledi mi?" Anlamayarak Dora'ya baktım.
"Ne hakkında?" Hülya ile bakıştılar. Hülya etrafına bakındı. Çekinse de merak ediyor gibiydi.
"Mühürlüsü hakkında." Hülya'nın konuşması üzerine benden cevap bekleyen ikiliye baktım. Arel'in benimle niye böyle bir konu hakkında konuşmasını beklemişlerdi ki?
"Hayır." Dora ümitsizlikle önüne döndü.
"Seninde sorunu cevaplamamış. Herkesi böyle geçiştiriyor işte. Bizim yanımızda bahaneler üretti hep. Seni nasıl geçiştirdi peki?" Dora'nın sorusunun cevabı basitti.
"Sormadım ki." Şaşkınlıkla bana baktılar.
"Miilet bunu öğrenmek için seferber olurken sen umursamadın bile. Öyle mi?!" Hülya şaşkınlığını sesine yansıtarak konuştu. Omuz silktim.
"Herkes yeterince sıkıyordu onu. Hem de beni ilgilendirmez diye düşündüm." Dora sinirle soludu.
"Arel mühürlüsünü yanına getirmezse kurdu hastalanır. Çok kötü hallere düşer. Kendini bile koruyamayacak hale gelir." Yutkundum. Bu mesele sanırım benide ilgilendirmeye başlamıştı. Aşk hayatı hakkında konuşmalıydım onunla. Ne kadar istemesem de. Neden bilmiyorum ama mühürlüsünün kim olduğunu duymak istemiyordum. Bu cevaptan kaçmak istiyordum. Mühürlüsü olmasının tuhaflığı zaten üzerimdeydi.
"Öğrenmeyi denerim. Ama size bile söylemediği şeyi bana söyleyeceğini düşünmüyorum." Dora ellerini saçlarından geçirdi.
"Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum bu adamın!" Bu konuda yalnız değilsin Dora.
Kızlarla havadan sudan muhabbetlerle baya bir zaman öldürmüştük. Dora işleri olduğunu söyleyerek gitmek istediğinde bende onun peşinden kaçmıştım. Hülya'nın haklısın lafını duymak için bana işkence çektirmesini istemiyordum. Hülya iyi kalpli bir insandı. İyi bir de arkadaştı. Ama bazen çekilmez olabiliyordu.
Biraz yürüyüş fena olmazdı. Bildiğim bir yola girdim. Toplantı yapılan büyük yere gelmiştim. Ortaya doğru yürüdüm. Masanın yakınlarında etrafımda dönmeye başladım. Kırmızı yapraklı ağacı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Cadı
Fantasy"Değersizliğimin bir göstergesidir sonradan kazanılan bu değerler..." Miray' "Nefretle büyütülmüş, güç peşinde koşturulan her çocuğun ruhu tatmalı gerçek sevgiyi." Arel' "Tanışmak bile uzaktandı, sevmeyi yakından beklemek aptallıktı." Uraz' "Bekleme...