Kaderimiz neye bağlıdır? Bazen bunu düşünüyordum. Kaderimi bağlandığı yerden çözüp özgür bırakmak istiyordum. Şifasız dert olmazdı. Ölüm bile bir şifaydı belki de.
Yine kanepede oturmuş düşüncelere dalmıştım. Vücudum hala kötüye gidiyordu. Ölüm ve yaşam konusunda sorgulanması gereken çok fazla şey vardı. Ama sorgulayacak vaktim kalmamıştı. Bencil olmak istiyordum bazen. Tüm insanları hiçe sayıp o kanı içmek. Arel'e yeni kavuşmuşken kaybetmek istemiyordum. Onun için yaşamak istiyordum. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Önüme konan şuruplarla başta afallasam da sonradan kendime gelmiştim.
"İlaç vakti." Yanıma oturdu. Elini omzuma atıp kendine çekti. İlgisini her bir zerremde hissediyordum. Bu hissin tarifi imkansızdı. Hep böyle hissetmek istiyordum. Yabancısı olmasaydım keşke bu duyguya. Daha fazlasını isteyip durmasaydım. Onunla bir ömür bile az geliyordu. Günler çok hızlı geçerken bundan sonuna kadar şikayetçiydim. Geriye sadece yirmi günüm kalmıştı. Onun göğsünden sıyrılıp ilaçlarımdan Zühre'nin söylediği miktarda içtim. Kanımı sıvılaştıran bir ilaç ve kirli kanı temizlemeye yönelik bir şurup vermişti. Neyim olduğunu anlayamıyorlardı.
"Ben öldükten sonra hayatına devam eder miydin?" Bu sorum karşısında yüzüme bile bakmadı. Sıkıca bana sarıldı. Saçlarımın kokusunu içine çekti ve nazik bir öpücük kondurdu.
"Bu diyarı anlamlı kılan tek detaysın. Sen varsan varım." Bir yanıma bu sözler iyi hissettirirken bir yanımı üzüyordu. Ateş gücüm artık sadece öfkelendiğimde ortaya çıkıyordu. Kuvvetli kötü duygular dışında ilaçlar yüzünden çıkamıyordu.
"Beni anlatsana?" Güldü. Espri yapmamıştım. Bunu fark ettiğinde daha çok güldü. Kafamı kaldırıp gülüşüne diktim bakışlarımı. Kısa bir öpücük bıraktım dudaklarına.
"Seni sana anlatmamı istiyorsun?" Gülmesini sonunda durdurabilmişti. Tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim dudaklarıma. Başımı büyük bir arzuyla salladım. Kaşları havalandı. "Denerim. "Zaferimin verdiği mutlulukla başımı göğsüne yasladım. Daha çok ona sokuldum. Elleriyle bana destek olmuştu.
"Başla artık Arel." Keyifli sesi bedenimi yumuşatmak için en güçlü silahtı.
"Tamam, tamam." Derin bir nefes aldı. "Gülerken gözlerinin içinde geçen bir duygu var. Bu seni çok tatlı yapıyor. Ama her zaman olmuyor. Kırıldığın zamanlarda bir cevap aramadığın sürece karşındakinin gözlerine bakmıyorsun. Bakışlarını kaçırıyorsun." Bu kadar detaylı bir açıklama beklemiyordum. Ben onu bu kadar incelememiştim. Söyledikleri mutluluktan havalarda uçmamı sağlıyordu. Susarak söyleyeceklerini devam ettirmesini bekledim. "Bu diyar için fazla temizsin." Kısık bir sesle konuşmuştu. Yakınında olduğum için duyabilmiştim. "Kötülükten sevdiğin insanları korumaya çalışıyorsun. Ama kötü birini de seviyorsun. Karmaşıksın. Çözmesi zor ama istek uyandırıcı." Eliyle saçımı oynamaya başladı. "Sınırların var. Hayat senin için o sınırlardan ibaret. Alışık olmadığın şeyler sinirini bozuyor. Ailen ise zayıf noktan." Gerilen vücudumu hissetmiş olmalı ki elini sıkılaştırarak beni kendine daha çok çekti. Ailemden geriye sadece babam kalmıştı. Duygularımın, çocukluğumun kısaca her şeyimin katili. Sevginin kötü bir şey olduğuna dair beni inandırmaya çalışan adam...
"Kaybetmeye alıştığın için hiç bir şey korkutmuyor seni. Eğer bende gitsem-" sözümü hışımla kesti. Fazla öfkelenmişti.
"Sakın!" Sesini biraz azalttı. Öfkesi korkuya dönüştü. Aynı anda çok fazla şey düşünüyor gibiydi. Kafası karışmış bir şekilde saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. "Sakın." Benim gitmemden çok korkuyordu.
"Benimle kalmak için herkesin yok oluşunu izler miydin?" Arel için yaşamaya değerdi. Onun için yapamayacağım şey yoktu. Ama onca ölenin ahını omuzlarımda taşıyamazdım. Buna dayanamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Cadı
Fantasy"Değersizliğimin bir göstergesidir sonradan kazanılan bu değerler..." Miray' "Nefretle büyütülmüş, güç peşinde koşturulan her çocuğun ruhu tatmalı gerçek sevgiyi." Arel' "Tanışmak bile uzaktandı, sevmeyi yakından beklemek aptallıktı." Uraz' "Bekleme...